Canlı yayında Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi için okuduğu şiirle izleyenleri duygulandıran Afgan Arzu Ahmadzai, Hocaefendi ve Hizmet’e olan tutkusunu şu sözlerle anlattı:
Hoşgörü, müsamaha, sevgi ve güzelliklere gidilen yolculuğum 2012 yılında başladı. Lise çağında ve insan karakterinin şekillendiği bir dönemde kendimi Afgan-Türk Kız Lisesi’nde buldum. Ülke şartlarının gün geçtikçe zorlaştığı ve yaşamın ağırlaştığı bir dönemde, yüzlerimizi yeniden güldürecek eğitim kurumları açılmıştı. Ülkenin en kaliteli ve başarılı okullarından sayılan bu Türk okullarına girmek için öğrenciler adeta can atıyordu. Her sene binlerce öğrenci ülkenin dört bir yanından ve her zorluğa rağmen bu okulların giriş sınavına hazırlanıyordu. 2012 yılında, 9 binden fazla öğrencinin katıldığı sınavla Afgan-Türk okullarında liseyi okuma şansını kazandım. İlk zamanlarda okulun manevi atmosferi ve her şeyin bir kaide ve kural içinde düzgün bir şekilde işlemesi hepimizi hayrete düşürmüştü; sebebi ise ülkemizde her alanda güvensizlik ve kargaşanın hakim olmasıydı. Türkiye’den gelen Türk öğretmenlerimiz, sevgi, anlayış, sadakat ve şefkatin en güzel numuneleriydi. Okulun ilk yılında, ruhumuzu doyuracak ve kalbimizi huzurla dolduracak güvenilir insanları bulduğumuza kanaat getirdik. İlerleyen zamanlarda bu durum sadece manevi anlamda değil, akademik açıdan da tatmin olmaya başladı ve bu da Muhtarem M. Fethullah Gülen hocamızın eserleriyle gerçekleşti. Türkiye’den dünyanın 160 ülkesine giden öğretmenler, eğitim açısından en yüksek seviyelere sahiptiler. Hizmet Hareketi’nin en temel prensiplerinden biri de kalp ve kafa birleşimidir. İnsan, iki boyutlu bir varlıktır ve her iki açıdan da gelişmesi gerekir. Bunu bize açıklayan ve örnek olan ilk başta Muhterem hocamız, sonra da okuldaki öğretmenlerimizdi.
Hizmet Hareketi’nin en belirgin ve önemli diğer temeli de, insana insan olarak bakmak ve o şekilde muamele etmektir. İnsanları ırk, dil, inanç, renk ve düşüncesine göre yargılayan ve küçümseyen bir dünyada, Hizmet Hareketi ve Muhterem hocamızın eserleri, bu sıkıntıların ortadan kalkması için hepimizin kalplerinde adeta bir ilaç ve iksir etkisi bıraktı. Rengi, ırkı ve inancı ne olursa olsun insanlara yardım ve destek elini uzatmamız gerektiğini öğretmenlerimizin davranışlarından öğrendik.
Ülkemizde her yıl düzenlenen yardım kampanyaları da bu hareketin evrensel ve insani bir hareket olduğunu vurgulamaktadır. Düzenlenen yardım kampanyaları binlerce insana yardım eli uzatıyordu ve bu yardım faaliyetleri dünyanın dört bir yanında hala devam etmektedir. İnsanların birbiriyle savaştığı ve çatıştığı bir dönemde, Hizmet Hareketi, Hz. Mevlana misali herkese sinesini açtı ve “Sen de gel” çağrısıyla tüm insanlığı bağrına bastı. Savaşlara ve kavgalara karşı diyalog ve müsamaha köprüleri kurdular ve insanları barışa ve sevgiye davet ettiler. Muhterem hocamızın dediği gibi, bu dünyayı ancak sevgi kurtarır ve bu söz, altın harflerle yazılmaya değer bir ifadedir.
Afganistan’da devam eden en büyük problemlerden biri de kadınların hakkının çiğnenmesi ve onlara yönelik hukuksuzlukların zirvede yaşanmasıdır. Hizmet Hareketi, kadın haklarına saygı ve eğitim açısından kadınlara eşit imkanlar tanınması konusunda en demokratik hareket örneklerinden biridir. Afganistan’da eğitim veren kadın öğretmenlerin hepsi yüksek bilgi ve beceriye sahiptiler ve bu da bizler için haklarımızı tanıma yolunda güzel bir örnek teşkil etti. Ülkemizin farklı şehirlerinde kız okulları açıldı ve bu sayede onlara eğitim imkanları sağlandı.
Bu güzellikleri ve olumlu hareketi dünyanın 160 ülkesinde kabul ettiren en etkili unsur, Hizmet Hareketi’nin gönüllülerinin beklentisiz çalışmalarıdır. Onca hizmetin ve zor koşullarda her kıtada sunulan maddi ve manevi desteğin karşılığında hiçbir maddiyat beklemediler; çünkü Hizmet, gönüllülerin hareketidir ve onlar “dövene elsiz, sövene dilsiz” davranmayı şiar edindiler. 2012 yılında başladığım bu güzel yolculuk, aslında bizim hayat gayemizdi ve bize bunu halleri, dilleri ve eserleriyle Muhtarem hocamız ve öğretmenlerimiz gösterdi. Bundan sonra bize düşen vazife, yolda kalanların ve yolcu olduğunu unutanların elinden tutmak ve insan olduklarından dolayı onları bağrımıza basmaktır.
Hocamızın vefatı, hepimizi derin bir hüzne boğdu; çünkü bir alimin ölümü bir alemin ölümüdür. Değerli Muhterem hocamızın ardından her kıtadan binlerce öğrenci gözyaşı döktü. Bu gözyaşlarının, gelecekte yeni nesillerin gelişmesine ve üstadımızın düşünce ufkuyla tanışmasına vesile olacağını ümit ediyoruz.
Değerli hocamızın ruhu şad olsun ve hatırası hep kalplerimizde yaşasın.”