Aile içi ilişkilerde mükemmeliyetçilik sorunu | Kerem Şahin

Yazar Hizmetten

“Hatasız dost arayan dosttan da olur.”
(Mevlana)

 

“Sen benden her şeyi düzgün yapmamı istiyorsun Baba. Çocuğum ben daha, küçük bir çocuk!” (6 yaşında bir kız)

“Her yaptığıma bir bahane buluyorsun. Hep daha iyisini istiyorsun. Bir kere de takdir etsen, teşekkür etsen!”

“Hayır, hiç iyi bir seviyede değilim. Bu bana kesinlikle yakışmadı. Bu iş çok daha iyi olmalı…”

Bu cümleler bir şekilde tanıdık geliyordur hepimize. Bazen bunlara benzer cümleler kurmuşuzdur ya da bu tarz cümlelere muhatap olmuşuzdur. Kişiye bu cümleleri sık sık kurduran şey, söyleyenin ya da muhatabın, hayatının her alanında “mükemmel olma” isteğidir.

Mükemmeliyetçiliği; kişinin hayatının her alanında kusursuz, en iyi ya da mükemmel olma arzusu, buna bağlı olarak kendisinden ve etrafındakilerden hep en iyi olanı talep ederek “beklentiye” girmesi ve hedefine ulaşamadığında kendini ya da beklentiye girdiği kişileri eleştirmesi olarak tanımlayabiliriz.

Mükemmeliyetçilik de, çoğu şeyde olduğu gibi, “azı karar, çoğu zarar” cinsinden bir özelliktir. Mükemmel olma, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaksa sorun değildir. Çünkü elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir insan hayatından lezzet alır. Planlı, programlı ve düzenli yaşar.

Fakat her şeyin en iyisini yapma çabasında olan kişi ise, hiç bir şekilde yaptığından tatmin olmaz, bir şeylerin hep eksik olduğunu düşünür ve kendini ya da beklentiye girdiği insanları bazen acımasızca eleştirir. Hatta daha da ileriye giderek, özellikle aile içindeki diğer bireylere karşı “öfke patlamaları” yaşayabilir. Onlardan çok yüksek bir beklenti içinde olduğundan, bu beklentilerinin tam olarak karşılandığına inanmadığından ve niçin daha iyisini yapmadıklarından dolayı onlara kızabilir, sözel ve hatta daha da ileriye giderek fiziksel tepkiler verebilir.

Haliyle, bu tarz bir özelliğe sahip bir bireyin olduğu bir evde huzur olmayabilir. Aile içi çatışmalar yaşanabilir. Özellikle ebeveyninden biri mükemmeliyetçi olan çocuklar ile ebeveyn arasında sorunlar ortaya çıkar. Hele bir de çocuk ergen ise, sorunlar daha da derinleşerek artabilir. Bunun yanında, mükemmeliyetçi bir ebeveyne sahip bir çocuk da, ileride aynı şekilde mükemmeliyetçi bir kişilik geliştirebilir.

Eşlerden biri mükemmeliyetçi ise, eşler arası problemler de yaşanabilir. Eşi tarafından sürekli eleştirilen bir kadının ya da erkeğin mutlu olması beklenemez. Eşinin, kendi istediği şekilde olmasını bekleyen, her alanda kendi kriterlerini karşılayamadığı için eşini eleştiren hatta ona öfkelenen ve tepki veren bir kişi ile hayatı paylaşmak çok zor olabilir.

Mükemmeliyetçi kişiler başarısız olmaktan, hata yapmaktan, başkaları tarafından onaylanmamaktan korkarlar. Hayatlarında gri yoktur; her şey ya siyahtır ya da beyaz. Esnek davranamazlar.

            Mükemmeliyetçilikle Baş Etmek İçin Ne Yapılabilir?

  • Öncelikle cesur davranıp, mükemmeliyetçi bir kişi olduğunuzu kabul etmelisiniz. Bu zor olabilir ama nasıl ki; hasta birisi hasta olduğunu kabul etmeden tedavi olmak istemezse, siz de mükemmeliyetçi olduğunuzu kabul etmeden, bununla başa çıkmak istemezsiniz. Çünkü siz, size göre olması gerekeni yapıyorsunuzdur.

 

  • Mükemmeliyetçi olmanın size avantajlarını ve dezavantajlarını düşünün ve hatta yazın. Bu şekilde davranmak size ne kazandırıyor ve ne kaybettiriyor. Kaybettiklerinizin kazandıklarınızdan daha çok olduğunu göreceksiniz. Hayatı kendinize, evliyseniz eşinize, varsa çocuklarınıza ne kadar zorlaştırdığınızı ve ilişkilerinizin sağlıklı olmadığını fark edeceksiniz.

 

  • Kendinizi iyi tanımaya çalışın. Neleri yapabilirsiniz, nelere gücünüz yeter, eksik yönleriniz nelerdir…? Bu soruları özellikle kendisinden beklenti içinde olduğunuz ailenin diğer bireyleri için de sorun. Bunları bilirseniz, kendinizle, çocuklarınızla ve eşinizle ilgili her alanda gerçekçi beklentiler içinde olursunuz. Mükemmel hedeflerinize ulaşamadığınızda kaygılanmaz, hayal kırıklığı yaşamazsınız. Tam aksine kendinizin ya da diğerlerinin elinden geleni yapmaya gayret ettiğini görür, sonucu kabullenir ve rahatlarsınız.

 

  • “Olacaksa en iyisi olmalı, yoksa olmamalı” tarzındaki düşüncelerinizden vazgeçin. Olanların iyi taraflarını, olumlu yönlerini görmeye çalışın. Bunları gördüğünüzde kendinize, “Bu sonuçlar gerçekten de kötü mü? Benim yerime bir başkası olsa bunu nasıl değerlendirirdi?” diye sorun.

 

  • Herkesin olduğu gibi, sizin de hata yapma hakkınızın olduğunu unutmayın. Kendinizi bu haktan mahrum ederek, kendinize haksızlık etmeyin. Aynı şekilde beklenti içinde olduğunuz diğer aile üyelerin de hata yapabileceklerini kabul edin. “Nasıl olur da ben hata yaparım?/ Nasıl olur da sen böyle bir hata yaparsın?” demek yerine, kendisinden ders çıkarılabilecek bir hatanın kötü bir şey olmadığını, tam aksine öğrenme sürecimize katkı sağladığını unutmayın.

 

  • Tüm bunları rağmen hala mükemmeliyetçiliğinizle baş edemiyorsanız bir uzmandan profesyonel destek almaktan kaçınmayın.

Yararlanılan Kaynak: https://burem.boun.edu.tr/node/55

     Hizmetten | Psikolojik Danışman Kerem Şahin

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy