Haber | ZAMAN Avustralya
Chicago’daki Katolik Teolojik Birliği, Katolik-Müslüman Çalışmalar Programı Direktörü Prof. Dr. Scott Alexander, Hizmet Gönüllülerinin ihlas, tefekkür ve sabrına hayran olduğunu söyledi. Kanada Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü’nün (IDI) ev sahipliğinde düzenlenen programda konuşan Chicago’daki Katolik Teolojik Birliği, Müslüman İlişkileri Programı Direktörü Prof. Dr. Alexander, Hizmet Hareketi’nin diyalog çalışmalarını ve son süreçle birlikte yaşadığı zulümleri anlattı. Henüz 17 yaşındayken İslam ve Müslüman toplumuna ilgi duymaya başladığını söyledi.
Yaklaşık 40 yıldan beri, çoğunlukla Hristiyanlara, ama Müslümanlara da, İslami çalışmalar ve Hristiyan-Müslüman ilişkilerini öğrettiğini belirten ABD’li Akademisyen, diyalog çalışmalarıyla birlikte Hizmet Hareketi mensuplarıyla tanıştıktan sonra olaylara bakışının farklı bir noktaya kaydığını belirterek; “Peygamberin sünnetini ve İslam’ın gerçek anlamını sizin gibi insanlardan öğrenmeden fakir kalırdı. Sünneti, hadis okuyarak öğrenmek bir şeydir. Ancak sünneti, her gün yaşamlarında bunu uygulayan canlı, nefes alan insanlarla karşılaştığınızda, mesajın ne hakkında olduğunu gerçekten anlarsınız. Ve Kuran’ı hizmet mensuplarının aracılığıyla çok daha derinlemesine öğrendiğim. ”dedi.
HOCAEFENDİ’NİN DEDİĞİ GİBİ: ‘OLAYLARA HOŞGÖRÜ LENSİNDEN BAKMAK’
Hizmet gönüllülerinin ihlas, tefekkür ve sabrına hayran olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Scott Alexander, 2004 yılında almış olduğu bir davetle Hizmet Hareketi mensuplarıyla, sonra da Fethullah Gülen Hocaefendi ile tanışma imkânını elde ettiğini belirtti. Hocaefendi’nin ‘hoşgörü’ tavsiyelerine atıfta bulunan Prof. Dr. Alexander; “Sizinle paylaşmak istediğim şey, Hocaefendi ve sizin gibi binlerce insanın hayatımda neredeyse 20 yıl boyunca ne anlama geldiğidir. İman sahibi insanlar olarak, birbirimize her zaman hoşgörü lensinden bakmamızın önemli. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ‘Allah bize hoşgörü lensinden bakar. Eğer Allah bize bu lensle bakmasaydı, hiçbirimiz burada olmazdık.’ sözleri çok önemli. Bu yüzden size ve size adanmış değerlere ne kadar hayran olduğumu söylemek ve sizinle paylaşmak benim için çok önemli.”dedi.
Türkiye’nin bundan 10-15 yıl önce farklı bir ülke olduğunu herkes gibi kendisinin de hayranlıkla izlediğini belirten Alexander; ‘’Bir zamanlar Türkiye’de çok saygı duyduğum bir siyasi lider vardı. Zira, onun sağlam değerlere ve sağlam bir imana sahip olduğunu düşünüyordum. Ama ne yazık ki, hayal kırkılığına uğradım” diye konuştu.
15 TEMMUZ ZULÜMLERİYLE ACI, ZULÜM GÖRENLERİN SABRIYLA HEYECAN VERİCİ:
15 Temmuz Kurgu Darbesiyle birlikte, Hizmet Hareketi mensuplarının yaşadığı zulümlere dikkat çeken Alexander, yaşanan acıların hafifletilemeyeceğini belirtti.Prof. Alexander konuşmasını şöyle sürdürdü; “15 Temmuz kurgu darbenin ardından Hizmet Hareketini ve zulümleri izlemek, hem benim için hem de çocuklarım için hem yıkıcı derecede acı verici hem de bu zulümler karşısındaki sabırlarıyla ruhen heyecan verici. Bu ifadeyle, sözkonusu acıyı hafife almak istemiyorum. Acıyı görüyorum. Ve bu acıya başkalarının da tanıklık etmesini istiyorum. Çünkü bu, sizden önce gelen pek çok kişinin, değerlerine sadık kaldıkları için zalimlerin elinde acı çeken inanç sahibi insanların acısına benziyor. Ama aynı zamanda tanık olduğum başka bir şey de var. İnanılmaz bir direnç ve sabır var. Ve bu, benim için büyük bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bu yüzden ihlasınız, tevekkülünüz, sabrınız ve inancınız için teşekkür ederim.’’ dedi.
EĞİTİM ALAMAYACAK KİŞİLERE EĞİTİM HİZMETİNİ GÖTÜRMEK MÜCİZE:
yEğitim Gönüllülerinin dünyanın dört bir yanına götürdüğü hizmetleri birer mucizeye benzeten Teolojik Birliği, Katolik-Müslüman Çalışmalar Programı Direktörü Prof. Dr. Scott Alexander sözlerini şöyle tamamladı; ‘’Dünya çapında birçok mucize gördüm. Nijerya’da, Güney Afrika’da, Tayvan’da, Hong Kong’da gördüm bu mucizeleri. Eğitim alamayacak kişilere eğitim veren okullar birer mucize. Açlık çeken insanlara yardım götürmek. Aksi takdirde bu yardımı asla bulamazlardı insanlar. Ve Allah’a güvendiğimizde harika şeylerin olabileceğini görürüz. Hizmetin diyaloğa olan adanmışlığını, Hizmet mensuplarının, hizmet etmeye ve en derin İslamî değerlere olan bağlılığını daha iyi özetleyen bir şey olamaz.” sözlerini ekledi.