Ben kadın değilim | Gökhan Bozkuş

Yazar Hizmetten

Ben kadın değilim.
Bakmayın adımın Aslı, adımın Esra, Nuran, Hatice, Fatma ya da Zeynep olduğuna.
Bakmayın kucağımda bir bebeğimin oluşuna.
Bakmayın iki yanımda iki çocuğun anne, anne diye ağlayışına.
Bakmayın eşimin çaresiz ve hüzün içinde bana öyle sessiz ve bana öyle derin çığlıklar içinde bakışına.
Ben kadın değilim.
Hapse de girebilirim suçum olmasa bile. Hastanelerde ayaklarım, ellerim kelepçeli bir polis nezaretinde tedavi de olabilirim, doğum da yapabilirim.
Ne var ki bunda.

Ben kadın değilim haklarım yok benim. Komşularım , ailem ve eski dostlarım; ellerinde çiçeklerle bana en güzel sözleri söyleyen öğrencilerim şimdi bana en ağır sözleri söyleyebilir,  şimdi bana en olmaz iftiraları atabilir.
Bir kere olsun ama bir kere olsun dinlemeden beni zihinlerindeki kuyuya gömebilirler.
Eşim, işim, aşım her şeyim ama her şeyim elimden alınabilir.
Ama ne olacak ki.
Ben kadın değilim.
Aslında ben insan değilim hatta canlı bile değilim haklarım yok, yok benim.

Zira kedilere , köpeklere; ağaçlara, derelere sahip çıkıyor ve ses veriyorsunuz. Ama benim sesim her sabah ve her gece içime, içime doğru annesini özleyen bir çocuk gibi kaçıyor.
Başınızı ağrıtıyor, canınızı sıkıyorum şimdi biliyorum.
Kuru bir gürültü gibi vızıldıyor bu nidalarım kulaklarınızda.
Ama yazmak istedim sizlere.
Şimdi hangi şehirde,  şimdi hangi ülkedesiniz ve hangi kafiyeli nutuklar ile kadın haklarına sesleneceksiniz bilmiyorum ama ben de kendimi bir kez daha size hatırlatmak isterim.
Benim adımı da anmak isterseniz eğer. Ben sıfatlarımı söyleyeyim.
Ben kadın değilim. Ve sizlere göre isimlere de layık değilim.

Benim adım sürgün, yollardayım.
Benim adım hüzün, çaresiz zamanlardayım.
Benim adım öteki ve hep parantez içindeyim.

Bir şairden* okumuştum

“Sonra derken bir kadın çıkagelir,
Ve o zaman seversin bu kadını,
Sonra derken bir kadın çıkagelir
Ve o zaman gürleşir gözyaşları,

Neyin var neyin yok verirsin ona
Elinde avucunda,yüreğinin tahtında
Neyin var neyin yok verirsin ona
Ve o zaman gürleşir gözyaşları”

diyordu mısraları.

Beni de sevebilir misiniz, beni de görebilir misiniz bilmiyorum.
Benimle de gürleşebilir mi gözyaşlarınız?
Ben kadın değilim.
Ama ben de çıkagelirim.
Ellerimde valizler yabancı ülkelerde, dil bilmediği diyarlarda eşine kavuşmaya çalışan ben…

Anne ne zaman güleceksin sorularına yalancı bir tebessüm verdikten sonra lavaboda hıçkırıklara boğulan ben…
Her görüş gününü iple çekip yollara düşen ve trafik kazasında Erva’sının yanında hayata veda eden ben…
Kucağında bebeği ile su kenarında bulunan ben…
Çürümüş cesedinde parmağındaki yüzüğünden tanınan ben…
Ben de çıkıp gelebilirim yeter ki açılsın kollarınız.
His olurum, ses olurum, rüzgâr olurum.
Belki de bir rüya olurum.
Ama endişe etmeyin
Neyin var neyin yok istemiyorum.
Sadece bana ‘Sen de bir kadınsın’ de.
Buna çok ihtiyacım var
Ben gelip seni bulurum.

*Max Elskamp

Resimler: Renkli Tuvallere aittir

Hizmetten | Gökhan Bozkuş

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy