Boncuk Gözlü Yusuf’um Sen Bizi Affet! | RECEP ATICI

Yazar Recep Atıcı

Sevgili Yusuf Kerim,

Bu yazıyı yazmak için biraz geciktim. Tıpkı sana el uzatmakta geciken bir çokları gibi. Umarım beni bu tutumumdan dolayı kınamazsın. Ama gene de vicdanım el vermedi ve geçte olsa bir şeyler yazayım istedim. İnternet sayfalarında annene sarılmış fotoğrafını görünce içim cız etti. Yüreğimde hissettiğim bu acıya rağmen senin içindeki ızdırabı tam hissettiğimi söyleyemem. Sen, imtihanların en büyüğünden geçiyorsun. Sana yapılan zulmü tarihin tozlu sayfaları arasında arıyorum da neredeyse benzerini bulmak mümkün değil gibi.

Evet, tarih boyunca annelere yapılan en büyük zulümler, onları çocuklarından ayırmak olmuştur. Anneni senden alarak onun acısını katlamak istiyorlar. Böylece senin durumunda olan annelere; “Bak ha, sizi de çocuklarınızdan ayırırız” demeye getirerek aynı durumda olan herkese göz dağı veriyorlar. Endemik bir kuş olan “Kauai” kuş türünün yok oluşu karşısında vicdan azabı çekenler, senin gün be gün eriyip gitmene kulaklarını tıkıyorlar. Senin gözyaşlarından çekinmiyor, annenin ve diğer annelerin ahının tutmasından da korkmuyorlar. ‘İnsan bozması bir canavar’ haline gelmiş bu tiplerin iz’anları, hayaları ve utanmaları da kalmamış!

Sevgili Yusuf Kerim,

Seni bu halinle hayal edince, karlı dağlarda açlıktan ve soğuktan yarı donmuş, saklanacak yeri olmayan ceylanların titreyişi geliyor gözümün önüne. Kanadı kırık Leyleklere sahip çıkan ecdadın torunlarına ne olmuştu ki, senin bu halin karşısında büyük bir umursamazlık içerisindeler. Hani, bizi biz yapan değerlerimiz vardı bizim. En çok da acıma duygumuz, merhametimiz ve re’fetimiz. Yaşlı teyzeleri karşıdan karşıya geçiren gençlerimiz, otobüste kendinden büyüklere yer gösteren beyefendi ve hanımefendilerimiz nerde şimdi? Cephede yaralanan düşman askerini omuzlayıp tedavi ettirmek için çaba sarfettiğini övünerek anlatanlar tarihte mi kaldılar?

Tarihine küsmüş, mensup olduğu milletine ve öz değerlerine yabancılaşmış, idealsiz ve yarınsız nesiller için Cengiz Aytmatov, “mankurt” ifadesini kullanır. Acaba mankurtlar sürüsüne mi dönüştü insanımız? Zira tüm bu olanları keyifle izlemelerine bakılırsa bunun başka bir izahı yok gibi.  Bunca mezalim karşısında hısım, akraba, konu komşusu, eş-dost sesini yükseltmeli değil miydi? Daha düne kadar en dürüst, en temiz ve her yönüyle takdir gören anne ve baban, nasıl oldu da bir gecede terörist oluverdi? Kendi vicdanında bunun muhasebesini yapamayan bir toplum olsa olsa Aytmatov’un dediği gibi ‘mankurt’ bir güruh olabilir.

Sevgili Yusuf Kerim,

Bu mankurt toplumun, sana yaşatılan acı karşısında sanki, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”  der gibi bir hali var ki ‘ne oluyoruz’ deme cüretini bile gösteremediler. Senin sıkıntılarını savunuyor gibi görünenler de “Annesi suçlu ise” diye söze başladılar!.. Bu yüzden sen, onlar için babanın ve annenin acısını arttıran bir cezasın. Zira senin hüznün ve kederin arttıkça, babanın ve annenin ıstırabı da artacak. Necip Fazıl’ın “Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat…” dediği kişiler, senin medyadaki bu haberlerini izlerken sanırım ‘güç bende’ diyerek kahvelerini yudumluyor olmalılar. Yoksa senin ve annenin durumunu başka türlü kendi vicdanlarına kabul ettirmezlerdi…

Sevgili Yusuf Kerim,

Keşke içine düştüğün ve dayanılmaz acılar yaşamana sebep olan bu karanlık zeminden seni tutup çıkarabilseydik. Keşke senin kederini ve gamını gidermeye mecalimiz yetseydi. Keşke kendi başımıza gelenleri bir günlüğüne de olsa, unutsak ve senin göz yaşlarını silebilseydik? Zulmü ve adaletsizliği lanetlesek, ama ve fakat demeden hem de. Ama bilesin ki başı olan her şeyin, mutlaka bir sonu da vardır. Böyle giderse bu toplumun başına bir şeyler gelecektir Allah muhafaza… Çünkü Nemrut da, Firavun da ve onların modern kopyaları da en sonunda cezalarını bir şekilde bulmuştur. Allah sana uzun ömürler versin. Onlar, senin gözyaşlarında bir gün boğulup gidecek ve sana yaşattıklarını mutlaka çekeceklerdir.

Sevgili Yusuf Kerim,

Sakın içine düştüğün bu bunaltıcı durumdan dolayı bizleri de suçlayayım deme. Zira, biz de ağır yaralı olarak hayata tutunmaya çalışıyoruz. Gerçi bu bahanemiz olmamalı. Zira, biz yaşatmak için yaşamalı ve senin imdadına koşmalıydık. Bu da bizim ayıbımız. Onun için yazının başlığını “Boncuk gözlü kardeşim sen bizi affet!” dedim. Ruzu mahşerde inşaallah sen bizim mazeretimizi kabul edersin. Rabbim de bizi affeder. Her şeyi sonsuz rahmetiyle sarıp sarmalayan Rabbim sana da sağlık sıhhat afiyet versin.

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy