Değerli dostlar, son iki gündür yeni taşındığım evde elinden iş gelen bir kardeşimle Çamaşır makinesini monte etmeye çalışıyoruz. Fakat, her nasılsa bir türlü beceremedik. Bu işlerin kompetanı olan benim de saygı duyduğum bir tanıdık dostumuza; ‘acaba nerede hata ediyoruz’ diye sorduk. O da ‘bence bir hatanız yok. Fakat sanırım duayı eksik bırakmış olabilirsiniz’ dedi.
O dostum haklıydı. Son günlerde taşınma telaşıyla dualar bir yana, namazları bile geciktiriyordum. İnşaallah hatamızı telafi ederiz. Zira, hataların ve kusurların affedildiği günlere geldik. Eskilerin “Küçük Ramazan” dedikleri Zilhicce’nin ilk on gününden söz ediyorum. Bu gün (7 Haziran-Cuma) Zilhicce’nin ilk günü.
Zilhicce’nin faziletiyle ilgili Fecr Suresinin başında; “On geceye yemin olsun ki…” ifadesi yer almaktadır. Hepinizin malumu olduğu üzere Zilhicce ayı, hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. İşte bu mübarek ayın birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâl-i aşere”, yani “on mübarek gece”dir.
Ayrıca bu günlerin kıymetini Peygamberimizin (s.a.v.) de şöyle açıklamaktadır: “Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi,Savm: 52; İbn-i Mâce,Sıyam: 39)
Efendimiz (s.a.v.) bir başka hadiste bizi teşvik için şöyle buyurur: “Allah katında Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned: 1/257)
Bu ayet ve hadislerden anladığımız kadarıyla, bu on günü mümkün olduğunca Allah’a yakın olmaya ve yasakladıklarından da uzak durmaya gayret etmeliyiz. Malumunuz olduğu üzere bu on gün içerisinde Arefe gününün yeri ise bambaşkadır.
Zira, Efendimiz (s.a.v.): “Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefarettir” buyurmaktadır. (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 457) İşte, bu yüzden yukarıda ‘hataların ve kusurların affedildiği’ zaman dilimine girdiğimizi ifade etmiştim.
Ayrıca Efendimiz (s.a.v.): “Arefe günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azat olunmaz. Kim Arefe günü gerek dünya ve gerekse ahiret ile ilgili olarak Allâh’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar” buyurmaktadır.
Bu arada şunu hatırlatmakta fayda var. Zilhicce’nin sekizinci gününe “terviye günü” dokuzuncusuna “Arefe günü”; Bayram gününe “nahr” yani kurban günü, ondan sonraki üç güne de “teşrik günleri” denilmiştir. Bu on günü hangi ibadetlerle değerlendirmeliyiz diye sorarsanız benim kanaatim şudur: Her şeyden önce ibadetlerin piri olan beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Namazlarımızı cemaate kılmaya gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşû ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salâvat ve dua ile geçirmeliyiz.
Üstadımız Hazreti Bediüzzaman, Zilhicce’nin ilk on gününün faziletiyle ilgili şöyle demektedir: “Bu on gece, Kur’an-ı Azimüşşan’ın “Ve’l-fecri veleyâlin aşr” (Fecr: 1) kasemi ile, onlara verdiği ehemmiyete binaen o geceler Leyle-i Kadir ve Beraat ve Mi’rac nev’inde büyük kıymetleri var. Çünkü: Hac sırrıyla bütün âlem-i İslâm namına her taraftan gelen binler hacıların bütün kâinatla alâkadarane bir tarzdaki makbul hasenatlarına ve ümmet-i Muhammed (s.a.v.) hakkında ettikleri dualarına, o gecelerde amâl-i sâliha ile meşgul olan mü’minler hissedâr oluyorlar.”
Bir de Üstadımız Arefe günü bin İhlâs Suresini okumanın da çok faziletli olduğunu ifade etmektedir. Çünkü Arefe, tevhidin, azamet ve Kibriya’nın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Bunun için Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir.
Evet, bu kadar fazileti ifade eden sözden sonra bir şey yazmak zaiddir sanırım. Rabbim hakkıyla değerlendirmeyi lütfetsin.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN