İslam’ın savaşları yüzde doksan müdafaa harbi olarak vuku bulmuştur.
*Geçmişte olan hadiseleri, yeniden deşelemek suretiyle, günümüzde yeni kavga vesileleri yapmanın hiçbir faydası yoktur. Bugün onların dedikodusunu etmek, onları dillendirmek ve bâtılı tasvir etmek suretiyle safi zihinleri idlal etmek, yeni kavga vesileleri oluşturmak demektir. Kin duygusuna, nefret duygusuna, gayz feveranına sebebiyet verebilecek hususları tarihin bağrına gömmek ve üzerine de kocaman kocaman kayalar koymak lazım; onları unutmak ve onların yeni kavga vesileleri haline gelmesine fırsat vermemek lazım. Bu biraz hazım sisteminin sağlam işlemesine bağlı. Sindireceksiniz bunları, yoksa hepimizde vardır: Niye bu kötülüğü yaptılar, neden İslam dünyasını işgal ettiler, neden onun genel ahengini bozdular?!. Bunları bugün söylemenin bir âlemi yok.
*Derlenirsiniz, toparlanırsınız, yine ruh ve mana kökleri üzerinde kendi ruh abidenizi ikame etmeye çalışırsınız. Bunu yaparken de etrafı tahrik etmemeye ve yeni yeni düşman cepheleri oluşturmamaya dikkat edersiniz; tabir-i diğerle, güzergâh emniyetini tehlikeye atmazsınız. Yürüyeceğiniz yollarda borazanla canavarları uyarmak, üzerinize saldırtmak akıllı insan işi değildir.
*Herkesle iyi geçinerek, bir huzur dünyası oluşturma istikametinde elden gelen her şeyi yapmak lazım. Hasım gibi görünen insanların evine gitmek suretiyle “Sizi de bekliyoruz, bağrımız size de açık!” demek lazım.
*Öyle engin bir vicdana sahip olmalı ki, o vicdana giren kimse ayakta kalacağı endişesine kapılmasın. Herkesin oturacağı bir sandalye olsun sizin kalbinizde!..