Afgan- Türk Liseleri Veli Komitesi üyesi Abdulşukur Dadras: “ Avrupa Birliği yüzlerce kilometre uzaktan Afgan- Türk Liseleri’ne yapılan baskılardan haberdar oluyor ama bizim büyüklerimiz bizim bir kilometre uzağımızdalar ama gene de duymuyorlar.” Arkadaşlar, eğer bir ülkede eğitim yoksa o ülke insanları ya köle olurlar yada öldürülürler. Bizimle bazı kişiler düşmanlık yapabilirler ama eğitime karşı düşmanlık affedilebilir değil, unutulur değil. Avrupa Birliği’ni etkileyen bu eğitim kurumlarındaki tüm Türk ve Afgan öğretmenlere yüzlerce kere teşekkür etmemiz lazım. Peştun sahib de dedi ama ben de bana düşeni diyeceğim: Aferin Avrupa Parlamentosu üyelerine, dedikleriniz tam yerinde, gerçekten merhametlisiniz, gerçekten de insan haklarını düşünüyorsunuz. Vay bizim halimize, eğer kendi iktidarlarına biri el uzatırsa dış müdahale diyorlar, fakat bizim eğitim hakkımız ayaklar altına alındığında çocuklarımızın hakkı çiğnendiğinde hiç birşey yok diyorlar.
Buradan Türkiye Maarif Vakfı’na sesleniyorum; eğer bizim eğitim hakkımızı alırsanız, yemin ederiz sessiz kalmayız. Eğer zannediyorsan ki Afgan çocuklarının eğitim hakkını gaspedeceğim ve rahat rahat Kabil sokaklarında dolaşacağım. Biz buradayız, toplanacağız ve kararımızı vereceğiz ama sizi rahat bırakmayacağız. Evet ne kadar da büyük başarı, kimin başarısı? hükümetin. İki yıl geçti bunlar üç Afgan- Türk okulunu gaspettiler; maşallah. Bunu başarmak için bir sürü toplantılar yaptılar, bir sürü kararlar aldılar, bir sürü askerler geldi ve sonuç olarak gece operasyonlarıyla üç tane okulu fethettiler. Çok iyi… Fakat, haftaya başlayacağız, hala Afgan- Türk müessesesinin ana-babası ayakta onlar çocuklarına zulmettiler ama temel burada. Biz rahat durmayacağız.
Siz zannetmeyin ki sadece siz kanunun üstünlüğüne saygı duymuyorsunuz. Asla gerçek afgan değilsiniz, kökünüz dışarıdan. Eğer gerçek Afgansanız niye çocuklarınız Afgan çocuklarıyla beraber eğitim görmüyor. Eğer çocukarınız burada okuyor olsaydı Şibirgan, Mezar, Herat, Ningerhar ve Kabil’deki kız okuluna baskın düzenlemezdiniz. Buradan anlaşılıyor ki çocukarınız burada değil. Düşüncesizsin, Afgan değilsin ve bu insanlara karşı hiçbir taahhüdün yok.
Arkadaşlar, tekrar ediyorum haftaya başlayacağız. Özet olarak hatırlatıyorum. Nengerhar’da velilerle birlikte Valiyle görüşmüştük. Dedi ki ben Anayasayı okudum. Eğitim hakkına saygılıyım, eğitim gerçekten değlerli birşey. Veliler de dediki burada çok kaliteli bir eğitim var hatta delil olarak Avrupa Birliği’nin övgü dolu mektubunu gösterdiler. Onların kaygılarını ilettiler, onlar zaten küçük bir parlamento değil, dünya barışı bozulduğunda ancak kaygılanıyorlar. Eğer dünyanın bir köşesinde eğitim hakkı tehlikedeyse zaten dünya barışı da tehlikededir.
Afganistan’da eğitimin sıkıntısı sadece Maarif Vakfı değil. Altı bin okulu Taliban’a peşkeş çektiler. Arkadaşlar, tekrar ediyorum, biz en kısa zamanda başlayacağız. Biz böyle olacağını hesaplamamıştık. Biz bugüne kadar savunma pozisyonunda idik. Şuradan bildiriyorum, haftaya biz de saldırıya geçeceğiz. Buradan Maarif Vakfı’na da sesleniyorum; sen kurumun binalarına çökeceksin, eşyalarını kullanacaksın, bunların hesapsız kalacağını mı zannediyorsun. Benim on üç tane çocuğum var. Yemin ederim ki senin peşini bırakmayacağım. On üç evladım var hepimiz böyleyiz. Ben onlara dedim ki eğitim hakkını bizden alanlar bizim düşmanımız, bu ülkenin de düşmanı, bizim ecdadımızın da düşmanı ve bu geleceğimizin de düşmanılar. Hem maddi tazminat isteyeceğiz, hem binalarımızı geri isteyeceğiz.
Ve yaşadığım sürece kanun çerçevesinde seninle mücadele edeceğim. Sen nasıl oluyor da Afgan- Türk Kurumu’na çöküyorsun. Halbuki bu kurumların başkanı burada, mesulleri burada. Sen nasıl oluyor da bunlardan izinsiz bu kurumlara giriyorsun. Sen nasıl oluyor da bu kurumları teslim aldım diyorsun, şu masa ve sandalyeleri sana kim teslim etti. İşte, kurumun başkanı burada oturuyor. Böyle bir teslimiyet kanunu dünyanın neresinde görülmüş? Sen kendi kafana göre bunu yaptın, ki bunun hesabı çok ağır olacak. O kadar ağır oalcak ki Türkiye Devleti de onu karşılayamayacak.
En sonunda buraya gelen dostlardan ve basın mensuplarından çok müteşekkirim. İki buçuk yıldır bu kurumu yıkmaya çalışıyorlar, ama bu kurum hala ayakta. Tekrar okullar yapacaktır, bırak başkaları yıksın onlar yapacaktır. Okul yapanlar abad olsun, yıkanları da Allah bozguna uğratsın. Teşekkürler…