Toprak ve tefekkür | Zekeriya Çiçek

Yazar Hizmetten

“Bir şeyden her şeyi yapmak ve her şeyi bir tek şey yapmak, her şeyin yaratıcısına has bir iştir.” (Sözler sh: 61)

   Toprak kesif bir maddedir. Tüm varlığın sinesinden çıktığı bu kesif toprak, Cenab-ı Hakk’ın isimlerinin tecellilerine (cc) ayine olması yönüyle hususi bir şeffafiyet ve letafet kazanmıştır.

Bir ilkbahar mevsiminde zemin yüzünün bağını bahçesini hayalen de olsa kuş bakışı seyre dalalım. Ne kadar da çeşitli bitkiler var öyle değil mi? Dikkatlice bakılarak yakından incelendiğinde göz kamaştırıcı bir güzelliği gerek çiçeklerinde gerekse gövde ve yapraklarında görebiliriz.

Meyve ağaçları rengârenk çiçeklerle bezenir her bahar mevsimi. Gelinliğe bürünmüş ağaçlar bizi kendilerine hayran bırakır. Her biri farklı renk koku ve tattaki meyvelere gebe bu çiçeklerin üzerinde uçuşan kuşlar ve kelebekler insan ruhuna derin bir tefekkür zevki verir. Çok değil, bir kaç ay sonra o ağaçların altında gölgelenerek bir bardak çay yudumlayacak olsak, taşıdığı meyvelerin ağırlığından dalların neredeyse kırılacağına şahit oluruz.

Şimdi, toprak sadece tek bir madde olduğu halde, değişik özelliklere sahip bu birbirinden muhteşem sanat eserlerini içerisinden çıkarabilmesini nasıl ve hangi fizik kuralıyla açıklayabiliriz? Şuursuz toprakta, şuur gerektiren bunca muhteşem olayları hangi akıl, acaba hangi teraziyle tartabilir?

İşte tek bir kesif madde olan sessiz, şuursuz ve masum toprak!. İşte çok şey olan cennetleri andıran bahar mevsimi! Evlerimizi süsleyen bir yapma çiçeğe bile hayran kalan insanın, bu gerçek ilahi sanat eserlerini düşünmesi, sanatkârını bilmesi ve bir ömür secde etmesi gerekmez mi?

Her halde yetmiş yılda yetmiş bahara şahit olup ta âleme kuş bakışı bakan insanoğlu, kuşun odaklandığı bir buğday danesine, ya da karıncaya aynı bakışla bakmayacaktır. İnsan, o buğday danesinde milyonlarca daneyi görebilmeli, karıncanın gözünde milyonlarca hayvanın gözünü görüp o gözlerin her birindeki ince sanatı müşahede edebilmelidir. O minicik gözlerin semadaki güneş fotonlarıyla olan irtibatını kurabilmelidir. Yoksa ötede kör ve akılsız olarak dirilmesi kaçınılmaz olacaktır. Evet, insan ile kuş arasında akıl, irade, şuur ve sorumluluk gibi önemli farklılıklar olduğundandır ki, insan daha fazla şeyleri tefekkür etmeye odaklanmalıdır. Fizik âleminin ötesindeki metafiziki gücü görebilmelidir. Eşya ve hadiselerin kader, kudret ve hikmet ile olan bağını kurabilmelidir. Böylece şirk ile arasına manevi sur kurabilmelidir. Eşyanın mülk yönünün ötesinde, melekût yönünün de olduğunu hissedebilmelidir.

Tefekkür, Kur’anın üzerinde hassasiyetle durduğu önemli bir emridir. Bu ufku yakalama, insanın aklını kullanmasının gereği, insan-ı kâmil olmasının da ilk adımıdır.

 Hizmetten | Zekeriya Çiçek

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy