CUMA HUTBESİ | Salatü Selam

Yazar Editör

HAZIRLAYAN: AKADEMİ DUISBURG

Kıymetli Kardeşlerim; sıkıntı ve dertlerimizi efendimizin ruhaniyetine arz etmeye vesile olması niyetiyle, bugün sizlere Allah Resulüne salât u selâm getirmenin dinimizdeki yerini ifade etmeye çalışacağız.

Salavât getirme Hz. Peygamber (as)’in rûhuyla irtibat kurmayı ve O’nun nurundan istifâde etmeyi temin eder.

Nebiyy-i Ekrem’e salât u selâm getirme, bizzat Allah tarafından emredilir. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur:

إِنَّ اللهَ وَمَلاَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât u selâm edin.” (Ahzâb sûresi, 33/56) Bilindiği üzere salât, Allah’tan olunca rahmet, meleklerden olunca mağfiret-i İlâhîyi istemeleri, mü’minlerden getirilince de hayırla duâ etmek mânâlarına gelmektedir.

“Selâm” kelimesi ise selâmet, esenlik, emniyet anlamlarınadır ki; “selâmet ve emniyet senin üzerine olsun” demektir. Selâm aynı zamanda Allah’ın bir ismidir. Selâm’ın Allah’tan olması ise “Allah seni korumayı, gözetmeyi üzerine almıştır, kefildir” manasını ihtiva etmektedir.

Salât ve selâm kelimelerinin ifade etiği mânâları ortaya koyan değişik lâfızlar kullanıldığı gibi, değişik cümlelerle getirilen bir çok salavâtı şerifenin hadis mecmuâlarında yer aldığı dikkatimizi çekmektedir. Hadislerde zikredilen en kısa salavâtı şerifte “Allâhumme salli alâ Muhammed’in…” lafızlarıdır

Hz. Peygambere (Aleyhi’s-Salâtu ve’s-Selâm) ve diğer peygamberlere (Aleyhimu’s-Selâm) salât ve selâm getirmek, onlara gösterilen bağlılığın, sevgi ve saygının bir tezahürüdür. O aynı zamanda her yerde ve her zaman kolayca yapılabilecek bir ibadettir.

İbnu’l-Arabî der ki: “Hz. Peygamber (as)’e yapılan salâtın faydası, onu yapana döner. Zira salât getirmek okuyanın samimi itikadını ve niyyetini, Peygamber (as)’e sevgisini, taata devam etmesi ve hürmetini gösterir”. Zirâ salavât getirene Hz. Peygamber’de (as) bir misliyle salât eder (rahmet diler) .

İslâm âlimlerine göre Resûlullâh’ın ismi zikredilince bir defa salât ve selâm getirmek vâcip, isminin tekrar edilişi sayısınca getirmek ise müstehap sayılmıştır. Keza namazda, tahiyyattan sonra onun isminin geçtiği ve yazıldığı yerlerde, ezan okunduğunda, cuma günlerinde, camiye girildiğinde, cenaze namazı kılınırken, kabri ziyaret edildiğinde salâ u selâm okumak müstehap olarak kabul edilmiştir.

Efendimiz sallalahu aleyhi ve selleme salât ve selâm getirmenin önemini vurgulayan pek çok hadîs rivâyet edilmiştir. Bu cümleden olarak Resûlullah efendimiz:

Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.”

Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât edendir.

Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar.”

Allah benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salavât getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: “Allah seni bağışlasın” derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak: “Amîn” derler. Bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salavât getirmedi mi, mutlaka o iki melek: “Allah seni bağışlamasın.” der. Yüce Allah ve öteki melekler de o iki meleğe cevaben: “Amîn” derler.” buyurmuşlardır.

Hz. Peygamber’e getirilen salât ü selâmda, ümmetinin ona karşı bir teşekkür borcunu yerine getirmesi anlamı da vardır. Zira ümmetine karşı son derece düşkün olan ve onlara dünya-ukbâ saâdetinin yolunu gösteren O Zât’a karşı salât ü selâm getirmek  bir vefa ve sadakat borcu olmanın ötesinde İlahî bir emirdir.

Rasuli Ekrem (sas); ahirette ümmetine daha çok şefaat edebilmesi için ümmetinin sınırsız dualarına ve salavâtına ihtiyaç duymaktadır.

Salât u selamın ayrı bir hususiyeti daha vardır. Salât u selam makbul bir duadır; yapılan diğer duaların başında ve sonunda salât u selam okununca, iki makbul dua arasında istenilen şeyler de makbul olur. Onun için hem duanın başında, hem de sonunda salât u selam okumak lazımdır. Dahası bir kısım talepleri salat ü selam ambalajıyla Cenâb-ı Hakk’a sunmak da bir yoldur. Nitekim, “Salât-ı Tefrîciye”nin böyle bir yanı da vardır.

Netice itibariyle, salât selâm getirme, mü’minlerin Resûlullâh’a karşı yapmaları gereken en önemli görevlerden birisidir. Çünkü âyetin ifadesine göre hem Yüce Allah hem de melekler Hz. Peygamber’e salât-selâm getirmektedir. İnananların bundan geri durması, doğru bir davranış değildir. Bu davranış, Hz. Peygamber’e karşı olan saygı ve sevginin alâmeti olarak kabul edilmekte ve aynı zamanda böyle bir davranışla mümin, bu konuda Allah’a ve meleklere ittibâ etmiş olmaktadır..

Rahmet duası olan salavât, Rahmetenlil-Âlemîn’in vusûlüne vesiledir. Öyle ise salavâtı kendimiz için Âlemlere rahmet olan Efendimiz’e (sas) ulaşmaya bir vesile yapmalı ve O zâtı da rahmet-i Rahman’a nâil olmaya vesile kılmalıyız. Salât u selâm; bir taraftan bizi Efendimize bağlayıp, O’na olan sevgimizi ifade etmeye ve O’nun tarafından sevilmeye, diğer taraftan Efendimizin şefaatini kazanmaya vesile olur.

Rabbimiz azze ve celle hazretleri; yapılan hayır ve hasenetları çekilen salatü selamlari mağdur ve mazlumların kurtulmasına vesile eylesin.

PDF formatında görüntülemek ve indirmek için tıklayınız:

SALATÜ SELAM

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy