Emin Osman Uygur
Bu kimseler: “Rabb’imiz! Biz, Sana iman ettik. Suçlarımızı bağışla, ateşin azabından bizi koru.” derler (Al-i İmran 16).
الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Müminler bir vücudun azaları gibidir diyor Allah Resulü (s.a.s). Fatiha suresinde iyyake na’budu derken de iyyake nestain derken de ve sonra ihdina derken de bu mana da düşünülür.
Allah’a ve Resulüne gönül vermişler, O’nun rızasından başka hedefleri olmayanlar, dua ederken baştan ayağa, uzaktan yakına, bu dünyadan ahirete her bir mümin için el açarlar. Onlar aynı zamanda her işlerinde birlik beraberlik içinde olmayı realize etmişlerdir.
Haset, kıskançlık, kem nazar onlardan uzaktır. Kardeşlerinin iyilikleri ile iftihar ederler. Biri yanlış yapınca sevinmezler. Hataları dışa vurup kimseyi zan altında bırakmazlar.
Ayette dikkat çeken gramer kullanımı özellikle bu birlik ve beraberliği işaret ediyor. Öyle kimseler ki, diye bir dikkat çekme var. Allah onları bu cümle ile tebşir ediyor. Onlar bir şeyler diyorlar ama öyle sıradan şeyler değil. Allah’ın hoşuna giden sözler.
Rabbena sözünde bizim Rabbimiz var.
İnnena sözünde muhakkak ki biz var
Emenna sözünde biz iman ettik var
Fagfir Lena sözünde bizi affet var
Zunubena sözünde bizim günahlarımızı var
Ve kına sözünde bizi koru var.
Bir cümlede bu kadar Biz vurgusu, o sözü söyleyenlerin durumunu açıkça göstermektedir.
Nedir o?
Ruh, gönül, iman ve yol birliği.
Tek gaye ile yola çıkanların hâli.
Allah deyip sonra azmeden, başka şeylere kul olmadan dosdoğru gidenlerin hâli.
Demek ki onlar gönül gönüle, el ele, Allah yolunda hizmet edebilmek için heyecan ve aşk ile yola koyulan ümit çiçekleridir.
Demek onlar Biz tebessümleri altında O’na doğru gitmeye azmetmiş seher bülbülleridir.
Hem bu dua öyle içten ve öyle birlik içinde söylenmiş ki Allah Teâlâ onu ayet olarak ve örnek olsun diye kitabına almış.
Ne büyük mutluluk bu iklim altında bir ömür sürmek. Ne güzel insanlar onlar ki Allah’ın sevgisine mazhar olmuşlar.
Hep iyilik düşünmüş hep iyilik yapmışlar. Kötülüklere karşı Allah’ın havl ve kuvveti ile sabretmeyi tercih etmişler.
Ve Allah Resulü’nün (s.a.s.) “Ey insanlar kardeş olunuz” nidasına gönülden cevap vermişler. Bir cümlede 5 defa ‘Biz’ vurgusu ile ve birinin bunu tekrar etmesi ile binler, yüzbinler kıymetinde bir uhuvvet kesp etmişler.
Ne mutlu onlara ki dünyanın geçici lezzetlerini kendilerine gaye etmemişler.