DERLEYEN: ERDEMLİLER YOLU AKADEMİ
Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, Ramazan da infak ve Fıtır sadakası hakkında olacaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَةٌ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ
“Ey iman edenler! Ne alışverişin ne bir dosttan yardım beklemenin ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden harcayın. Kâfirler, zalimlerin ta kendileridir.” Bakara 2 / 254.
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır:
«السَّخِيُّ قَرِيبٌ مِنَ اللَّهِ قَرِيبٌ مِنَ الجَنَّةِ قَرِيبٌ مِنَ النَّاسِ بَعِيدٌ مِنَ النَّارِ، وَالبَخِيلُ بَعِيدٌ مِنَ اللَّهِ بَعِيدٌ مِنَ الجَنَّةِ بَعِيدٌ مِنَ النَّاسِ قَرِيبٌ مِنَ النَّارِ، وَالْجَاهِلُ السَّخِيُّ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ عَابِدٍ بَخِيلٍ»
Cömert Allah’a cennete ve insanlara yakın ve cehenneme uzaktır. Cimri ise Allah’a, cennete ve insanlara uzak, cehenneme yakındır. Cahil cömert Allah’a, cimri âbid’den daha sevimlidir. Tirmizî, birr 40; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 3/27.
Ramazan adeta ahlak-ı âliyeden olan “cömertlik eğitimi”nin/temrininin yapıldığı bir zaman dilimidir. Ramazan’da yapılan ameller diğer aylarda yapılanlara göre Allah katında daha değerli ve daha çok sevaba ulaşmaya vesiledir. Her mü’min, diğer aylarda kıldığı beş vakit namaza nafileler eklemeye, çevresindeki insanlarla, özellikle de mazlumlarla ilgilenmeye ve her türlü hayır yolunda koşturmaya çalışmalıdır.
Ramazan ayının kardeşliğe, dostluğa bakan bir yanı da vardır. İnsan, oruç vesilesiyle yiyecek dahi bulamayanların hâlini düşünür, açken onların durumunu çok daha iyi anlar. Bu durum o insanın cömertlik hislerini şahlandırır. Bu nedenle mü’minler yapacakları değişik hayır ve hasenatı, özellikle Ramazan-ı Şerif’te daha fazla yapmaya gayret ederler.
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Ramazan’da sadece ibadet etmekle yetinmez, hayır adına ne varsa hepsini yaparak Allah’la daha bir yakınlık kurmaya gayret ederdi. Efendimizin Ramazan hayatı, insan-ı kâmil olma ufkuna yürürken yaşadığı kulluktan bir kesittir. “işte kul budur” dedirtecek bir kulluk ortaya koymuştur.
Her zaman cömert davranan Allah Resulü Ramazan’ın gelmesiyle adeta coşardı. İbn Abbas’ın ifadesiyle, bilhassa Ramazan ayında, Cebrail (a.s)’la buluştuğu zaman Efendimizin cömertliği daha da artardı… O günlerde Allah Rasûlü (s.a.s) insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert olurdu.” Buhârî, Bedü’l–vahy 5, 6, Savm 7, Müslim, Fezâil 48, 50. Yani elinde-avucunda kalan en son şeyleri de dağıtıverirdi. Zaten Nebiler Sultanı insanların en cömerdiydi. Kendinden bir şey istendiğinde varsa verir, olmadığı takdirde de vaat ederdi. Bazen üzerine giydiği tek bir elbiseyi isteyen olur, O’ da hiç çekinmeden hemen verirdi.
İnfak, sıkıntılı ve dar zamanlarda da yapılmalıdır.
Kur’an; “Rabbiniz tarafından bir mağfirete, genişliği göklerle yer kadar olan ve müttakiler için hazırlanmış olan bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun! O müttakîler ki bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar…” Âl-i İmran; 133- 134. Buyuruyor ve her durumda verme yarışında bulunmayı irşad ediyor.
Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: “Bir gün: “Ey Allah’ın Resulü! hangi sadaka daha üstündür?” dendi, “Fakirin cömertliğidir…” Yine bir başka hadislerinde; “Sağlıklısın, mala karşı tamahkâr, zenginliği umar ve fakirlikten korkar bir durumdayken verecek olduğun sadaka.” buyurdular. (Buhârî, Zekât 11)
Bir başka zamanda; Allah Resûlü (s.a.s); Elhâkümü’t-tekâsür sûresini okudu, (اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُ ; Dünyalıklarla böbürlenmek, oyaladı sizleri) “İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır.)”. Bu hakikat bir yerde, “İnsan öldüğünde melekler ne getirdi diye bakar, geride kalanlar ise ne bıraktı diye bakar” denilerek ifade edilmektedir.
Efendimiz (s.a.s); sadaka ve infakın mânevi bereketini anlatırken mealen şöyle buyurmuştur: “Allah, bir lokma ekmek, bir avuç hurma ve yoksulun faydalanacağı buna benzer basit bir şey vesilesiyle üç kişiyi Cennet’ine koyar:
(Bir) Sadakanın verilmesini emreden kişiyi,
(İki) verilecek şeyi hazırlayan kişiyi,
(Üç) sadakayı yoksula ulaştıran kişiyi.” (et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 5/278; el-Hâkim, el-Müstedrek 4/149..)
Fıtır sadakası ve zamanı:
Fıtır Sadakası; İnsan olarak yaratılmanın, Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrüdür. Ramazan’da, orucun mahiyetine zarar veren davranışlar nedeniyle bir özür ve eksiklerin tamamlanması için verilmesi gereken bir sadakadır. Fıtır Sadakası, halk arasında fitre diye bilinir ve bir sadakat nişanıdır.
Fitrenin hedefi; bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevinci yasamasına vesile olunmasıdır.
Fitre emri, hicretin ikinci yılında Ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte gelmiştir. Efendimiz, bir hadislerinde hür olsun köle olsun, erkek olsun kadın olsun her Müslüman adına fitre verilmesi gerektiğini bildirmiştir. (Müslim, Zekât 12) Fitre vermek; Hanefi mezhebine göre vaciptir. Hanefi mezhebinde; uygulamada vaciple farz arasında bir fark yoktur. Fıtır sadakasının verileceği yerler ile zekâtın verileceği yerler aynıdır. Buna göre, zekât verilebilen herkese fitre de verilebilir. Fıtır sadakası bayramdan önce de verilebilir. İmam Şâfiî bir ay, İmam Ebû Hanîfe bir yıl öncesinden ödenebileceği görüşündedirler.
Aziz Mü´minler!
Burada bazıları tarafından yanlış anlaşılan bir meseleyi izah etmekte fayda var.
Yapacağımız yardımları bir an evvel yerine ulaştırmak mecburiyetindeyiz. Elimizde tutupta Kadir gecesinde verelim daha çok sevap alalım düşüncesi bir açıdan doğru değildir. Kendimize Kadir gecesine kadar vereceklerimizi derleme toparlama hedefi koyabiliriz, bu olabilir. Ama birikenleri hemen vermeliyiz. Çünkü olağan üstü zor dönemlerden geçiyoruz. Gün geçmiyor ki, zulümler olmasın, mâsumların gözyaşları çağlamasın… Baba veya anneleri hapiste veya uzaklarda olan nice yetim ve öksüz var, evlatlarına, ailelerine hasret kalmış yüzlerce kardeşimiz var. Bütün bu kimsesizler kendilerine sahip çıkacak vefalıları beklemektedirler. Bir an önce iftar ve sahurlarını yapacakları, az da olsa nefes alacakları, yardımların ve paketlerin onlara ulaşmasına acil ihtiyaç var. İnancımız odur ki; bütün bu mazlumlara ulaştırılan yardımlar, ne zaman olursa olsun, Kadir gecesinde ulaşmış gibi, Rabbimizin yanında makbul ve değerli olacağı, onun sonsuz rahmetinden umulur.
Mevlamızdan niyazımız; sahurlar, seherler hürmetine, tutulan oruçlar, tilavet edilen Kur’anlar hürmetine… yaptığımız her türlü hayırlı amelleri, nezdinde kabul ederek bizleri affeylesin.
Cuma Hutbesi | Ramazanda İnfak ve Fıtır Sadakası WORD
Cuma Hutbesi | Ramazanda İnfak ve Fıtır Sadakası PDF