DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG
إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ (1)
وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ (2)
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ (3)
Muhterem mü´minler; önümüzdeki pazartesiyi salıya bağlayan gece Kadir Gecesini idrak etmekle müşerref olacağız.
Kadir Gecesi “kadr”den gelir ve bizlere şunları hatırlatır. O gecede bir kadirşinaslık ruhu, manası vardır. Allah yanında kıymetinizin bilinmesi, o gecenin kıymetini bilmenize, onu aramanıza bağlıdır. İnsan ararsa bulur. Bugüne kadar hep arayanlar bulmuş, aramayanlardan da bulan olmamıştır.
Kadir Gecesi, semavî tâkların kurulduğu, sultanların gelip geçtiği ve meleklerin grup grup inerek kutladığı gecedir. Kur’an-ı Kerim’in 97. suresi olan Kadir Sûresi’nde Cenab-ı Hak, mübarek kadir gecesinin kıymet ve faziletini şöyle beyan buyurur: “Biz Kur’ân’ı indirdik kadir gecesi. Bilir misin nedir kadir gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır kadir gecesi! O gece Rab’lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner… Artık o gece bir esenliktir gider… Tâ tan ağarana kadar…” Kadir Sûresi/97: 1-5.
Kur’an’ın ifadesiyle, Kadir Gecesini ihyâ eden bir insan, bin ayı ihyâ etmiş gibi sevap alır.
Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) inde bu manaya gelen hadisleri vardır. Vatanı korumak gayesiyle bir saat nöbet tutan insan, bir sene ibadet yapmış gibi sevap kazanır; yine bir saat tefekkür eden insan, bir sene ibadet yapmış gibi olur. Bazen dar bir zaman diliminde bir insanın yapacağı az şeyler, azlıktan kurtulup külliyet kazanır ve Cenâb-ı Hakk’ın katında aslı eda edilmiş gibi kabul edilir. Bu türlü ibadetlerde insanın niyeti, ihlası çok önemlidir. Bunların derinliğine göre de Allah bazen bire on, bazen bire yüz ve bazen de bire milyon verir. Bu çeşit sevaplar Allah’ın özel lütfu olduğu için hem çok değerli hem de dokunulmazlıkları vardır. Bir ehl-i tahkik bu gece gelen sevaplarla ilgili şöyle bir değerlendirmede bulunur: Meselâ birinin malını yemişsiniz, veya birinin gıybetini etmiş, ya da çekiştirmişsiniz. Bütün bunların karşılığını ötede sizin sevabınızdan alır, o hakkını yediğiniz adama verirler. Bu verilecek şeyler, sadece sizin kendi gayretinizle kazandığınız sevaplardan verilir; fazlî olan, yani Allah’ın size fazlından lütüf olarak verdiği şeylerden verilmez.
İmam Rabbani’ye göre bir insan, Ramazan-ı şerifin, gecelerini teravihle, gündüzlerini de oruçla geçirirse, Kadir Gecesi’nde vaad edilen ilâhî lütufları yakalayabilir. Dolayısıyla bütün bir seneyi câmî bir mü’min olarak geçirmiş olur ve böyle bir insanın sürçmesi de olmaz. Bu da o insan için bir salih (doğurgan) dairenin teşekkül etmesi demektir ki, böyle bir durumda her hayır, başka bir hayrı doğurur ve derken o insan için bir hayırlar dairesi teşekkül eder.
Evet, bir insan gecesiyle gündüzüyle bir Ramazan-ı şerifi değerlendirmekle, bütün sene hayırlara açık olabilir ve hep hayır yollarında dolaşabilir.
Kadir gecesi ne zaman?
Aslında Kadir gecesinin vakti Fahr-i Kâinat Efendimize bildirilmiştir. Fakat haber vermek için çıktığında iki kişinin münakaşa ettiğini görür. Bunun üzerine: “Kadir gecesini haber verecektim ama münakaşa edenlerle meşgul olurken Kadir Gecesi bana unutturuldu.” buyurur. (Buhârî, leyletu’l-kadr, 4) Bu sözüyle O (sallallâhu aleyhi ve sellem) hem mü’minler arasındaki en ufak bir ihtilaf ve kavganın kendisini nasıl derinden yaraladığına hem de Kadir gecesinin gizli kalmasında bir hikmet-i ilâhiye bulunduğuna işaret etmiştir. Ayrıca burada küçük bir ihtilafın bazen büyük bir bereket kapısını kapatabileceğine de işaret vardır.
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) Kadir gecesinin bütün sene içerisinde, Ramazan’da ve Ramazan’ın özellikle son on gününde, son on gün içinde de tek gecelerde yani 21, 23, 25, 27 ve 29. gecelerinde aranmasını tavsiye etmiştir. (Buhârî, fadlu leyleti’l-kadr, 2-3; Müslim, sıyâm, 205-220)
Müçtehidler, Kadir gecesini 27. geceye tahsis etmişler ve ümmet arasında o gece Kadir gecesi olarak ihya edilir olmuştur. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle, hakikî olmasa da madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.
“Her geceyi Kadir, her kişiyi Hızır bil.” vecizesi de kısa; ama pek şümullü bir sözdür. Evet, Hızır (as) da insanlar arasında gizlidir. Fakat bizler herkese saygılı olur, her muhtaca yardım eder, herkesin elinden tutar, bütün insanlara gönlümüzü açarsak bir gün ehl-i imandan bir Hızır’a rastlarız ve bizim de gönül bahçeniz yeşerir.
Cenâb-ı Hak, Kadir gecesini ve Hızırı gizlediği gibi İsm-i A’zam’ı da Esma-i İlahiye arasında gizleyerek bizi o mevzuda da uyanık olmaya çağırmıştır. Böylece ister Cevşen, okuyalım, isterse de İmam-ı Gazalî’nin İsm-i A’zam diye rivayet ettiği “Ferdun, Hayyun, Kayyûmun, Hakemun, Adlun, Kuddûs” isimlerini zikredelim.. Allah’a el açarken hangi isimleri şefaatçi yaparsak yapalım, samimiyet, sıdk ve sadakat içinde olmamız gerektiğini irşad buyurmuştur.
Kadir Gecesini Nasıl Değerlendirebiliriz?
1. Gece ibadeti: Yapabiliyorsak geceyi sabaha kadar ibadet ü taatle, evrad ü ezkârla, özellikle namaz kılarak değerlendirmek gerekir. Nitekim, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Kim kadir gecesini namaz kılarak ihya ederse geçmiş bütün günahları affolunur.” buyurmaktadır. (Buhârî, Fazlu leyleti’l-kadr, 1; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 175-176) Kadir Gecesi yatsı namazında, cemaatte hazır bulunan da, ondan nasibini almıştır.” (Kurtubi, 20/138)
2. İtikaf: Kadir gecesi için pusuya yatmak olarak da isimlendirebileceğimiz itikâf; Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hiç terk etmediği bir sünnetidir ve Kadir gecesini karşılama ve değerlendirme adına çok önemlidir.
3. Dua: Dualarımızda özellikle mağdur ve mazlum kardeşlerimiz başta olmak üzere, yeryüzünde hizmet etmeye kendini adamış hakikat erlerini ve dünyanın dört bir yanında bulunan muhtaç ve mazlum mümin kardeşlerimizi unutmamalıyız. Şunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız ki; Allah Teâlâ belki çekilen sıkıntıların hepsini gönülden yapılan bir dua ile bertaraf edebilir.
4. Kur’an Okuma: Kadir gecesi, Kur’ân’ın Levh–i Mahfuz’dan dünya semâsına toptan indirildiği ya da Kuran’ın nazil olmaya başladığı gecedir. Bu gecede Kur’an’ın her harfinin sevabı katlanarak verilir. Bu gece yapılacak en önemli ibadetlerden birisi, duyup hissetmeye çalı- şarak gözyaşlarıyla Kur’an okumaktır.
5. Tövbe-İstiğfar: Tövbe ve istiğfar, bir mü’minin devamlı yapması gereken amellerdendir. Hususiyle Kadir gecesi, bu hususta değerlendirilebilecek önemli bir zaman dilimidir. Allah hakları için tövbe ve istiğfar etmenin, eğer üzerimizde kul hakkı varsa onlar için de helalleşmenin, kırgınlık ve dargınlıkları gidermenin, gönül almanın tam zamanıdır.
Hazreti Aişe validemiz (r.a) şöyle diyor: Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi’ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي Allah’ım sen affedicisin, cömertsin, affı seversin, beni (bizi) affeyle. (Tirmizî, deavât 84; İbn Mâce, dua 5)
Evet, Rabbimizin rahmeti çok geniştir. Eğer O, kullarını Cennet’e koymayı murat buyurmuşsa en küçük şeyleri değerlendirir ve o kimseleri onunla sultan yapar. Bunu yapmak Kadir-i Mutlak olan Allah’ın elindedir. Elverir ki bizler imana, İslam’a sadâkatimizi koruyalım.
İnsan iyilik adına yapılan hiçbir şeyi hor görmemesi gerektiği gibi, kötülük sayılan hiçbir tavır ve davranışı da hafife almamalıdır. Allah’ın sevmediği bir şeyin sâdır olması sebebiyle yuvarlanıp gitmekten korkmalıdır.
Netice olarak, “Her geceyi Kadir, her kişiyi Hızır bilmeli.” Rabbim bizleri, kadir gecesini idrak etmeye ve ondan tam istifadeye muvaffak kılsın!