“ Güzel bir çiçeğin pek ince ve hassas programını küçücük bir tohumu içerisine yerleştirebilmek, büyük bir ağacın yaşamı boyunca başına gelecek şeylerin yazılı olduğu defterini, hayatını özetleyen kitabını, içerisinde sakladığı yaprak, çiçek ve meyve gibi cihazların özetini küçücük bir çekirdekte, gözle görülemez haldeki manevi kader kalemiyle yazmak, sınırı olmayan ve yaptığı her işte bir gaye gözeten Rabbani bir kalemin kullanıldığını gösterir.” (Sözler sh: 66)
Her kitap açtığımızda kitabın her hangi bir bölümünde o kitapla ilgili fihriste bulunur. Özellikle öğretici eserler böyle tanzim edilir. Okuyucuya kolaylık sağlamak için bu bir gerekliliktir.
Tohum, çiçekli bitkilerin en belirgin özelliklerinden biridir. Her bir tohum, içerisinde kabuk, gömlek, çeneğinde besin dokusu ve embriyosu vardır. Bu tohum bölümlerinin her birinin, kendisine mahsus çok harika görevleriyle beraber özellikleri de vardır. İşte, bitki tohumlarının içerisinde o bitkiye ait genetik özelliklerin depolandığı kısım da embriyo denen bitki fihristesidir. O bitkiye ait tüm özellikler; yaprağının şekli-büyüklüğü, çiçeğinin rengi-şekli-kokusu, meyvesinin rengi-şekli ve kokusu bu embriyoda özel bir kromozom sandığında kilitlenmiş olarak açılacağı ilkbahar mevsimini bekler.
O bitkiye ait gelişme kanununa tabi olarak zamanı ve zemini bulan tohumcuklar sıcakla, suyla ve havayla kendinden geçer ve çimlenerek ilk kazmayı vururcasına toprağa evini yaparak oracıkta yeryüzüne merhaba der. Hz Musa’nın (as) asası gibi deler geçer sert toprakları incecik tüy şeklindeki kökler. Kelebeklerin ve kuşçukların karşıladığı bu rengârenk çiçeğe ve ondan meydana gelecek meyvelere analık yapacak bu bitkicik tam bir tasarım harikasıdır.
Kitaplar dolusu bilgiyi minicik embriyosunda saklayan tohumlar, kimi tek kimi çift çeneklidir. Çift çenekli bitki tohumları, çimlendikten hemen sonra iki elini açmış bir şekilde dua edercesine yeryüzüne çıkarlarken, tek çenekli bitki tohumları da adeta secdeye kapanırcasına yerin altında kalır. Yaprakları birbirine sağlı sollu bazen birbirine paralel şekilde gelişir. O yazın kavurucu sıcağından korunur tıpkı Hz İbrahim’in (as) azası gibi. İtfaiye görevlilerinin amyantlı elbiseleri gibi zarar görmezler her nasılsa.
Üstadımız tohumun bu esrarı ile ilgili olarak şu enfes sözleri sarf eder:
“Çekirdeği yapan, onun üstünde ağacı o yapar. Ve ağacı yapan, onun üstünde meyveleri dahi o icat eder.”
“ Bütün kâinatı yaratamayan bir zat, bir kudret, en küçük bir canlıyı yaratamaz. Evet, bir nohut tanesinde bütün Kuran’ı yazar gibi, çamın gayet küçük bir tohumunda koca çam ağacının özetini ve kaderini yazan kalem, elbette gökyüzünü yıldızlarla yazan kalem olabilir.”
Ama şu bir gerçek ki, seyretmeye doyum olmayan görüntüleriyle tefekkür için yaratılmış tüm canlı cansız varlıklar arzın sakinlerine, özellikle de insanlara çok güzel bir resmigeçit düzenlerler.
“Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır”
Hizmetten | Zekeriya Çiçek