Tenkil Müzesi BM’de Panel Düzenledi: Kadınlar Özgürlük Mücadelesini Anlattı

Yazar Editör

Tenkil Müzesi Derneği, Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonu 67. Oturumu kapsamında ‘Özgürlükler ve Haklar için Mücadelede Öncülük Eden Kadınlar’ başlıklı bir panel gerçekleştirdi.

Türkiye, İran ve Afganistan’dan üç misafirin, ülkelerindeki insan hakları ihlallerine karşı yürüttükleri mücadeleleri anlattıkları ve zoom üzerinden takip edilen panelde, üç ülkenin güncel insan hakları ihlal dosyaları ve yaşanan olaylar BM platformuna taşınmış oldu.

Moderatörlüğünü Tenkil Müzesi Kurucularından Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Aydın’ın yaptığı panele, Türkiye’de 15 Temmuz sürecinde gözaltında işkenceyle öldürülen öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun eşi Tenkil Müzesi Derneği kurucularından ve Yönetim Kurulu Üyesi Tülay Açıkkollu, 1990’lı yıllarda ailesi ile birlikte Afganistan savaşından kaçmak zorunda kalan aktivist Nilab Taufiq ve İran’daki haklar mücadelesi için seferber olan İran asıllı aktivist Daniela Sepehri katıldı.

İlk konuşmacı olarak söz alan Daniela Sepehri, 16 Eylül 2022’de başlayan ve halen başta başkent Tahran olmak üzere ülkenin her şehrinde ve bölgesinde süren insan hakları ve özgürlük mücadelesini, yaşanan ihlalleri ve devrim olarak nitelendirdiği gelişmeleri aktardı. Sepehri, ailesinin İran’da yaşadığı baskıları, kendi hayatını şekillendiren zorlukları ve İran’daki protestoları anlattı.

Protestolar sonrasında 20 binden fazla kişinin hapsedildiğine, idam, tecavüz ve her türlü işkence yönteminin kullanılarak insan haklarının ve yaşama hakkının insanların elinden alındığına dikkat çeken Daniela Sepehri, “400’den fazla kişi öldü. Tahran, politik suçlularla hapishanelerin dolup taştığı bir yer. Maalesef şu an hapishanelerde işkence var.’’ İfadelerini kullandı.

Panelin ikinci konuşmacısı, Afganistan kökenli aktivist Nilab Taufiq oldu. Bilim insanı olarak, çalışmalarını insan hakları ve özgürlükleri alanında yoğunlaştıran Nilab Taufiq, uluslararası faal olan ASIYAH derneğinin kurucusu olduğunu, Almanya’da gençlerle birlikte Afganistan’da yaşananları Almanya ve bütün dünya gündemine duyurmaya çalıştıklarını, insan hakları mağdurlarının sağlık, psikolojik ve maddi ihtiyaçlarına yönelik projeler geliştirdiklerini anlattı.

Panelin son konuşmacısı 15 Temmuz sürecinde işkence altında öldürülen öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun eşi Tenkil Müzesi Derneği kurucusu ve yönetim kurulu üyesi Tülay Açıkkollu oldu.

Eşinin işkence altında öldürülmesi ve Tenkil Müzesi Derneği’nin kuruluş ve çalışmalarına dair detaylı bilgiler veren Açıkkollu, “Türkiye’de normal bir öğretmen iken, insan hakları aktivisti haline geldik.” cümleleriyle söze başladı.

Açıkkollu, Aralık 2013 tarihinde iktidarın yolsuzluklarının ortaya çıktığını, iktidarın kendini korumak için Hizmet Hareketi’ni suçladığını hatırlatarak şunları söyledi:

“15 Temmuz 2016 sonrası yaşananlar Hizmet Hareketi ve mensuplarını yok etme amacı güden bir süreçti. Biz de bundan nasibimizi aldık. Eşim bir kişinin onu suçlaması ile gözaltına alındı. 13 gün boyunca sistematik işkenceye maruz kaldı. Kaba dayak, jopla tecavüze kadar işkenceler yapıldı. Eşim işkence sonucu vefat etti.’’

HAK ARAYIŞINA EŞİM VEFAT ETMEDEN BAŞLADIM, İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BELGELENDİ

‘’Ben hak arayışına eşim vefat etmeden başlamıştım. Eşim daha hayatını kaybetmeden, gözaltına alındığında avukat tutmaya çalıştım. Avukat tutmamıza bile izin verilmedi. Eşimin vefat haberi geldikten sonra onun öldürüldüğüne dair cinayet davası açmak istedim. İşkencede gözlüğü kırılmıştı. Onun gözlüğünü aldım. Bu gözlük devrin sembolü olacak dedim. Halen Tenkil Müzesi’nde sergileniyor.

Dava açtım, soruşturma açtırdım. Sessiz kalmadım, yaşananları anlattım. Özellikle yurtdışından gazetecilerle konuştum. Dava reddedildiğinde delil bulup açılmasını sağladım. Otopside kalp krizinden öldüğü söylendi. Bağımsız bir kurul, eşimin işkence ile öldürüldüğünü belgeledi ve yeniden dava açtık. Ardından medyada hedef haline getirildim, gözaltına alındım. Çocuklarım korku içindeydi. Eşim de öyle olmuştu, bir gece alınıp götürülmüştü. Beni de ansızın gözaltına aldılar. Eşimin suçsuz olduğu ortaya çıktı. Vefat ettikten sonra, öğretmenlik görevine iade edildi. Onun gibi işkenceye uğrayanların da sesi olmak için neler yapabilirim diye çaba sarf etmeye başladım.”

TENKİL MÜZESİ ZULÜM YAŞANIRKEN KURULDUĞU İÇİN ÇOK DEĞERLİ

‘’İsmini Gülen Hareketi mensuplarının kendilerine Erdoğan rejimi tarafından yapılan sistematik insanlığa karşı suçları tanımlamak için kullandıkları terim olan TENKİL kelimesinden alan Tenkil Müzesi daha önceki örneklerin aksine Türkiye’de zulümler devam ederken kuruldu. Genelde bu tarz müzeler sistematik insan hakları ihlalleri bittikten yıllar sonra, araştırmacıların belgelere ulaşma çalışmaları tamamlandıktan sonra kurulur. Ama başta da ifade ettiğim gibi, cesur gazeteciler sayesinde bizim belgelendirme sürecimiz neredeyse eşzamanlı gerçekleşiyor. Bu yönüyle özel bir öneme sahip.’’

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy