DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG
وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَى أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا (İsra;79)
Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz Nafile namazların fazileti hakkındadır.
Günlük farz namazların dışında kılınan namazların hepsine nafile namazlar denir. Farz ya da vacip ibadetler, kulların zorunlu olarak yapmaları gereken amellerdir. İnsanın iradesine bırakılan nafile ibadetleri yapmak ise büyük hayırlara vesile olur. Bu ekstra ameller, Allah’a karşı şükür ve hamd vazifemizi yerine getirmek, O’nun rızasını kazanmak ve O’na yakın bir kul olmak için önem arz eder.
Kur’ân’ı Kerimde; “Sana mahsus bir namaz olmak üzere gecenin bir kısmında kalkıp Kur’ân oku, teheccüd namazı kıl. Böylece Rabbinin seni makam-ı mahmûda eriştireceğini umabilirsin.” (İsra;79)
Nafile namazların bir kısmı günlük beş vakit namaza bağlı olarak kılınır ki, bunlar sabah namazının sünneti, öğle namazının ilk ve son sünnetleri, akşam sonrası ve yatsı sonrası kılınan sünnet namazlarıdır. Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem), revâtib sünnetler de denilen bu nafile namazları, bir hadis-i şeriflerinde toplu olarak zikreder ve: “Bu on iki rekât namaza kim devam ederse, Allah ona cennette bir ev bina eder” buyurur. İkindinin ve yatsının ilk sünnetleri gayri müekked sünnetlerdir. (Tirmizi, Salat 206; Nesei, Kıyamu’l-leyl 66; İbni Mace, İkamet 100)
Diğer hadislerinde Allah Resulü, bu nafilelerin faziletini ayrı ayrı anlatır. Mesela, “Sabah namazından önce kılınacak iki rekat namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır. Sizi atlılar kovalayacak bile olsa o iki rekâtı terk etmeyin” (Buhari, Teheccüd 27; Müslim, Salatu’l-Müsafirin 96) buyurur.
Yine Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Kim öğleden önce dört, öğleden sonra da dört (rekat nafile) kılarsa, Allah onu ateşe haram eder” (Ebu Davud, Salat 296; Tirmizi, Salat 317; Nesei, Kıyamu’l-leyl 67) buyurur. Yine ikindi namazının sünneti için: “İkindiden önce dört rekat nafile kılan kimseye Allah rahmetini bol kılsın” (Ebu Davud, Salat 297; Tirmizi, Salat 318); akşam namazının sünneti için de: “Kim akşam namazından sonra hiç konuşmadan iki rekat namaz kılarsa, namazı onu illiyyûna yani çok yüksek manevi bir makama yükseltilir” (Feyzu’l-Kadir, 6/167) buyurur.
Nafile namaz kılmanın hikmetleri nelerdir?
Bizim, beş vakit namazla birlikte sünnetleri kılmamız, farzlara hazırlık yanında ayrıca manevi hayatımızda meydana gelen çeşitli yaraları tedavi edecek, günahlarımıza keffaret olacak ve kıyamet gününde eksik olan farz namazların yerine sayılmak suretiyle cennete girmemize vesile olacaktır. Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu hakikati şöyle ifade buyururlar: “Kıyamet günü, kişi amelleri arasında önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa, insan kaybetti demektir. Eğer farz namazlarda eksiklik çıkarsa Allah Teâla: “Bakın, kulumun (defterinde yazılmış) nafilesi var mı?” buyurur. Böylece, farzın eksikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra, bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir.” (Tirmizi, Salat 305; Nesei, Salat 9)
Nafile namazların bir diğer faydası da, Allah’a yaklaşmaya, O’nun sevgisini kazanmaya vesile olmalarıdır. Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir hadis-i şeriflerinde bu hakikati şöyle ifade ederler: “Allah Teala bir kutsi hadiste şöyle ferman buyurdu: “Kim benim veli bir kuluma düşmanlık ederse Ben de ona harp ilan ederim. Kulumu Bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri yapmasıdır. Kulum nafilelerle bana yaklaşır. Sonunda Ben onu severim ve onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli…(aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Kulum benden bir şey dileyecek olursa mutlaka onu ona veririm. Bana sığınacak olursa, şüphesiz onu himayeme alırım. (Buharî, Rikâk 38)
Evet demek ki insan, nafilelerle Allah’a yaklaşır, Allah’ın sevgisine mazhar olur. Allah (celle celâluhu) bir insanı sevince, onu başkalarına da sevdirir. (Buhari, Tevhid 33, Edeb 41; Müslim, Birr 157)
Bugün birkaç milyarı bulmuş nüfusuyla İslam âlemi olarak sevilmemizin yolu kendimizi Allah’a sevdirmekten geçmektedir. Kendimizi Allah’a ve dolayısıyla insanlığa sevdirmemiz farzların yanında nafilelere dikkat etmekle mümkün olacaktır.
Yine nafile ibadetler, kulun bir kısım günahlarına keffaret olması hasebiyle, ona bir çeşit derece de kazandırır. Rabbimizin lütfettiği nimetlerine karşı şükrümüzü eda etme imkânını bizlere verir. Bu yüzden vaktinde eda edilen her nafilenin ayrı bir değeri vardır.
Peygamberimiz, kuşluk namazıyla alâkalı bir hadislerinde: “Her gün, sizin her bir mafsalınız, ekleminiz için bir sadaka verilmesi gerekir. Her Sübhanallah bir sadakadır. Her Elhamdülillah bir sadakadır, her La ilahe illallah bir sadakadır. İyiliği emretmek bir sadakadır. Kötülüğü engellemek de bir sadakadır. Ancak iki rekât kılacağınız kuşluk namazı bütün mafsallarınızın şükrünü eda eder” buyurur. (Müslim, Müsafirin 84; Ebu Davud, Salat 301)
Evet, insan vücudunda üç yüz altmış küsur mafsal, eklem vardır. Bunların düzenli bir şekilde çalışması ve insanın onlar sayesinde rahatça eğilip kalkması ayrı bir nimettir. Bu nimetin büyüklüğünü hasta olup bunları rahat kullanamayınca daha iyi anlıyoruz. Biz, tepeden tırnağa nimetlerle kuşatılmış bulunuyoruz ve bu nimetlerin hiçbirini biz kendimiz kazanmadık veya onlar bizim liyakatimize binaen verilmedi.
Dolayısıyla bütün bu nimetler, şükür istemektedir. Biz, sadece gözümüzün açılıp kapanmasının şükrünü eda etmeye çalışsak, hayatımızın sonuna kadar eda edemeyiz. Peki ya vücudun diğer organları! Göz ayrı bir nimet, kulak ayrı bir nimet, burun ayrı bir nimet. Cenab-ı Hak, güç ve kudretini göstermek için, et ve kemikten meydana getirdiği bu organları vücudumuza yerli yerince yerleştirmiş ve onlara büyük hikmetler takmıştır. Bizimde, O’nun bu devamlı lütuflarına karşı her an şükürde bulunmamız gerekmektedir. Hatta Sadi’nin ifadesiyle, her nefes alışverişimizde O’na iki defa şükretmemiz gerekir. Çünkü nefes alıp verişimiz bizim hayatta kalmamız demektir. Dolayısıyla içerdeki karbondioksiti dışarı çıkarmasak, vücudumuz zehirlenir ve ölürüz. Demek ki Allah (celle celâluhu), her nefes alışverişimizde hayatımızı bizlere iki defa bağışlamaktadır. O halde, hayatımızı idam sehpasından her defasında bizlere geri bağışlayan Allah’a nafile namazları kılmak suretiyle şükretmemiz gerekmez mi?
Rabbimiz Azze ve Celle hazretleri nafile namazlarımızı bu şuurla eda etmeyi bizlere lütfeylesin.
CUMA HUTBESİ NAFİLE NAMAZLAR (POWER POİNT FORM)
CUMA HUTBESİ NAFİLE NAMAZLAR 2 (PDF FORM)