Ramazan Cemresi

Yazar İsmet Macit
web

Gönül Sofralarının Sessiz Kahramanları: Muhabbetin Işığında Bir Ramazan Yolculuğu

Baharın ümit besteli tebessümüyle gelen Ramazan bu yıl, dünyanın dört bir yanında kurulan iftar sofraları ile yalnızca aç karınları doyurmakla kalmadı; kırık kalpleri onardı, yorgun gönülleri dinlendirdi, dillerin, renklerin ve inançların ötesine uzanan görünmez köprüler inşa etti. Bu sofralar, Hizmet Hareketi’nin çileyle yoğrulmuş, sabırla mayalanmış gönül erlerinin elleriyle kuruldu. Her biri birer muhabbet işçisiydi. Hocaefendi’nin kalbinden süzülen çağrıyı, asırlar öncesinden yankılanan bir sedayla, dünyanın dört bir yanına taşıyan sessiz seyyahlar gibi gayret ettiler.

İsmi Süreç kalan çileden günler, kılıçtan daha keskin bir düşman gibi üzerlerine yürürken; önlerine zulüm, yokluk ve iftiralarla örülmüş duvarlar yükselirken, onlar ellerinde meşalelerle karanlığa yürüdüler. Çünkü biliyorlardı ki, zulmet ne kadar derin olursa olsun, bir mumun titrek alevi bile bin yıllık karanlığa meydan okuyabilirdi. Bir hakikat danesi bir harman yalanı kül edecek güçteydi.

Sevginin müessisleri ilhamlarını Hocaefendi’den almışlardı. Toplumu bölerek yönetmeyi şiar edinmiş siyaset canavarının ülkedeki insanları birbirine yabancılaştırdığı yıllarda Hocaefendi iftar sofralarında toplumun her kesiminden insanı bir araya getirmişti. Tanışırsak kaynaşırız, aynı sofrada olursak barışırız böylece geleceği sevgi ve saygının mayası ile mayalamış oluruz… işte bu gönül nağmesine milyonlar ortak olmuş ve “birlikte yaşama” türküsünü gönülden söylemişlerdi.

Bu ülke adına ciddi bir kazanç idi. Ama ülkenin kuytularına gizlenmiş karanlık ruhlu kötülük temsilcileri bu aydınlık günlerin şafağından bile rahatsız oldular!.. Yürekleri dahi donduran bir Şubat soğuğunda emareleri görünen bahar tomurcuklarını saldırdılar. Öldürücü olmayan her darbe beni güçlendirir sözünün hakikatini yaşayarak öğrendiler o fırtınadan güölenerek çıktılar.Motivasyonu Asr-ı Saddetten alan hizmet bir kış mevsiminde maruz kaldığı zulümden yaklaşık 18 sene sonra bu sefer bir Temmuz sıcağında kavruldu. Binlerce evladını dünyanın dört bir tarafına attı…

Onlar ellerindeki meşaleyi Asr-ı Saadet’ten tutuşturmuşlardı. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine sokaklarında kurduğu o ilk kardeşlik sofraları, ensarla muhacirin bir araya geldiği o bereketli anlar, bugün Afrika’da bir yetimhanede, Avrupa’da bir kültür merkezinde ya da Uzak Doğu’da bir köyde yeniden can buluyordu. Hizmet, işte o altın çağın minarelerinden beslenen bir ağaç gibi yeryüzüne dal budak saldı. Kökleri sahabenin fedakârlığında, gövdesi Peygamber ahlakında, dalları sevgiyle örülmüş; her bir yaprağına umut sinmişti.

İşte o mum alevi ile Ramazan iftarlarında yanan gönül kandilleri, içtenlikle uzanan bir lokma ekmek, samimiyetle paylaşılmış bir hurma, farklı dinlerden, milletlerden insanları aynı sofra etrafında buluşturan manevi bir davetti. Kimi zaman bir kilisede, kimi zaman bir sinagogun avlusunda, bazen de bir Budist mabedinde yankılandı iftar ezgileri. Her biri, insanlığın ortak paydasında buluşmaya dair bir niyaz, bir dualı çağrıydı.

Kurulan bu sofralarda tevazu, muhabbet ve empati ile gönüller doydu. Göz göze gelindiğinde, “Ben senin kim olduğunla değil, kalbinin ne söylediği ile ilgileniyorum dercesine bir hal yaşandı. Ve bu hali en çok gençler taşıdı omuzlarında. Pasaportları mühürlü, ülkeleri hasretle anılan ama ufku aşkla çizen gençler…

Bu gençler, birer kanat gibi savruldular dünyanın dört yanına. Kimi Asya’nın bir köy okulunda, kimi Afrika’nın bir yetimhanesinde, kimi Avrupa’nın merkezinde, kimi Güney Amerika’nın çeperlerinde… Hepsinin avuçlarında aynı dua: “İnsanlığa dair ne varsa, eksik kalmasın.” Onlar iftar sofralarına sadece yemek taşımadılar, umut taşıdılar, dostluk taşıdılar, sevgi taşıdılar. Ve her biri, kalpten kalbe uzanan görünmez yolların yolcusu oldu.

Zulme maruz kalmış bir hareketin, en saf haliyle insanlığa hizmet etmesi, belki de zamanın ironisiydi. Fakat tıpkı kurak bir toprağın, ilkbaharda açan inadına bir çiçek gibi, Hizmet gönüllüleri de her şeye rağmen yeşermeye devam etti. Dikenler içinde açan güller gibiydiler.

Ve o güllerin en güzeli, iftar sofraları oldu bu yıl. Sadece yemek değil, bir hatıra bırakıldı tabaklarda. Kim bilir, hangi yabancı kalpte ilk defa Müslümanlara dair güzel bir iz bıraktı bir tebessüm. Hangi çocuk, ilk defa bir Türk öğretmenin gözlerinde “sen değerlisin” bakışını gördü. Hangi yaşlı adam, eline tutuşturulan sıcak çorbayla yıllardır duymadığı “İyi akşamlar”ı duydu, ana dilinden farklı bir lisanla ama aynı içtenlikle…

Her iftar bir mektuptu insanlığa, zarfı samimiyetle mühürlenmiş. Her sofra bir köprüydü, çatışmanın uçurumlarını aşan. Ve her gönüllü bir neferdi, sevgiyle silahlanmış, önyargılara karşı.

web

İşte bu yüzden, Ramazan bu yıl bir başka geldi. Sadece ay takvimiyle değil, gönül takvimiyle ölçülen bir zaman dilimi oldu. Hizmet Hareketi’nin her zamanki vakarıyla, ama biraz daha derinden, biraz daha mahzun bir sevinçle…

Çünkü her iftar, bir dualar demeti gibi semaya yükselirken, bir çınarın gölgesinde çoğalan nesillerin umudu tazeleniyordu. Ve Hocaefendi’nin yıllar önce yaktığı o meşale, hâlâ ışığını kaybetmemişti. Belki rüzgarlar sarsmıştı alevini ama sönmemişti; çünkü her iftar, o alevi yeniden üfleyen bir niyet, bir gayretti.

Sonuçta ne oldu biliyor musunuz? Ramazan, sadece Müslümanların değil, insanlığın ayı oldu bu yıl. Ve bunun mimarları, kimliğini değil kalbini ortaya koyan o güzel insanlar oldu. Öyle sessizlerdi ki, yankılarını ancak kalpten dinleyenler duydu. Ama öyle gürlerdi ki, muhabbetleri kıtaları aşarak yayıldı.

İşte bu yüzden, bu yılın Ramazan’ı sadece bir ay değil, bir çağrıdır: “Gel, birlikte iftar edelim. Ve belki de birlikte insanlığa hizmet edelim”

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy