Kendi amelinin yazıcı meleği olmak | Kerem Şahin

Yazar Hizmetten

“Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: 

Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz.

Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz,

sen sapıtırsan biz de sapıtırız!’ derler.” 

[Tirmizî, Zühd 61, (2409).]

            Söz, söyleyeninden bir şeyler söyler bize. Onun hakkında fikir verir. Düşüncelerini ele verir…

Düşüncelerimizin libasıdır söz, üslup ise ziyneti. Kelime kelime, cümle cümle akıverir düşüncelerimiz muhataplarımızın kulaklarına, zihinlerine, gönüllerine. Bazen kulak tırmalar sözümüz, bazen zihin açar, zihin yorar, zihin bulandırır, bazen gönül kırar ve bazen de gönüller arası köprüler kurar.

Her söz niyet kokar. Çünkü niyetimiz, mayasıdır sözümüzün. Her yere sinmiştir maya ama görünmez. Tatlı ise tadından yenmez ama ekşi ise kokusundan ele verir kendini.

Bu özellikleri haiz söz; kılıçtan keskindir. İnsanın başına ne gelirse, dili yüzünden gelir. Öyle zaman olur ki; sözlerimiz bomba olup düşer insanların kalplerine. Bir başladık mı konuşmaya, hiç susmayız. Eseriz, gürleriz; fakat ne bir “damla” olup toprağa düşeriz ne de bir “çiğ” olup yaprağa. Hiç düşünmeden konuşuruz. Önce konuşuruz, sonra düşünürüz. Belki sonra düşünürüz ama iş işten çoktan geçmiş olur. Artık kalp kırılmış, yalan söylenmiş, saygısızlık yapılmış, tutulamayacak sözler verilmiş, iftiralar atılmış, ve hatta geri dönüşü olmayan yollara girilmiş olur. İşte o zaman Hz. Ali(radıyallahü anh)’ın dediği duruma düşeriz: “Söz ağızdan çıkana kadar o senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisindir”.

Onca sözümüzü bir işiten, bir yazan vardır. Unutulmaz, silinmez sözlerimiz. Zaten bu da ayetle sabittir: Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf Suresi 17-18)

             Sözü de amelidir insanın. Yaptıklarından hesaba çekileceği gibi insan, konuştuklarından da hesap verecektir. Hem de hiç itiraz hakkı olmadan. Çünkü kaydedilmiştir ne yaptıysa, ne söylediyse, ne yazdıysa. Üstelik sadece yazıcı melekler değil, insan kendi de kaydetmiştir yaptıklarını, söylediklerini. Bir de bu yapıp söylediklerine milyonlarca şahit tutmuştur. Yani “kendi amelinin yazıcı meleği olmuştur” insan. Bunu bugün; “twitter”da, “facebook”da, “instagram”da ve diğer sosyal medya mecralarında yapmaktadır insan. Hem de pervasızca. Hiç düşünmeden, tartmadan. Zanlarının peşine takılıp, “Ey müminler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bazısı günahtır.” (Hucûrât, 49/12) ikâzını unutarak. Sadece alacağı beğenilerin hesabını yaparak nefsini tatmin yolunda aklına geleni yazmaktadır, kaydetmektedir insan. Farkında veya değil, sözünün nereye gittiğini bilerek ya da bilmeyerek yazıp çizmektedir ameline şahitler tutarak. Allah “Settâr”dır ama insan, Rabbiyle kendi arasında gizli bir şey bırakmamaktadır tuttuğu bu şahitlerle.

             “Bir düşünüp bin konuşuyoruz”, oysa “bin düşünüp bir konuşmalı” insan. Sözünün nereye gideceğini çok iyi hesap etmeli. “Her düşündüğünü söylememeli ama her söylediğini düşünmeli”. Yine “her söylediği doğru olmalı insanın fakat her doğruyu da her yerde söylememeli”. Kişinin her duyduğunu söylemesi, ona günah olarak yeter”(Hadis-i Şerif). Çoğu zaman susmalı. Dili susmalı, hâli konuşmalı. Sessizliğiyle çok şey anlatmalı. Diliyle açtığı yaraların, kırdığı kalplerin, acıttığı gönüllerin vebâli ile öteye gitmemeli insan. Özellikle sosyal medyada her ne sâikle olursa olsun pervasızca konuşup, yazarak ameline milyonları şahit tutmamalı. Söyleyeceklerinde ölçü; insanların beğenisi değil, Allah’ın rızası olmalı. Oruç tutturmalı diline, kalemine, klavyesine… Dil yarasıyla iftar yapmamalı, yaptırmamalı.

             Söz kılıçtan daha keskin

            Dilini kınından çekti

            Okunu fırlatmaya hazır bir yay kadar gergin

            Hoyrat bir rüzgâr gibi pervasızca esti

             “Bin düşün bir konuş” derler

            Ölüm kalım savaşındaymış gibi

            Dilini kınına sokmayan sözde erler

            Zahiri zafer, bâtını mağlubiyet bir savaş sahibi

 “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun.” (Hadis-i Şerif)

     Hizmetten |   Kerem Şahin

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy