CUMA HUTBESİ I Ramazanlaşma

Yazar Editör

DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG

يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ
وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ -رَضِيَ اللهُ عَنْهُ- قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ ﷺ: «رُبَّ صَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ صِيَامِهِ إِلَّا الْجُوْعُ وَالْعَطَشُ، وَرُبَّ قَائِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ قِيَامِهِ إِلَّا الْسَّهَرُ».

Aziz Müminler!
Oruç ibadeti, namaz, zekât ve hac gibi Cenâb-ı Hakk’ın bizi yapmakla sorumlu tuttuğu ibadetlerden biridir. Oruç, Allahu Teâlâ’nın, mükâfatını kendi üzerine aldığı, kalemlerin ve defterlerin hesabını tutamayacağı, mü’minin içten içe Rabbiyle münasebetinin bir göstergesidir. Oruç, geçici olarak beşeriliği terk etmenin, dünyaya ait bağlardan sıyrılmanın, böylece Allah’a yaklaşmanın ifadesidir. Oruç bizlere farz olduğu gibi, bizden önce yaşamış olan ümmetlere de emredilen bir ibadettir. Nitekim Kur’an’da şöyle buyrulur: “Ey iman edenler! Sizden öncekilere oruç tutmak farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Böylece umulur ki fenalıklardan korunursunuz.” (Bakara suresi, 183)
Kur’an-ı Kerim, orucu, güzel amellerin en büyüklerinden saymıştır. Cenab-ı Hak, kendisinin razı olacağı, bağışlama ve büyük sevapla mükâfatlandıracağı kişileri sayarken, bunlardan birisinin de “oruç tutan erkeklerle, oruç tutan kadınlar” olduğunu bildirmiştir.
Allah uğrunda yapılan her işin mutlaka bir sevabı vardır. Onun karşılıksız kalması düşünülemez. Ama oruca gelince onun sevap yönüyle dengi yoktur.
Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm) şöyle buyurmuştur: “Allah şöyle buyurdu: Âdemoğlunun her ameli kendi içindir. Yalnız oruç müstesna. Onun mükâfatını ben veririm. Zira yemesini ve nefsâni arzularını, sırf benim için terk ediyor. Oruçlu için iki sevinç ânı vardır: Biri iftar ettiği, diğeri de Allah’a kavuştuğu vakittir…”
Yine Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği bir diğer hadiste Resulü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm): “Her şeyin zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruç tutmaktır. Oruç tutmak sabrın yarısıdır.”
Ebu Umame (ra) şöyle diyor: “Rasûlullah’a, yapmam gerekli olan bir amel söylemesini istedim. O da “Oruç tut. Zira onun dengi yoktur” dedi. Ben yine tekrar ederek aynı şeyi sordum. O, “Oruç tut, zira onun dengi yoktur. Ben üçüncü kez yine sordum. O aynen, “Oruç tut, zira onun dengi yoktur” buyurdular.”
Başka bir hadislerinde de: “Oruç, canının çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak onu cennet meyvelerinden yedirip, cennet ırmaklarından içirir.
“Oruç tutan, helâlinden rızkını temin ettiği zaman ahirette hesaba çekilmez.”
“Oruç tutanın uykusu ibadet, susması ise tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat ecir verilir. Duası Allah tarafından kabul edilip günahları affedilir.”
Her hususta olduğu gibi, oruçta da dikkat edilmesi gereken birtakım meseleler vardır. Orucun hakkını vermek, oruçla hedeflenen gayeye ulaşmak, tam manasıyla onun zevkini almak için istenilen şeylere en ince noktasına kadar özen göstermek gerekir. Oruçlu kimse, gerçek manada oruç tutmak ve oruçla hedeflenen takvaya ulaşmak istiyorsa kötülüklerin bütününe karşı kapılarını sonuna kadar kapatmalı, onlara geçit vermemelidir. Oruçlunun bütün azalarını günahlardan koruması ve bunları koruma adına âdeta mayınlı bir tarlada geziyormuş gibi dikkatli olması gerekir.
Oruçlu olduğu halde, dedikoduya dalan, diline hâkim olmayan, sadece midesine bir şey koymamakla yetinen kişi, oruçtan hâsıl olacak mükâfattan mahrum kalabilir. Kâr olarak yanına sadece susuzluk ve açlık kalmış olur. Fahri kâinat Efendimiz şöyle buyurdular: “Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan kendisine kuru bir açlıktan ve susuzluktan başka bir şey kalmaz. Geceleri nice namaz kılanlar vardır ki namazlarından kendilerine kalan, yalnız uykusuzluktur.”
“Yalan konuşmayı, yalan sözlerle amel etmeyi terk etmeyen kimsenin yemesini, içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.” Bu hadisi şerifler bizleri uyararak sadece yeme ve içmeyi terk etmenin gerçek oruç tutmak olmadığını haber vermektedirler.
Oruç tutan kimselerin; ihlaslarına, yaptıkları ibadetin derinliğine ve kalitesine, görünen görünmeyen şartlara riayet etmelerine göre sevap dereceleri vardır.
İslam âlimleri orucu, üç mertebeye ayırmışlardır.
Bunlar, avamın orucu ki bu oruç, mideyle tutulur. Yani, yemek, içmek ve diğer yasaklardan kaçınmakla tutulur.
İkinci mertebe havassın orucu ki, kulak, göz, dil, el, ayak ve sair azaları günahlardan muhafaza etmekten ibarettir. Ahassü’l-havassın orucu ise kalbi, dünyevi düşüncelerden menedip Allah’tan başkasını kalpten tamamen uzaklaştırmaktır. Peygamberler, müçtehitler ve İslam büyükleri bu türlü orucu tutmuşlardır. Böyle bir oruç, Allah’tan ve kıyamet gününden başkasını düşünmekle bozulmuş olur. Din için kast olunmayan dünyayı düşünmek de bu orucu bozar.
Bizler de en sevaplı, en kaliteli oruç olan en seçkinlerin orucunu tutmaya gayret edelim ki; O oruç bize Rabbimizin rızasını kazandırsın, günahlarımızı affettirsin, nefislerimizi terbiye etsin, hesapsız sevap kazandırsın, cehennemden kurtarsın, cennet ve Cemalüllaha ulaştırsın.
Değerli kardeşlerim!
Bir Hak dostu, vefatından sonra, mânâ âleminde, bir arkadaşına görünür, arkadaşı onun dünyaya dönme arzusu içinde olduğunu müşahede edince hayretle sorar: “Neden bu kadar çok dünyaya dönmek istiyorsun? O da şöyle cevap verir: “Dünyaya dönüp, Asamı elime alarak, ev ev dolaşmak, kapıları kırarcasına dövüp: “Ne fırsatlar kaçırdığınızı, neler kaybettiğinizi ah bir bilseniz?” demek istiyorum. Der.
Her dakikası altın mahiyetinde olan Ramazan-ı şerifin yarısı rüzgâr gibi geçti. Eğer güzel değerlendirebilmiş isek ne mutlu bizlere! Bundan sonrasını değerlendirme adına; Namaz ve Teravihlerimizi ihlas ve heyecanla eda edelim. Hz. Aişe annemizin anlattığına göre: Efendimiz (sav) Ramazan gecelerini teravihlerle değerlendirmeye teşvik ederek şöyle derdi: “Allah, Ramazan ayında oruç tutmayı farz kıldı. Ramazan gecelerinde namaz kılmak da benim sünnetimdir. Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihlâsla oruç tutar ve namaz kılarsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından temiz hâle gelir.”
Teravih namazı, icmâ ile Peygamber Efendimiz’in sünnetidir. Kur’an okumayı bilmiyorsak, Ramazan-ı Şerif’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabiliyor ama anlayamıyorsak, bazı ayetlerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ve bu ayı gerçekten Kur’an ayı olarak değerlendirmeliyiz.
Evlerimiz müsaitse yüksek sesle, yavaş yavaş, tane tane, Kur’an okuyalım. Açıklamalı meal ve tefsir okumaya zaman ayıralım. Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira Kur´an, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; anlatmaksa onun nuruna muhtaç gönüllere saygı ve vefanın ifadesidir.
İftar öncesi orucumuzu açmadan gönülden dua edelim. Sahurlarımızı teheccüt, istiğfar ve salatü selamlarla bereketlendirelim.
İftar ve sahur masalarımızı komşularımızla, dost ve arkadaşlarımızla şenlendirelim.
İnfaklarımızı artırmaya çalışalım.
Gençlerimize, çocuklarımıza Ramazan ve değerlerimizi sevdirip özendirelim.
Rabbim, orucun hakkını vererek tutmayı bizlere nasip etsin. Oruçla gelecek feyizlerden bizleri mahrum etmesin. Ramazan-ı şerifi en güzel şekilde değerlendirmeyi nasip etsin.

HUTBE. 07.04.2023 RAMAZANLASMA

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy