Hazreti Adem aleyhisselam ve Havva Annemiz Cennetten dünya sahnesine ayrı ayrı gönderilmişler, affedilmelerinden sonra ilk buluşma yerleri Arafat, gün olarak ta Arefe günü olmuştur. (Abdülkadir Geylanî, Gunyet’üt talibin; sayfa: 683)
Arefe gününün fazileti hakkında o kadar çok müjdeler var ki, sayfalar dolusu yer tutar. Abdullah İbn-i Ömer (ra) Resulullah Efendimizden (sav) şöyle dinlediğini anlatmıştır:
“Allah’u Teala Arefe günü kullarına bakar, onlardan kalbinde zerre kadar iman bulunan kimseyi dahi bırakmadan bağışlar.„
“Arefe gününden daha faziletli bir gün yoktur.” (Hadis-i şerif)
“Arefe günü olduğu kadar, hiçbir gün cehennemden daha çok azad edilen olmaz.”
Bu müjdeler karşısında bize düşen vazife: Arefe gününü uyanık bir gönül haliyle değerlendirip, her anını, Allah’tan (cc) rahmet ve af talep ederek geçirmeliyiz.
Arefe günüyle ilgili teşvik ve tavsiyelere baktığımızda yapılacak şu üç şeyin fazileti öne çıkıyor:
1. Oruç tutmak. “Arafat (Arefe) günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” (Kütübü sitte/ 3135)
Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.) [Taberani]
2. Gündüz ve gecesinde namaz kılmak. Kadir gecesinde namaz kılmaya den tutulmuştur.
- Gündüz ve gecesinde dualarda bulunmaktır. Özellikle ailece dua etmek.
Arefe günü okunacak dua
Buhâri’de geçen bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre Arefe günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur.
“Allahümme’ca’l fî kalbî nûran ve fî basarî nûran. Allahümme’şrah lî sadrî ve ye’s-sir lî emrî…”
“Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Allah’ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver.”
Arefe günü yapılacak ibadetler:
Efendimiz hz. Muhammed (sav) beyanına göre “Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan duâ, ret olunmaz.
- Ramazan-ı şerifin bayram gecesi,
- Kurban bayramının birinci gecesi,
- Berât gecesi,
- Arefe gecesi.” (İsfehânî)
Öyleyse bu günü fırsat bilip duâ edelim. Sadece yalnız olarak değil, ailece dua edelim. Biraraya geldiğimiz eş dost akrabalara bunları hatırlatarak onlarla beraber dua edelim. Onların da dua etmesini sağlamış olalım.
Hadis-i şerifte Efendimiz (sav) “Duânın faziletlisi, Arefe günü yapılanıdır.” buyurmuştur.
Çok değerli bir gün olduğu için, Arefe gününü ibadetle, zikir ve fikirle geçirmeye, insanlara iyilik etmeye çalışmalıyız.
Peygamber efendimiz, “Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.” buyurdu.
Hürmet etmek, günah işlememekle ve iyilikleri çoğaltmakla olur.
Bu güne hürmet etmek bize ne kazandırır?
Hadis-i şerifte, “Arefe günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur.” müjdesi verilmiştir.
Kulağına sahip olmak, gıybet ve şehvânî duygulara hitap eden müzik gibi haram olan şeyleri dinlememek demektir. Eğer biz istemeden kulağımıza gelmişse, bize günah olmaz.
Gözüne sahip olmak da, haram olan şeylere bakmamak ve baktığı şeylere ibret nazarıyla bakmaktır.
Diline sahip olmak ise, yalan söylememek, gıybet etmemek, kötü söz söylememek, hatta boş şeyler konuşmamak, kimseyi dili ile incitmemek demektir.
Bunlara riayet edersek Arefe gününü değerlendirmiş oluruz.
Arefe gecesi de değerlendirilmesi gereken önemli bir gecedir.
Hadis-i şerifte Efendimiz (sav): “Arefe gecesi ibadet eden, cehennemden azat olur.” buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de Fecr suresinde “Tan yerinin ağarmasına ve on geceye yemin edilmiştir.”
Burada işaret buyurulan on gecenin Zilhiccenin ilk on gününde Eyyâmı malumat ve eyyamı mâdudat olduğu söylenmektedir.
Eyyam-ı malumat ve eyyam-ı madudat ne demektir?
Eyyâm-ı malumat: İçinde yevmi terviye bulunan gün, yani Zilhiccenin 8. ci günü.
Yevmi arefe: Zilhiccenin 9. cu günü yani arefe günü.
Yevmi nahr: Kurban bayramının ilk günü, zilhiccenin onuncu günüdür.
Eyyâm-ı Mâdûdât ise: Bakara suresinin 203. ayetinde buyurulan ”sayılı günlerde Allahı zikrediniz”(yani tekbir ediniz). Bu da Arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazı dahil, farz namazların ardından getirilen vacip olan teşrik tekbirleridir. Bu günlere eyyâmı teşrik de denilir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Arefe günü [Besmele ile] bin İhlâs sûresi okuyan kimsenin günahları affedilir ve duâsı kabul olur.” (Ebûşşeyh)
Bediüzzaman hazretleri de Arefe günü bin İhlas suresini hem okumuş hem de tavsiye etmiştir. Her defasında besmele çekilerek okuyalım ve sosyal medya üzerinden paylaşarak başka insanlara da ulaştıralım.
Teşrik tekbirlerini unutmayalım
Arefe gününün sabah namazından itibaren 23 vakit devam eden teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalıdır.
Teşrik tekbiri, Kurban bayramı günlerinde farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerdir.
Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmiüç farz namazının arkasından birer defa:
“Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” diye tekbir getirilir ki, buna “teşrîk tekbiri” denir.
Anlamı şöyledir: “Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir. Allah herşeyden yücedir. Hamd, Allah’a mahsustur”
Teşrik tekbirlerini söylemek vaciptir. Erkek, kadın, misafir, mukîm, her mükellefe vaciptir.
Tekbirler, farz namazın selamından hemen sonra bir defa söylenerek yerine getirilir.
Teşrik tekbirlerinin getirildiği günlerde kılınamayan namazlar, yine teşrik tekbirlerinin getirildiği günlerde kaza edilirse, bu tekbirlerin de getirilmesi gerekir. Vaktinde kılınamayan namazlar teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilirse, tekbirler kaza edilmez.
Her Müslümanın getirmesi gereken teşrik tekbirlerinin ihmal edilmemesi gerekir. Zira sevgili Peygamberimiz (s a v) ve ashabı bu hususta duyarlılık göstermişlerdir.
“Vacip olan bu tekbirleri unutmamalıyım”, diye güne başlarız. Fakat ne yazık ki çoğunlukla unuturuz. Unutmayalım, yalnız başımıza kıldığımız namazlarda kaçırdığımız “Teşrik tekbirleri” nin sayısı hatırlayıp söylediklerimizden daha fazla oluyor.
Peki, unutmamanın çaresi nedir? Teşrik tekbirlerinin hiç unutulmadığı namazlar ise, cemaatle kılınan namazlardır.
Öyleyse teşrik tekbirlerinin getirildiği vakitlerde ailece cemaat yapmaya gayret edelim. Bir başka tavsiye de, teşrik tekbirlerini hatırlatan bir not yazıp, kıble tarafına asmaktır. Namazdan sonra o notu görüp, teşrik tekbirlerini hatırlamış oluruz.
Bayram gecesini ihya etmek
“Kim Ramazan Bayramı gecesini ve Kurban Bayramı gecesini ihyâ ederse, kalblerin öldüğü günde onun gönlü, kalbi ölmez.” Hadis-i şerif.
İhyâ etmek; kalkıp namaz kılmak, zikir yapmak, Kur’an okumak, insanlara ders, sohbet yaparak, irşat ve tebliğde bulunmak sûretiyle sevaplı faaliyetlerle doldurmak, gâfil geçirmemek demektir.
Ebu Ümame (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim her iki bayramın da gecesini, Allah’tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez.”
Bu geceleri hakkıyla değerlendirmeyi Rabbimiz nasib eylesin.
Bayram günü hem çok önemli hem de yapılacak işlerin çok olmasından dolayı ayrı bir yazıda ele alacağız.
Allah, yüzümüzden tebessümü eksik etmeden nice mutlu bayramlara ulaştırsın. Amin