İnsanoğlu en yakışan mücadele hukuk içinde kalarak adaletin kavgasını vermektir.
‘Kızgın kireci elle yoğurmak, bir zalim huzurunda el pençe divan durmaktan daha iyidir’ der Sadi Şirazi…
Zalim bir sömürü sisteminin, çeteleşmiş bir yönetimin, kemikleşmiş bir menfaat şebekesinin önünde el pençe divan durmayıp; onuru, izzeti, şerefi seçen insanlar ülkenin sıcak kireç kuyusu haline gelmiş mahkemelerince yakılmakta adeta..
Adaletin olmadığı toprakları zulüm karanlığı işgal etmiştir. Bu işgal ile mücadele etmek savaşmak zalim bir sistemin demir pençeleri altında kanayan insanlara karşı insanlık görevidir!
Allah (c.c.) nebilerini adaleti tesis etmeleri ve insanca yaşanabilir sistemin tesisi için göndermiştir.
Başta Efendimiz (s.a.s) geldiler iyiliği organize edip kötülükle mücadele ettiler. Ve kötülükle nasıl mücadele edileceğini öğrettiler.
O (s.a.s) bir taraftan ilmek ilmek iyiliği dokurken diğer yandan maddi gücü elinde bulunduran zalimlerle mücadele ediyor putlar üzerine kurulmuş menfaat şebekesi ile yaka paça oluyordu. Tüm bunları yaparken asla kötü olmadan, kötülük yapmadan hareket ediyordu.
Bugün Fransa’nın Strazburg şehrinde binlerce insan zalim bir rejimin Türkiye’deki kurbanları için yürüdüler!
Hizmet, sürecin başından beri hak, hukuk adalet diyerek durduğu yerin meşruluğunu tüm dünyaya haykırdı.
Geçen seneki programdan sonra şunları yazmıştım:
“Zulüm yani adaletsizlik bir yangın gibi ülkenin tüm değerlerini kül edip virane haline getirir ki bu zaviyeden adaletsizliğe belki yangınlardan daha çabuk ve daha süratli şekilde müdahale edilmeli!
Hayatları zulüm kezzabı ile dağlanan mazlumlar yüreklerinde yaşattıkları adalet duygusunun şevkiyle Fransa’nın Strazburg şehrinde hukuk için yürüdüler.
Türkiye’de zulmün pençesinde inleyen insanların iniltileri yeryüzünde yankılansın ve dünya ölçeğinde bir tepki oluşsun diye hürriyet nimeti ellerinden alınmamış kardeşleri “neredesiniz, insan-insanlık ölüyor” diye haykırdılar. Damarlarından adalet kanı çekilmiş ve zombileşmiş yargı sisteminin masumları doğrayan bir giyotin haline geldiğini anlattılar devrin dili protesto yürüyüşüyle!
Hak için mücadele haklı olduğuna inandığın ve yürüdüğün yolun meşruluğundan şüphe etmediğin zaman başlar!
Hakkı tutup kaldırmaya ömürlerini vakfetmiş yüzlerce insan gün ışığını andıran sarı tişörtleriyle zulüm, adaletsizlik, çifte standart karanlığına hücum ettiler.
Yüzlerinde mazlumlar için çırpınmanın beşaşeti ile sloganlar ve pankartlar eşliğinde sosyal hayatın temel dinamiği olan “Adalet” diye haykırdılar, seslerini siyaset kuytularında saklanan mahkeme hakimlerine duyurmak adına…
Fransa’nın Strazburg şehri tarihi günlerinden birini yaşadı tespiti abartılı bir yorum olmaz.
AİHM ve Avrupa’daki diğer kurumlar sessizlikleri ve kararlarındaki çifte standartla adeta “kötülüğü sıradanlaştırıp”, hukuku katledenlere cesaret veriyorlar!
Evet AİHM önünde yapılan eylemle mahkemenin çifte stantartı ve kötülüğe verdiği cesaret protesto edildi. Şüphesiz bu eylem sembolik açıdan çok değerli idi. Mahkeme önünde yaklaşık iki bin kişinin “adalet” diye haykırması, mazlumların sesi soluğu olması tarihin bugünkü sayfasına gayret mürekkebi ile yazıldı!
Özgürlük hareketlerinin başladığı Fransa’da Türkiye’de özgürlükleri kısıtlanan insanların haklarının savunulması adına düzenlenen program “kamu vicdanının” mahkemece görünür hale gelmesini sağlayacaktır ümidiyle, haksızlığa karşı direnmenin güzel bir örneğini sergiledi katılımcılar.
Yürüyüş esnasında konsey memurlarının pencerelere üşüşüp video ve fotoğraf çekmelerinden anlaşıldı ki eylem hakikaten ses getirdi, temadi ettirilirse ses getirmeye devam edecektir.
İşte böyle sürekli, aralıksız; bıkmadan yorulmadan damlaya damlaya granitler dahi parçalanır! Sadece yürüyüşlerle değil her türlü meşru hukuki yolu deneyerek adalet tecelli edene kadar, en son mazlum hakkını alana kadar koşturmaya devam!
Korksun zalimler ve zulme destek veren şürekası şu omuz omuza vermiş el ele gönül gönüle mücadele eden adalet ışığının savaşçılarından!
Eylem başta Anadolu olmak üzere mazluma ümit ışığı oldu. Bunu daha program esnasında gelmeye başlayan mesajlarda gördük:
“Gerçekten tüylerim diken diken izliyorum. Allah tüm emek veren herkesten razı olsun. Müthiş bir organizasyon olmuş. Bugünü ve bu tarz eylemlerin başlangıcı için milat kabul etmek lazım. Böyle başarılı bir başlangıç bundan sonrakiler için de cesaret verici olacaktır..”
“Kalbim çok katıdır kolay kolay gözlerim yaşarmaz ama çok duygulandım…”
“İlki olmasına rağmen bence çok güzel Rabbim devamını getirsin ya da bunlara gerek kalmasın…”
“Biz gelemedik ama bizim adımıza da slogan atın inşallah. Gerçekten orada olmadığıma çok üzüldüm.”
Bir araya gelen insanların sinerjisi, talep edilen şeyin insanlık adına önemi, hukuk içinde kalarak usul ve üsluba riayet edilmesi ile akıllarda uzun süre tazeliğini koruyacak tarihi bir program oldu..
Emeği geçen herkese ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum! Rabbim şu emekleri mazlumlara manevi gıda eylesin ve şu programların yapılmasına gerek kalmayacak şekilde adaleti tecelli ettirsin!”
Bu seneki program geçen seneye göre sıcağa rağmen daha bir heyecanla gerçekleşti!
Organizede emeği geçen ve katılan tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Başta Türkiye olmak üzere çok içli, duygulu teşekkürler geldi gelmeye devam ediyor!
Hak hukuk adalet için yapılan mücadele hizmet insanına çok yakışıyor!
Şahsen tekrar herkese teşekkür ediyorum..