IFLC, bir çağlayan oldu, çağladı | RECEP ATICI

Yazar Recep Atıcı

Uluslararası Dil ve Kültür Festivali (IFLC) küçük adımlarla yola çıktı ve adımlar yıllar geçtikçe büyük bir koşuya dönüştü, sevgiyle kalpten kalbe ulaştı. Büyüdükçe büyüdü tüm dünyayı sardı. Birler bin oldu, gönülden nameler, milyonlarca sinede çarptı coşkuyla. Stadyumlara sığmayan bu sevgi seli milyonlarca kalpte bir sevgi seli olup coştu. Gökyüzü karardı, yerlerde bir sükûnet havası esti ama o akmaya devam etti. Vazifesine müdrik bir kalp gibi çarptıkça çarptı ve şimdi yirminci yılını kıvançla, sevgiyle, samimiyetle ve dostlukla kutluyor.

10 Eylül gecesi Almanya’nın Bochum şehrinde, gökyüzünde parlayan Süreyya yıldızı gibi gecemizi aydınlatan İFLC,  ilk başlarda sızıntı akışında başlayan ve o günlerde adı ‘Türkçe Dil Olimpiyatları’ olan bu sade ve samimi program şimdilerde yine aynı samimiyette ve mahviyette bir çağlayan oldu, çağladı. Meğer onları ne kadar da özlemişiz. O bahar çiçeklerini görür görmez gözlerimiz doldu, yüreğimiz yerinden fırlayacak gibi oldu. Onları ilk defa 2002 yılında mütevazi bir salonda görmüştük. O zaman her biri ismiyle, cismiyle, sesiyle küçücük ve minnacık duruyorlardı. Ancak daha o günden ümitleriyle, coşkularıyla ve performanslarıyla kedilerini izleyenlere ileride büyük birer çağlayana dönüşeceklerini ifade ediyorlardı.

Sevgiyle, samimiyetle, dostlukla çıktıkları bu yolda kendilerini alkışlayan ve onlara hem maddi hem de manevi destek olanları yanıltmadılar. Sunucu hanıfendinin dediği gibi ‘dile kolay koskoca 20 yıl.’ Yirmi yılda köprülerin altından çok sular aktı. Hepimiz, hiç aklımıza gelmeyen hadiselerle yüzleştik ve bazılarımız bu köprünün altından akan suyun debisine kapılarak kaybolup gitti. Ancak IFLC’in mihmandarları, mimarları ve bu mimarların yetiştirdiği fidanlar hiç değişmeden ilk günkü performanslarıyla yıllar geçtikçe hep artarak yollarına devam edip günümüze geldiler.

Bu programda sahne alan Gabriel Uku, söylediği şarkıda, “Böyle bir karasevda kara toprakta biter” dese de bu ‘kara sevda’ Allah’ın izniyle ‘kara toprakta’ bitmeyecek. Bizler ‘barış ve sevgi dolu yeni bir dünya kurabilmek’ için IFLC’in hem başında hem de sonunda söylediğimiz o bitmeyen besteyi bazen toprağın altında bazen de yıldızlar aleminde söylemeye devam edeceğiz. Her ne kadar ‘dostlar düşmanlarla barışıp gitmiş’ olsa da bizler o ‘hicran dolu günleri’ geri de bırakarak, gözyaşlarımızı hizmetimizi yüzdürmek için Ceyhun edeceğiz ve o dostlara! rağmen işimizi yapacağız, işimize bakacağız Allah’ın izniyle…

Cumartesi gecemiz bu program sayesinde doruk noktada heyecan yaşarken bir anda sunucu Barış bey, Hocaefendi’nin de bu programı izlediğini anons etti. Evet, onun bu programı izleyeceğini tahmin etmek hiç de zor değildi. Zira bu programlar onun yıllar önce gördüğü bir rüyanın tahakkuk etmiş halidir. Malumunuz IFLC’nin açılışında Hocaefendi’nin ‘Yeni Bir Dünya’ isimli güftesinin bestesiyle programa başlarlar ve sonu da bununla bitirilir. İşte bu güfte Hocaefendi’nin İzmir Bozyaka’daki okul arsası bakmaya gideceği günlerin arefesinde gördüğü bir rüya neticesinde yazılmıştır. Rüyada Hocaefendi, bir arazi üzerinde dünyayı kuşatacak bir okul inşaatının başlatıldığını görür. Bu arsa aynı zamanda hizmetin diğer bütün müesseseleri adına toprağa atılan ilk rüşeymdir. Dolayısıyla o, onun rüyalarını gerçekleştiren insanlara olan vefasının gereği hasta yatakta bile olsa yalnız bırakmazdı, bırakmadı da.

Hocaefendi, programı sadece izlemekle yetinmeyip aynı zaman da mesajıyla 20 yıllık emeği alkışlamış. Mesajına; “Çok kıymetli tertip heyeti ve muhterem misafirler, insanlığın zorlu bir dönemden geçtiği bugünlerde, dünya barışına katkı sağlama gayesine matuf, Türkçe Olimpiyatları’ndan IFLC’ye uzanan çizgide” şeklinde başlayan Hocaefendi şöyle devam ettirmiş:

Her zaman derin alâka duyduğum, dünya barışına hizmet etmek, herkesi yeniden sevgiyle ve barışla tanıştırmak, evrensel zeminde gönülleri kaynaştırmak gayesiyle organize edilen bu manidar kültür şölenlerinde, farklı renk ve kültürlerden gençlerin dünyayı felakete sürükleyen büyüklere inat, sevgi ve şefkat dolu samimi kucaklaşmalarını derin hülyalara dalarak seyrettim. O muhteşem manzarayı, gelecekte insanlığı beklediğine inandığım barış ve sevgi dolu günlerin bir ön fotoğrafı olarak gördüm.”

Hocaefendi mesajında bir şeye de dikkat çekmiş ki bu kısmı bizler için çok önemli. O da şöyle:

Ümidim ve Rabbim’den niyazım odur ki, kendi içimizde vifak ve ittifak sarsılmadan devam edecek, ruhlarımızda insanlığı sevgiyle kucaklama heyecanı, gönüllerimizde bitmeyen evrensel kardeşlik arayışı hep olacaktır. Her vadide bir sürü dimağ, beyin fırtınalarıyla bu istikamette şakaklarını zonklatmayı, ızdıraptan ilhamlar devşirmeyi sürdürecektir. İşte o zaman insanlık çapında yeniden bir vilâdet şöleni yaşanacak, sonuna kadar açık tutulan sevgi kurnalarıyla her zeminde muhabbet fideleri çoğalacak ve her yanı saracaktır.”

Evet, Hocaefendi’nin bu temennisinin bir dua olmasını diliyor, emeği geçen herkesi kutluyoruz. Var olun sağ olun. Allah emeklerinizi zayi etmesin ve bizleri de istikametten ayırmasın…

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy