Advocates of Silenced Turkey (AST) ve New Jersey Türk Kültür Merkezi iş birliğiyle “Sessiz Çığlıklar Sergisi: Sesi Olmayanların Sesi Olmak” başlıklı etkileyici bir etkinlik düzenlendi. New Jersey Fairfield’da gerçekleşen programa gazeteciler, eğitimciler, insan hakları savunucuları ve sivil liderler olmak üzere yaklaşık 40 kişi katıldı.
Etkinlikte, Türkiye’de süregelen insan hakları ihlallerine dair Amerikalı kamuoyunun bilgilendirilmesi amaçlandı. Gecenin merkezinde yer alan Sessiz Çığlıklar Sergisi; siyasi baskılar, cezaevi tecrübeleri ve sürgün yaşamlarından kalan hafıza objeleri, çocuk çizimleri ve tanıklıklarla kurgulanmış güçlü bir anlatım sundu.
Program, tanışma yemeğiyle başladı ve ardından AST sözcüsü Hafsa Girdap’ın moderatörlüğünde devam etti. Girdap, zulmün farklı yüzlerine dikkat çekerek, Fatih Üniversitesi’ne kayyum atandıktan sonra araştırma laboratuvarlarının elektriğinin kesilmesi sonucu yılların bilimsel çalışmalarının yok edilmesini çarpıcı bir örnek olarak paylaştı.
AST CEO’su Osman Dülgeroğlu, katılımcılara teşekkür ederek bu hikâyelerin Amerikan kamuoyuna ulaştırılmasının önemini vurguladı. Bu tür sergilerin empati kurmak ve farkındalık oluşturmak adına büyük rol oynadığını ifade etti.
Aslıhan Kaş, sergi koordinatörü ve Metamorphosis belgeselinin yönetmeni olarak konuşmasında hem kendi mültecilik sürecini hem de son yedi yıldır AST bünyesinde yürüttüğü savunuculuk faaliyetlerini anlattı. Serginin, zulme uğrayanların gerçek eşyalarıyla yaşadıkları acıları görünür kılmak üzere doğduğunu ifade etti. Konuşmasının en dokunaklı anı ise Enes bebeğin hikâyesiydi: sadece 18 aylıkken, annesiyle birlikte valiz içinde bayıltılarak sınırdan geçirilen Enes’in hikâyesi salonda derin bir sessizlik yarattı.
Kas, aynı zamanda kaçış yolunda çocuğuyla birlikte hayatını kaybeden arkadaşı Hatice Akçabay’ı anarak, cenazesinde verdiği “bu hikâyeleri dünyaya duyurma” sözünün kendisine yön verdiğini söyledi.
Gecenin onur konuğu olan Dr. Kari O’Rourke, Kansas City Den katıldı. İnsan hakları savunucusu ve eğitimci olan O’Rourke, doktora tezini bu sergi üzerine yazıyor ve sergiyi Kansas City’de üç farklı yerde hayata geçirdi. Etkilenme anını şöyle anlattı:
“New Jersey Deki ilk sergide, bir kadının bir hatıra objesi önünde ağladığını gördüm. Kırık İngilizcesiyle ‘Bu benim kardeşime ait,’ diyordu. Ona sarıldım ve birlikte ağladık. O an, bu serginin yayılması gerektiğini anladım. Şehrime davet ettim. Artık Türkiye’deki insan hakları ihlallerini anlatmak benim görevim.”
New Jersey İnsan Hakları Komiseri Joan Rivits, Yunanistan’daki mülteci kamplarını ziyaretinde gördüklerini paylaştı ve serginin New York ve New Jersey ‘de bazi müzelerde sergilenmesi için destek sözü verdi.
FBI Citizens Academy Alumni Association eski başkanı DeAnne Dileo-Odria, serginin duygusal gücünü takdir ettiğini söylerken, mevcut başkan Edie Peters Liguori özellikle Enes bebeğin hikâyesinden çok etkilendiğini dile getirdi ve insanların birbirine hiçbir sebep olmadan bunları yapabilmesinin akıl almaz olduğunu ifade etti.
Etkinlik, derin duygular ve yeniden kurulan vicdani bağlarla sona erdi: “Sessiz çığlıklar artık duyulmalı.”