İsveç’in Jönköping şehrindeki Bilda Studieförbund ve Vänskapsbron Derneği tarafından organize edilen “Våra Högtider” (Bizim Bayramlarımız) programı Ansgriikyrkan’da gerçekleştirildi. Bu yıl Jul (Hz. İsa’nın doğumu) kutlamasına ev sahipliği yapan etkinlikte, farklı ülkelerden 60 katılımcı bir araya geldi. Geçtiğimiz yıl aynı program kapsamında Ramazan ayı kutlanmış, farklı kültürler ve inançlar arasında köprüler kurulmuştu.
Entegrasyon Mesajları Ön Plandaydı
Etkinlikte, İsveç toplumunda entegrasyonun önemi vurgulandı. Hizmet Hareketi’nden son 8 yılda İsveç’e iltica eden kişiler tarafından kurulan Vänskapsbron (Dostluk Köprüsü) Derneği, temel amaçlarının farklı milletlerin İsveç toplumuna entegrasyonuna destek sağlamak olduğunu belirtti. Dernek görevlilerinden Suat Özçelik, “Bu tip organizasyonlar hem İsveç toplumu için hem de yeni gelen topluluklar için önemli bir fırsat ve kültürlerin paylaşımına vesile” dedi.
Bilda Studieförbund’un “Familj Kompis” projesi yöneticisi Anna Ström ise entegrasyonun çift yönlü bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Entegrasyon, tek yönlü değil; iki tarafın birbiriyle tanışması ve ilgisiyle mümkün” ifadelerini kullandı.
İslam’da Hz. İsa’nın Önemi
Programda, yazar ve hukukçu Ramazan Faruk Güzel de “Vem är Jesus enligt muslimer?” (Müslümanlara Göre İsa Kimdir?) kitabından örnekler sundu. Sözlerinin başında kitabının yazım fikrinin nasıl doğduğuna da değinen Güzel şunları kaydetti:
“Bundan ilk 20 yıl kadar önce ilk olarak İsveç’e geldiğimde de Müslümanların Hristiyanları ve değerlerini yeterince tanımadığını, Hristiyanların da bu Müslüman toplulukları hakkındaki bilgilerinin de çoğu zaman basma kalıp ön yargılardan ibaret olduğunu görmüştüm. O dönemlerde önce Danimarka’da, sonra İsveç’te “karikatür krizleri” patlak vermişti. Müslümanların Peygamberi Hz. Muhammed hakkında hakaretin de ötesine geçen tahrik edici karikatürler yayınlanmış ve bu bölgede infiallere yol açmıştı bu yayınlar. O zamanlar bu bölge insanı arasında İslam ve Peygamberi ne kadar tanınıyor, bunu anlamak için röportajlar yapmıştım. Onu tanıyıp Müslüman olmuş İskandinav halkından birilerini bulup onlarla bir dizi röportajlar yapmıştım; İsveçli, Norveçli, Danimarkalı, Finlandiyalı vs. Onların dediği; Hz. Muhammed’in gerçek şahsiyetinin bu bölgede yeteri kadar bilinmediği, bilinse bu kadar ölçüsüzce hakaretler edilemeyeceği yönünde idi.”
O röportajlardan özellikle Finlandiyalı bir kadının sözlerinin kendisini çok etkilediğini ve bu kitabı yazmaya onu motive ettiğini söyleyen Güzel: “O, röportajında özetle: Kendisinin önceden çok koyu ve samimi bir Hristiyan olduğunu ve Kuran’ı okuyunca orada Hz. İsa hakkında çok gerçekçi ve saygılı ifade gördüğünü ve bundan çok etkilendiğini söylemesi idi. Bunun üzerine bir ihtiyacın karşılanması gerektiğine kanaat getirmiş ve İslam’da, Kuran’da Hz. İsa ve Hz. Meryem nasıl geçiyor, Müslümanlar onlar hakkında neler düşünüyor, nelere inanıyor onlar hakkında, bu hususları aydınlatmak ve iki kültür, iki din mensupları arasındaki ön yargıların kalkması, birbirlerine daha anlayışla ve sevgiyle yaklaşması için böyle bir kitabı yazmaya başlamıştım, bundan 20 yıl kadar önce… Son süreçlerde de bu topraklara tekrar gelmek zorunda kalınca bu sefer de Danimarkalı bir siyasetçinin gelip Kuran yakması, provokasyonlar yapması üzerine iki din mensupları yine karşı karşıya gelmişlerdi. Orada da tarafların birbiri hakkındaki bilgisizliğini tahrik için kullandıklarını görmüştüm. O yüzden de bu kitabımızın İsveççesini yayınlama ihtiyacı hissetmiştim.” ifadelerini kullandı.
Burada yetişmiş 2. Ve 3. Nesil yabancılar İslam’daki, Kuran’daki gerçek Hz. İsa’yı bilmediklerini, yüzden de belki önce onların böylesi kitapları okumaları gerektiğini söyleyen yazar Ramazan Güzel:
“Bilseler, bu topraklardaki yerel insanların kutsallarına daha bir saygı ve empati ile yaklaşacaklardır. Bu bölgenin insanları, İsveçliler ise İslam’ın ve Müslümanların Hz. İsa hakkındaki derin saygı içeren inanışlarını görseler, onlara daha da yakın olacaklardır. Bu birliktelikler de bu yakınlaşmayı ve diyalogu daha da geliştirecektir. Dolayısıyla da böylesi organizasyonların daha da artmasını umuyorum.” dedi.
Kitabın detayları hakkında bilgi veren Hülya Güzel de İslam’da Hz. İsa’nın önemli bir peygamber olduğuna dikkat çekerek, “Mesela Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem’in ismi Kur’an’da 34’dan fazla yerde geçer ama Peygamber Muhammed’in (sav) annesinin ismi hiç geçmez” dedi.
Türkiye’deki Hukuksuzluklar da Gündeme Geldi
Programda ayrıca, Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar ve insan hakları ihlalleri dile getirildi. Etkinliğe katılan Türkler, Türkiye’de adaletin olmadığını belirtti. Ramazan Faruk Güzel, kendi yaşamından bir örnek vererek, “2015’te Türkiye’den çıktım ama 2016 darbe girişiminde yer aldığım iddiasıyla suçlandım” dedi.
Adaletsizlikler ve zulümler sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların gittikleri ülkelere kendi pozitif değerlerini katmaya çalışmaları İsveçli katılımcıların takdir cümlelerine vesile oldu…
Kültürel Paylaşımla Son Buldu
Etkinlik, Türk ve İsveç mutfağından hazırlanan yemeklerin ikram edilmesiyle devam etti. Katılımcılar, kendi aralarında hediyeler değiş tokuş ederek İsveç’in Jul (Hz. İsa’nın doğumu) kültürünü yaşattılar.
“Våra Högtider” programı, farklı kültürleri bir araya getirerek entegrasyona ve kültürel zenginliklerin paylaşımına katkı sağlamayı sürdürüyor.
.