Kosova’dan okuyucumuz Ennur Cano tarafından gönderilen yazıyı istifadelerinize sunuyoruz.
21 Ekim sabahı vefat haberini aldık medyadan inanamadım yalan haber dedim,fakat çok sürmedi birkaç dk sonra kapım çaldı ,(Allah Allah bu kadar erken kim olabilir diye düşünüp )kapıyı açtım bir ablamız hıçkırıklarla duydun mu hocamız vefat etmiş dedi. Duygularımı kaleme nasıl dökebilirim bilemiyorum kelimeler kifayetsiz kalır duygularımı hislerimi anlatmama…
Gurbet diyarlarda yaşarken gurbet sanıyormuşum yaşadığım yeri meğerse asıl gurbet senin yokluğunmuş…
Alimin ölümü, alemin ölümlü gibidir!…
Bugün bir rüya gördüm!…
Bir düğün varmIş hizmet kerdeşlerimizle beraber yemyeşil bir yerde bembeyaz atların olduğu,Efendimiz (sav) öncülüğünde bir atlı ordu,efendimizin arkasında muhterem hocamız ve onun arkasında bay bayan hizmet kardeşlerimizle dolu bir ordu… Hocamız yüksek sesle seslendi küheylanlar gibi koşacaksınız hiç durmayacaksınız söz verin bana diye üç defa seslendi davanızdan dönmeyeceksiniz söz verin bana diye…
Gözlerimi açtım sabah ezanı okunuyordu gözlerimden hala yaş damlıyordu….
Sana söz veriyoruz Muhterem hocam mirasına sahip çıkacağız, davamızdan dönmeyiz dönmeyeceğiz…..
9 yaşımda annem vefat etmeden önce beni kuran kursuna yazdırınca tanıştığım ve bugünelere kadar bana dokunan her gönül insanının baş mimarı olan,O yaşlardan bu zaman kalbime dikiş atan gönül bağı bamtelime mızrak gibi dokunan Çağın Hatibüzzamanı ruhunun ufkuna yürüdü. Varlık aleminde en sevdiklerine kavuştun… Arkanda dava arkadaşlarını bırakarak..
“Görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler
vallahi güzel etmiş
billâhi güzel etmiş
tallahi güzel etmiş
Sıkın dişinizi görün ne baharlar ihsan edecektir. Ne bulutlar gönderecek, ne çimenler yaratacak Allah celle Celaluh.”
M.Fetullah Gülen