DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG
فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ
O halde bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş. (İnşirah/94; 7)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ: اَلصِّـحَّـةُ وَالْفَـرَاغُ
Efendimiz Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “iki nimet vardır ki insanların çoğu bunlardan habersizdir: Sağlık ve boş zamana sahip olmak.” (Buhari: Rikâk: 1)
Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz, zamanın değerini bilme ve planlama hakkındadır.
Vakit servet, sıhhat devlet, bunları değerlendirmek ise en büyük saadettir. Zaman ve boş vakit büyük birer nimettir. Bir program dahilinde değerlendirmek şartıyla insan, mükellef olduğu işleri yapar ve ihtiyaçlarını giderir. Zamanı disiplin altına almak, hedeflerimize daha hızlı ulaşmamızı sağlar. Zamanı yönetmek, hayatı yönetmektir. Başarılı insanlar zamanlarını verimli bir şekilde değerlendiren insanlardır.
“ Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş” âyet-i, Müslümana önemli bir hareket felsefesi ve bir hayat düsturu sunuyor. Mü’min, çalışırken, dinlenirken her zaman hareket hâlinde olmalıdır. O, mesaisini öyle tanzim etmelidir ki, hayatında boşluğa hiç yer kalmamalıdır.
Meselâ, beyni okuma ve yazma ile meşgul olan ve yorulan biri, dinlenirken yan gelip yatabileceği gibi, meşguliyet değiştirerek dinlenebilir; Kur’an okuyabilir, namaz kılabilir, kültürfizik yapabilir, Bunlarla yorulduğunda da döner tekrar kitap mütalâasına başlar.
Mü’mine düşen şey sürekli hareket halinde olma, hayırlı bir işi bitirince ikinci bir işe koşmadır. Yorulma içinde dinlenme, dinlenmeyi bir başka yorulmanın başlangıcı hâline getirme, “Çalışarak dinlenme, dinlenirken çalışma” metoduyla hareket etmedir.
Her zaman bir işten diğerine koşmalı, mevcut çalışma sistematiği içinde üzerimize düşen vazifeleri dur-durak bilmeden yerine getirmeli, bizzat amelin içine konulan ruhi ve manevi zevkleri bütün derinliğiyle yaşamalıyız.
Hadîs-i şerîfte de ifade edildiği gibi, insanların çoğu sıhhat ve boş vakit adındaki nimetlerin şükrünü, mâalesef layıkıyla yapamamakta ve böylece aldanmaktadırlar. Zihinlerin alabildiğine dağınık hâle geldiği ve insanları gereksiz yere meşgul eden sebeplerin çoğaldığı günümüzde, zamanı kullanma daha bir önem arz etmektedir. Yirmi dört saatten ibaret bir günlük zamanı üçe bölerek değerlendirebiliriz.
Sekiz saatini yeme, içme uyuma gibi bedenî ihtiyaçlarımıza, sekiz saatini bakmakla yükümlü olduğumuz kimselerin geçimi temin etmeye, sekiz saatini de; ibadete, Kur’an’a, ilme, neslin terbiye ve ıslahı için tebliğ ve irşada, akrabaları ve dostları ziyaret gibi hayırlı işlere ayırabiliriz.
Günlük olarak yapılması emredilen beş vakit namaz, zaman tanzimine yönelik gayeler de taşımaktadır. Farz namazlar, Müslüman kimseye, günlük zamanını taksim ve programlama alışkanlığı kazandırmaktır. Namaz saatlerine öncelik vererek diğer görevleri bu zamanlara göre planlamak, ibadetleri aksatmamak için de önemlidir.
Kur’an-ı Kerim’i okuma ve anlama pratiklerini günlük rutinimize dahil edebiliriz. Sabah veya akşam vakitlerini Kur’an okumaya ve zikir yapmaya ayırabiliriz. Yolculukları- Yürüyüşleri Evradü Ezkar için değerlendirebiliriz.
Zamanını değerlendirmeyi düşünen biri, evvelâ imkânını, talip olduğu işi ve kapasitesini çok iyi bilip ona göre bir fizibilite ortaya koymalıdır ki, işlerinde muvaffak olabilsin. Aksine bir insan, düşünce kapasitesi, ruh gücü, istirahat durumu, bedenî mukavemeti gibi hususları hesaba katmadan pek çok işe birden talip olursa, çok defa kazanma kuşağında kaybedebilir.
Bu açıdan bizim için en birinci mesele, hayatımızın takvimleştirilmesi ve zamanlamaların çok iyi yapılmasıdır. Zamanı etkili bir şekilde kullanabilmek için öncelikleri belirlemek, hedeflere odaklanmak ve görevleri uygun bir şekilde planlamak önemlidir.
Ayrıca sabah ne yapılır? öğlende ne yapılır? ders çalışıp kafanız yorduğu zaman ne yapılır? ne zaman bir işten diğer işe geçilir? bir işten diğer işe geçerken iş türleri nasıl olmalıdır? Akşam ne yapılır, gece ne yapılır, gece kalkınca ne yapılır? gibi bütün bu soruların cevaplarının bulunup hazırlanması çok önemlidir.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların zamanlarını etkileyen faktörler de değişti. Özellikle sosyal medya, internet ve diğer teknolojik araçlar, zamanı etkili kullanmayı zorlaştırıyor. Uzun süreli ekran zamanı, dikkat dağıtıcı içerikler ve sürekli bildirimler, insanların zamanlarını boşa harcamasına neden olabiliyor.
Bunu engellemek için haftalık olarak ailemizle beraber yapacağımız etkinlikleri takvime ekleyip, sosyal medya kullanımını sınırlayarak bu zamanı ailemize ve kendimize ayırabiliriz.
Gerek sıhhat gerekse zamanın her bir saniyesi, kullanıldıkları ve harcandıkları işlere göre insanın, lehinde veya aleyhinde şâhitlik yapacaklardır. Zaman, Allah’ın bize bahşettiği bir sermayedir. Bu sermayeyi en iyi şekilde değerlendiremezsek, ahirette hesap vereceğimizi unutmayalım. Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)
Akıllı kimse kendisine verilen bu iki sermayeyi israf ederek, yersiz ve lüzumsuz bir şekilde asla kullanmaz, onları fuzûlî işlerde yıpratmaz ve onları boşuna harcayıp ma’nâsız ve gâyesiz şeyler peşinde tüketmez.
Her şey zamanla telafi edilir ama, Geçip giden zaman, Hiçbir şeyle telafi edilemez.
CUMA HUTBESİ Zamanın Değerini Bilme Ve Planlama (PowerPoint Form)
CUMA HUTBESİ Zamanın Değerini Bilme Ve Planlama (Word Form)