Komşularla Münasebetimiz

Yazar Editör

DERLEYEN: SAYİT KOÇER 

İnsanlarla münasebetimizde ölçümüz; dinimiz, fıtratımız ve evrensel insani değerlerdir. İnsan sevgisi, yaratılmışları Yaratan’dan ötürü sevme temel disiplinlerimizdendir. Aile, toplum ve milleti teşkil eden fertler arasında en güçlü münasebet sevgi münasebetidir.

İnsan sosyal bir varlıktır. Fıtrî olarak en yakınımızdaki insanlarla doğru bir münasebete ihtiyacımız var. Yaratılıştan mahiyetimize yerleştirilen insanî değerlerin bazıları ancak sosyalleşerek ortaya çıkar. (güler yüz, tatlı dil, yardımlaşma, cömertlik, merhamet vb.)

Komşu; yaşadığımız mekâna en yakın yerlerde yaşayan kişilerin ve ailelerin her birini ifade eder. Kültürümüzde ve kaynaklarımızda komşu kelimesi mutlak manada kullanılır. Müslüman kâfir, hür- köle, dindar fâsık, dost düşman, yerli yabancı, faydalı zararlı, akraba akraba olmayan, evce yakın-uzak, hepsine şâmildir. Ancak komşular arasında mertebe farkı vardır. Ayet-i kerimede, yakın ve uzak komşuya iyilik tabirleri kullanılmaktadır.[1]

Taberânî’nin Hz. Câbir’den kaydettiği merfu rivayette: “Komşu üç çeşittir:

  • Bir komşu vardır, (onun, üzerinizde) tek hakkı vardır. Bu, müşrik komşudur. (Yani sizin gibi inanmayan kimseler ya da farklı dinlerin müntesipleridir.) Bunun sadece komşuluk hakkı vardır.
  • Komşu vardır, (üzerinizde) iki hakkı vardır. Bu müslüman olan komşudur. Bunun hem komşuluk hem de müslümanlık hakkı vardır.
  • Diğer bir komşunun (üzerinizde) üç hakkı vardır. Bu, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem komşuluk hem müslümanlık hem de akrabalık hakkı vardır.“… [2]

Hz. Âişe (r.a) validemize; evin her cephesinden kırkar hânenin komşuluk hakkı bulunduğunu söylemiştir. Bazıları bu sınırı genişleterek bir mahallede, hatta bir beldede oturan insanların birbirinin komşusu sayılması gerektiğini söylemiştir. Birçok âlim kimlerin komşu sayılacağını örfün belirlediği görüşünü tercih etmişlerdir.[3]

Sosyal hayatın aileden sonraki halkasını komşular oluşturduğundan her din ve kültürde komşuluk ilişkilerine dair kurallar bulunur. Mesela: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” [4]

Sağlıklı bir toplumun oluşumunda komşuluk hakkına riayet çok önemlidir. Cenâb-ı Hak Kur’ân’ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabalara, yetimlere, düşkünlere, yakın ve uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunup size hizmet eden kimselere ihsanla muamele edin. Allah, kendini beğenip övünenleri elbette sevmez.” Nisâ sûresi, 4/36.

Âyet-i kerimede sırasıyla akrabalara, yetimlere, düşkünlere ihsanda bulunma emredilmiş ve arkasından da, “yakın ve uzak komşuyaifadeleriyle akrabadan olan veya olmayan ya da yakın veya uzak olan komşulara iyilikte bulunma emredilerek komşuluk haklarına dikkat çekilmiştir. Şu hâlde insanın yakın veya uzağında bulunan, sağında solunda, önünde arkasında mücavir olan herkes, onun içine girer ve iyiliği hak eder.

Komşuluk hakkına riayetin ehemmiyetini anlama adına, şu hadis-i şerif de çok önemlidir: “Cibril bana komşu hakkında öylesine ısrarlı tavsiyede bulundu ki, neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.[5] Bir insanın mirasçısı; annesi, babası, çocukları, eşi gibi yakınları olduğuna göre Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) vahy-i gayr-i metluv sayılan bu sözünden, komşu hakkının ne denli büyük olduğu anlaşılmaktadır. Biz, komşuluk hukukuyla ilgili Cebrail’in (aleyhisselâm) Efendimiz’e ne tür tavsiyelerde bulunduğunu bütünüyle bilemiyoruz. Ancak Efendimiz (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) “Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” ifadeleriyle meselenin azametine ve önemine dikkat çekmiştir. Allahu a’lem; komşuların birbirine akraba kadar yakın ve samimi olması gereğini vurgulamak, karşılıklı bir anlayış ve güven içinde bulunması icap ettiğini ortaya koymaktı.

Hadis-i şerifte mesele imanla irtibatlandırılarak şöyle nazara verilmektedir: “Her kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ihsanda bulunsun…” [6]  Görüldüğü üzere burada, kâmil mü’min olmanın bir şartı olarak da komşulara iyilikte bulunma gösterilmektedir.

Öte yandan Allah Resûlü (aleyhi efdalu’t-tahiyyât ve ekmelü’t-teslîmât) komşusu aç olduğu hâlde tok olarak geceleyen kimsenin hakiki mü’min olamayacağı [7] ve komşusunun, zararlarından emin olmadığı kimsenin de Cennet’e giremeyeceği [8] ihtar ve ikazında bulunmuştur.

Benzeri meâldeki örneklerde de görüldüğü gibi hadislerde komşuluk kavramının din ayırımı yapılmaksızın mutlak olarak kullanılmasını dikkate alan âlimler, gayri müslim komşuların da komşuluk haklarının bulunduğu görüşünde birleşmiştir.[9]

Komşu hakkına riayetin mükafatının büyük olduğu gibi o hukuku zayi etmenin de cezası muzaaftır. Hadis-i şerifte; akrabalar ve komşular arasında işlenen günahın muzaaf ve belki mük’ab bir kötülük olduğuna dikkat çekilmiştir.[10] Çünkü akrabalar ve komşular arasında hâkim olması gereken duygu, güven ve emniyettir. Bu açıdan kendisine itimat edilen ve güven duyulan bir insan tarafından ortaya konulan bir kötülük, sıradan bir kötülük gibi olmaz…

Komşular Arası Münasebetler Nasıl Oluşturulmalı?

Komşularımız bizden maddî, manevî veya ahlaki olarak bir zarar görmemeli. Komşularla diyaloğun sağlanmasının ilk aşaması selamlaşmadır. Selâm vermek ve başkalarının emniyet, güven içinde olmalarını dilemek, İslam’da yapılması en hayırlı olan işler arasında sayılmıştır. Nitekim bir gün kendisine “İslam’da hangi amel daha hayırlıdır?” şeklinde sorulan bir soruya Allah Resulü (s.a.s): “Başkalarına yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir[11] şeklinde cevap vermiştir.

İnsanlar arası münasebetlerde tabi ki; güler yüz, mütebessim bir çehre olmazsa olmazdır. Kibar ve nazik olma önemli, çok kapıları açıyor. Komşular karakter olarak hızlı bir şekilde tanınmalı. Doğru münasebetin en öncelikli şartı; muhatabı tanımaktır.

Hoş geldiniz veya “Biz sizlerin yeni komşularınızız” mahiyetinde posta kutusuna açık bir kart bırakılarak ilk münasebet yapılabilir.  Kısaca kendiniz ve aile bireyleriniz hakkında bilgilendirme yapılabilir.

İnsanların kabullerine, değerlerine, dini inançlarına, dünyevî görüşlerine, siyasal tercihlerine saygı duyulmalı. Ve bu değerlerin neler olduğunu da mümkün mertebe erken öğrenmeliyiz ki yanlışlık yapmayalım. Kısaca; herkes konumunda kabul edilmeli.

Karşılıklı ziyaret ve davetlerle tanışma ortamı oluşturmak, insanlar arasında sevgiye giden yolları açmak, eğer varsa olumsuz duyguları izale istikametinde gayret sarf etmek gibi hususlar da çok önemlidir.

Kendimize ait, içinde yaşadığımız topluma ait, komşu için önemli /anlamlı olan zamanlarda abartmadan hediyeleşmeler yapılabilir. Bunun için önceden çok dikkatli ve özenli bir hazırlık yapılmalı, bir takvim hazırlanmalı.

Müslüman ahlâkının bir gereği olarak, sahip olduğumuz bütün güzellikleri komşularımızla paylaşmalıyız. Zira komşuluk hakkı denilince ilk olarak, yedirme, içirme, giydirme gibi maddî yardımlar akla gelmektedir. Müslüman olmasa bile komşulara maddî yardımda bulunulabilir. Çünkü bu, insanların öncelikli ihtiyaçlarındandır. Hele fakr u zaruretin olduğu durumlarda, kim olursa olsun, komşuların açlık içinde kıvranmalarına asla meydan verilmemeli. Öte yandan gerektiğinde komşuların elinden tutup rehberlikte bulunarak iş bulmalarını temin etme de çok önemli bir iyilik vesilesidir.

Efendimiz (s.a.s) alâka dairesini gayr-i müslimleri de içine alacak kadar geniş tutmuşturMesela, bir gün bir Yahudi komşusu, oğlunun vefat etmek üzere olduğunu söyleyip hüznünü ifade edince Allah Resulü hemen kalkıp ölüm döşeğindeki genci ziyarete gitmiş, acılar içinde kıvranan genci görünce onun hâline acımış ve ona şehadet getirmesini tavsiye etmiştir [12]… –İşte yakın durmanın hasıl ettiği netice ve semere!..–

Yine Allah Rasûlü (aleyhissalâtü vesselam) bir yahûdiden veresiye yiyecek satın almış ve borcuna mukabil zırhını rehin bırakmıştı.[13] İnsanlığın İftihar Tablosu (sallallahu aleyhi ve sellem), bu borcu ödeyemeden âhirete irtihal buyurmuş.

Allah Rasûlü, bu uygulamasıyla, herkesle bir çeşit münasebet kurup her insanı kazanmaya çalıştığı da hatırdan dûr edilmemelidir. İhtimal, Fazilet Güneşi, bir alış veriş vesilesiyle de olsa, o insanla irtibata geçip onu da iman nuruyla aydınlatmayı dilemiştir.

Bir Tas Aşureyle Kurulan Dostluk Köprüleri [14]

Bazen bir aşure gününü değerlendirerek, bazen bir vilâdet günü vesilesiyle komşunuzla irtibata geçer, bazen de onlar için önemli kabul edilen bir günü değerlendirebiliriz. Unutulmamalıdır ki, insan kerim bir varlık olarak yaratılmıştır, dolayısıyla yapılan iyilikler er geç mutlaka tesirini gösterecektir.

Allah Resûlü komşu ve hakları üzerinde tahşidat yapınca hediyeleşme üzerinde de durmuştu. Kadınlara sohbet ettiği bir gündü. Onlara: “Ey Müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!..[15] buyurdu. Zira hediyeleşme, komşulukta karşılıklı sevgiyi artıracak ve “gönüllerdeki kırgınlığı, dargınlığı izale ederek”[16] insanları birbirine yaklaştıracak önemli bir vesileydi. Özellikle kadınlara, komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesinde hayati rol düşüyordu. Bunun üzerine Hz. Âişe validemiz: “Yâ Resûlallah! İki komşum var. Hangisine önce hediye vereyim?” diye sordu. Efendimiz ise: “Kapısı sana daha yakın olana ver!” buyurdu.[17]

Modern hayat içerisinde komşuluk ilişkileri ciddi tahribata uğradığından dolayı bu mevzuda ilişkileri iyileştirme adına yapılan teşebbüsler belki başlangıçta karşılık görmeyebilir. Ancak mücerret bir gönül alma dahi olsa azim ve sebatla sürdürülen iyi davranışlar bir müddet sonra insanlar arasındaki buz dağlarını eriterek gönüllerde bir alâka uyaracak ve bu alâka zamanla öyle güçlü bir irtibata dönüşecektir ki, toplum fertleri arasında kopması çok zor, sağlam zincirler oluşacaktır. Böylece fertler karşılıksız, beklentisiz bir şekilde birbirine destek olacak, birisi düştüğünde diğeri onun elinden tutacak, âdeta birbirlerine iyilik yapma yarışına gireceklerdir. Zaten, birbiriyle vuruşmayan, boğuşmayan, yaka-paça olmayan ideal bir toplum da ancak bu türlü fertlerden teşekkül eder…

Hicretten sonra ortaya çıkan entegrasyon proplemlerine çözümde komşuluk dinamiği, alternatifi olmayan bir çözümdür. Bu içinde yaşanılan toplumun fertleriyle tanışma ve kendini tanıtma adına önemli bir fırsat sunduğu kadar muhacir hakkında duyulacak endişelerin giderilmesi için de büyük bir imkândır. Hicret yurdunda sevgiyi ve saygıyı büyütmenin yolu komşularımızla tanışmaktan ve komşuluğa terettüp eden hakları yerine getirmekten geçer.

Hasılı komşuluk, her insanın omuzunda, içinde insanlığın istikbalini taşıyan büyük bir sorumluluktur. [18]

 

[1] (bkz: Nisâ, 4/36).

[2] (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/206-207.)

[3] (meselâ bk. İbn Kudâme, VIII, 537; Ali b. Süleyman el-Merdâvî, VII, 243; Âlûsî, V, 29).

[4] (Bknz. Tevrat, Levililer, XIX, 18, Matta İncili  (XXIII, 36-40)

[5] Buhârî, edeb 28; Müslim, birr 141. 2

[6]    Buhârî, edeb 31, 85, rikak 23; Müslim, îmân 74, edâhî 19.

[7]    Bkz.: el-Hâkim, el-Müstedrek 2/15.

[8]    Bkz.: Buhârî, îmân 4, 5; Müslim, îmân 64-65. Müslim, Îmân 73

[9] (Kurtubî, V, 188).

[10] (bknz  Buhârî, tefsiru sûre (2) 3, (25) 2, edeb 20, tevhîd, 40; Müslim, îmân 141, 142;

[11] (Buhârî, Îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, Îmân 63. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Nesâî, Îmân 12)

[12] Buhârî, Cenâiz, 79. (Bkz: K.Testi 4/Ümit Burcu.)

[13] Buhârî, rikak 17; Müslim, libâs.

[14] Komşuluk Hakkı_ Herkul | 07/01/2013. | KIRIK TESTI_ https://ozgurherkul.org/kirik-testi/komsuluk-hakki/

[15] Buharî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekat 90.

[16] Tirmizî, Velâ 6.

[17] Buhârî, Şuf’a 3; Hibe 16; Edeb 32.

[18]  https://www.peygamberyolu.com/hicret-diyarina-entegrasyonda-komsuluk-1/

https://www.peygamberyolu.com/hicret-diyarina-entegrasyonda-komsuluk-2/

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy