“Bir elmayı yaratabilmek için, elbette dünyadaki bütün elmaları yaratmaya ve koca baharı icat etmeye gücü ve kudretinin olması gerekir. Baharı icat etmeyen, bir elmayı icat edemez. Çünkü o elma, o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icat eden, bir baharı icat edebilir…
Bugünü yaratan, kıyamet gününü yaratabilir ve baharı icat edecek, ölülerin yeniden diriltilmesinin icadına gücü ve kudreti yetecek bir Zat olabilir.
Her şeyi yapamayan hiçbir şeyi yapamaz. Ve bir tek şeyi yaratan her şeyi yapabilir.” (Sözler sh: 79)
İlk yaratılış, yaratıcının kâinatın bağrına attığı “ol” sözüyle başlar.
Halk etme; yaratmak anlamı taşır ve olmayan bir şeyi var etmek demektir. Bir kış mevsiminde ölü haldeki koca bir arz bahçesinin, bahar aylarıyla beraber dirilişe geçmesi ne muhteşem bir olaydır. Evet, sanat harikası ve şifa ve besin deposu tek bir elmanın bile üretilebilmesi için şu olayların tümünün eksiksiz olarak gerçekleşebilmesi gerekir.
- Elmanın tüm özelliklerinin ve onun tadına ve kokusuna hayran kalacak muhtaçların çok iyi bilinmesi gerekir. Tasarlanan elmanın, fabrikası hükmündeki kuru ağaç dallarında ya da minicik tohumunda bulunan embriyosunda, elmanın gizli formülünün genetik bir şifreyle saklanması ve zamanı gelince hazır hale getirilebilmesi gerekir. (Muhtaçları gözetme ve ağaca hükmetme)
- Elma ağacının bulunduğu yarım küreye yeterli ısı ve ışığıyla bahar mevsiminin gelmesi. (Güneşe ve Dünyaya hükmedebilme)
3.Toprağın elma ağacının köklerini su ve minerallerle beslemesi; dolayısıyla toprağın tüm bileşenleriyle, bitkiye analık yapabilme özelliğine sahip bir mahiyet kazandırılması. (Toprağa, havaya ve suya hükmedebilme)
- Güneşin ağaç yapraklarıyla buluşturulması bu sayede yeşil renkli klorofilin ışıksız görev yapamayacağının bilinmesi ve biri biriyle irtibatlandırılması. (Işık ve bitkideki genlerin birbiriyle olan irtibatının sağlanması)
- Yeryüzüne yayılmış tüm elmaların tüm özelliklerinin (yaprak, çiçek ve meyvesinin) embriyo denen tohum sandıklarında özel genetik bilgilerin (DNA) akıl almaz biçimde bir sonraki bahara kadar muhafazası. (Olumsuz şartlara karşı mukavemet edebilme kabiliyeti kazandırma)
- Yeryüzündeki elma ağaçlarının çiçeklerinin -hayvanlar âleminde olduğu gibi- dişi ve erkek organlarının farklılıkları ile beraber birbiriyle olan uygunluğu ve birbiri arasında tozlaşmanın olabilmesi için gerekli rüzgârın, böceğin ya da yağmurun mevsiminde yeterli miktarda zuhur etmesi. (Tozlaşma mekânının ve tozlaştırma mekanizmasının bilinmesi)
- Bir elma ağacının kışın kuruduktan sonra her baharda aynı faaliyeti göstererek yaşamını devam ettirebilmesi. ( Nimetin ve nimeti verenin devamlılığı)
- Elma türlerinin tüm yaprak çiçek ve meyvelerinin şekilleriyle beraber renk ve kokusunun birçok alternatif içerisinde tayin edilmesi. Bununla beraber topraktaki minerallerin ilgili seçime uygun biçimde bitkide o rengi ve kokuyu oluşturacak terkibi meydana getirmeleri (Bitkinin toprakla olan irtibatının kurulması)
İşte bir tek meyvenin bile, ilkbahar-yaz mevsimde üretilebilmesi için lüzumlu olan ne kadar faktör varsa bu faktörler, yeryüzünde mevcut olan milyonlarca bitki türü için de geçerlidir.
O zaman, kıştan baharı çıkaran sonsuz güç ve kudrete haşir nasıl zor gelir. “Ol der olur.”(Yasin- 82) Bir baharı ibda ile yoktan var eden Allah’a (cc) mevcut yarattıklarından inşa etmesi de, kıyametin kopmasının ardından ikinci kez haşr etmek üzere diriltmesi de, asla zor değildir.
Bir elmanın meydana gelme fizyolojisini açıklamaya çalışan bitki fizyologları ancak olayı resmedebilirler. Şuursuz nesnelere şuurluca iş yaptırabilme ancak onlara hükmetme gücüyle mümkün olabilir.
Her şeyi yaratacak bir kudrete sahip olmayan hiçbir şey yapamaz. Bir tek şeyi yapan her şeyi yapabilir.
Demek ki, bir elmanın yaratılması için bahar mevsimini de yaratabilecek bir güç olması gerekir. Böyle bir güçte yalnızca Allah’a (cc) aittir.
Hizmetten | Zekeriya Çiçek
