Meğer insan bir maden deposuymuş! | Zekeriya Çiçek

Yazar Editör

 Ey insan sen ne mübareksin

İnsanın maddi kıymeti neredeyse bir hiçtir. Zira Allah(cc), insanın maddi varlığının toprakta çürümesini murâd etmiştir. Gerçekten de vücudumuzun maddi bileşenleri kim bilir belki birkaç çivilik demir, küçücük bir odanın duvarını boyayacak kadar kireç hammaddesi kalsiyum, üç beş kalıp sabun olabilecek yağ vb bileşenler var. Bu yüzden İnsanı sadece maddi boyutuyla değerlendirmek yanlış olur. İnsanın ruhani bir varlık olduğunu ve onunla değerlendirilmesi gerektiğini unutmak ve onu cismani bir varlık olarak mütalaa etmek ne büyük bir talihsizliktir.

Unutulmamalıdır ki, İnsanın kıymeti sonsuzluğa onu taşıyacak olan ruhunda saklıdır.  

 Bu insanlar ne antikaymış böyle!

“Mona Liza” orijinal tablosunun kıymetli olması onun sanatının güzelliğinde gizlidir. Yoksa diğer ressamlar da aynı malzemeyle binlerce kopyasını yapmıştır. Acaba neden pek değerleri yok? Sanattaki fark öyle değil mi?

Demek ki, Cenab-ı Hak(cc) aynı malzemeyle bir otu, bir hayvanı yaratabildiği gibi, şu kâinatın küçültülmüş bir misali olan insan gibi meleklerden de üstün bir varlığı da yaratır. Ancak fizyolojik özellikleri yönüyle insanın diğer hayvanlardan fazla bir farkı yoktur. İnsanı batılı felsefecilerin kısır mantığı ile sadece ”konuşan ve düşünen bir hayvan” gibi mütalaa etmek büyük bir haksızlık ve insan gibi mükerrem varlığa saygısızlıktır.

 

İnsan her şeyi ile anlaşılması güç bir varlıktır. Gariplik ve tuhaflıkları dünyaya gelişiyle başlar ve devam eder. Onun dışında her canlı dünyaya ayak basarken, başka bir âlemde yetiştirilmiş gibi, hayat kanunlarına âşina ve en mükemmel insiyaklarla gelir. O ise, en muhteşem ve aziz bir varlık olmasına rağmen, bütün bu hayat için gerekli fonksiyonlardan mahrum olarak karşımıza çıkar.

Vahye muhatap olan arıya bal yapması emredilmiş,  peki ya insana?

Cenab-ı Hak arıya da vahyeder insana da. Lakin insana emanet edilen vahiy ona bir kovan bal yapmaktan çok öte bir şeydir. İnsan insanlardan başka hiçbir varlıkta olmayan marifet peteğini, Allaha iman zaviyesinden enfüsi (içe dönük) ve afaki (dışa dönük) tefekkürle doldurur. Allah bilgisine ulaşır. Bu onu sevginin kaynağı olan Allah sevgisine ulaştırır. Allah sevgisiyle dolan bir kalp te huzur bulur. Ruhani zevk te burada başlar. Başak bağlamış bir buğday tanesi ya da meyveli bir ağaç gibi sürekli bir tevazu ile başını yere eğer. Bilir ki, meyvenin çekirdeği de semeresi de ağacın kendisine ait değildir. Kendine gelir vazifesini yapmanın huzurunu duyar yüce ruhunda.

Hizmetten | Zekeriya Çiçek

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy