Esma Uludağ Destanı | M.Ertuğrul İncekul

Yazar Hizmetten

29 Nisan 2018’de Atina’da vefat eden Esma Uludağ’ın cenazesi, annesi, babası ve iki kız kardeşinin yaşadığı İzmir Buca’da toprağa verildi.

Esma Hanımefendi ‘nin yaşanmış dramı başlı başına yaşanan bu zulüm yıllarının mini bir haritasıdır. Yüz binlerin yaşadıklarına tercümandır. Başka hiç bir zulüm olmasa kendisi ve ailesinin yaşadıkları buna sebep olan vicdansızlara günah ve ayıp olarak yeter.

Bir kadın düşünün; 3 çocuğu ile iki üniversite bitiriyor, memur oluyor, anne oluyor, öğrenciliği ise hiç bırakmıyor.

32 yaşındaki Esma Uludağ, 2007 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Bölümü’nü bitiriyor. 2009’da bu kez Celal Bayar Üniversitesi’nde lisanüstü eğitimi görüyor. Bu arada evleniyor, memur oluyor. Son olarak Gediz Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nu kazanıyor. Gediz Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nu birincilikle tamamlıyor. Diplomasını da biri henüz 38 günlük 3 çocuğuyla birlikte alıyor, eğitim aşkı ve okuma azmiyle kanatlanıyor. Bir yandan da Karabağlar Kaymakamlığı’nda çalışıp eğitimini sürdürüyor.

Aşırı baskılarla korkulu günler başlıyor. İnsanca yaşama ve sevgiye adanmış bir ömre haince saldırılar oluyor. Rüyalarına girmeyen suçlarla itham edilip, hapse atılıyor. Çocuklarından ayrılık acısını iliklerine kadar yaşıyor. 3 ay sonra imza şartı ile serbest bırakılıyordu.

Eşi Mehmet Ali Bey’de bir süre önce Almanya’ya çıkmıştır. Olağanüstü Hal (OHAL) ile çıkarılan KHK’yla ihraç edilen Esma Hanım 3, 7, 10 yaşlarındaki dünyalar tatlısı çocukları ile Meriç’ten bin bir zorlukla geçerler. Saatlerce süren çileli bir yolculuktan sonra Yunanistan’a ulaşırlar. Çocukları ile yaptığı bu yürüyüş “özgürlük yürüyüşü” olarak sembol olmuştur. Eşi Mehmet Ali Bey aile birleştirme almıştır sonunda, bu mutlu haber Esma Hanıma ulaştığında dünyalar Onların olmuştu.

Hasret zirvededir, çocuklar heyecanla babalarına kavuşmayı beklemektedir. Esma Hanım ise hapis, ülkeden ve sevdiklerinden ayrılık, çileli bir yolculukla sınırdan geçiş, sığınmanın getirdiği ağır şartlar, hasret, stres derken çok ama çok yıpranmıştır. Eşine duyduğu özlem ve kavuşma heyecanı ile çileli bir bekleyiş içerisinde iken ve vuslata çok az bir zaman kalmışken bir sabah ansızın rahatsızlanır. Ambulans çağırırlar, çocuklarının endişeli bakışları ve gözyaşları ile hastaneye doğru Esma Hanım’ı alır götürürler. Dünyalar tatlısı çocuklarını ve çocuklarının da annelerini son görüşleridir. Ambulans’da önce felç geçirir sonra da kalp krizi ile ruhunun ufkuna yürür Esma Hanımefendi.

Mehmet Ali Bey Yunanistan hızlandırılmış seyahat izni ile gelmiştir ama sadece eşinin cansız bedenine yetişebilmiştir. Aslan babam , yiğit babam ! diyerek gözyaşları ile evlatları karşılamıştır babalarını, gözyaşları sel olur, melekler eşlik ederler bu tabloya.

Bir destandır sadece bu yaşananlar.. önceki dönemlerden fazlası vardır, eksiği yoktur. Mükafatı çok ulvi bir çilenin hikayesidir. Ümidim ve duam odur ki, buna sebep olanların ahirete kalmadan hesabının sorulmasıdır.

Ruhunun ufkuna masum olarak yürüyenlere “cennetin tadını çıkarınız, az daha sabrediniz, sevdiklerinizle ebedi mutluluğu yaşayacaksınız”  demekten öte bir sözümüz ve temennimiz olamaz.

Hizmetten | Ertuğrul İncekul

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy