Gündem Haber Ve Kutup gitti… Hizmetten02/11/20240403 Görüntüleme Sudan eski Vakıflar Bakanı, Åeyh Dr. Mustafa El-Yakuti, “Kutub Gitti” baÅlıklı makalesinde, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin derin hayat hikayesine dalarak, Allah ve Rasulü için yaÅayan, tüm insanlıÄa hizmete adanmıŠbir ömrün bütüncül bir portresini gözler önüne seriyor. Dr. El-Yakuti âgulenarabic.comâ sitesinde yayınlanan makalesinde, Hocaefendiâyi, Åerî ilimleri ile modern bilgiyle harmanlanmıŠkendine özgü bir tarzda, sevgi ve ihlas üzerine kurulu bir yaklaÅım geliÅtirerek insanlıÄa hizmet eden bir mürÅit ve ârif olarak tanımlıyor. Hocaefendiâyi Allahâın sevgisi ve ihlas yoluyla insanlıÄa hizmete adamıÅ, çaÄının bilgi birikimini Ä°slamâın temel deÄerleriyle birleÅtiren özgün bir alim ve mürebbi olarak niteleyen Dr. El-Yakuti, yazısında ayrıca Hocaefendi’nin baÅlattıÄı Hizmet Hareketiânin manevi ve ahlaki deÄerlerin yayılmasındaki etkisine ve insanlıÄa hizmet amacıyla kurulan evrensel köprülere dikkat çekiyor. Makale, okuyuculara,Hocaefendiâyi tanıyanlar ve onun fedakârca hizmet meÅalesini taÅıyanlar için her daim ıÅık saçacak kalıcı bir mirası yansıtan bir pencere sunuyor. AÅaÄıda makalenin tamamını okuyabilirsiniz: Gülenâin KiÅiliÄi ve Amacı Gülenâin, Allahâın celal ve cemali karÅısında kendinden geçmiÅ, Oânun mesajını dünyaya ulaÅtırmayı hayatının merkezine koymuÅ bir Kutup olduÄuna inanıyorum. Onun Åahsında kutup olmanın tüm niteliklerini görüyorum; bilgeliÄinin ilham verici aklını, derin sezgilerini ve teslimiyetini açıkça gözlemliyorum. Gülen, Allah için yaÅadı ve bu istikamet ekseninde hayatını noktaladı. O, sevgiyi yol olarak seçmiÅti; ibadet ehline derin bir aÅkla, karanlık içinde kalan zavallılara ise merhametle yaklaÅırdı. DeÄiÅim için olaÄanüstü bir dehaya sahipti, her görüÅe diyalog kapılarını aralamaktan asla çekinmezdi. Ä°nsanın Anlamı: Ä°drak, Arzu ve Vicdan Gülen, Sünni geleneÄe uygun Åekilde ilmi temelleri güçlü bir Åekilde atmıÅ, ardından kendini çeÅitli bilimlere adamıÅ, küresel kültürleri incelemiÅ, çaÄdaÅ felsefe okullarını derinlemesine kavramıÅtı. Modern çaÄın felsefi akımlarını içten ve dıÅtan eleÅtirebilmesini saÄlayan bu zengin bilgi birikimi, ona benzersiz düÅünce ve fikirler üretme imkânı saÄlamıÅtı. Gülen, klasik Ä°slam bilimlerini derinlemesine öÄrenmiÅ, Maturidi akaidine baÄlı, Hanefi fıkhında uzmanlaÅmıÅtı. Gülenâin fikirleri, köklü bir geçmiÅten kaynaklanıyordu ve ulaÅmak istediÄi yüksek ideallere hizmet ediyordu. O, bu bilgiyi ihlasla hayata geçirmiÅ hem fikir hem de zikir yoluyla Allahâa olan yolculuÄunu sürdürmüÅtü. Pozitif düÅünceleri, duygusal dünyasıyla birleÅtirmiÅ, böylece dindarlıÄını güzelleÅtirip hayatına istikrar kazandırmıÅtı. Sevgi ile Dopdolu Bir Mücahid Vasl esintilerinin kapıları ona açıldıÄında, vicdanını sevginin kanatlarıyla yüceltti ve bu alanda eÅsiz bir makama yükseldi. Azmi çelik gibi güçlenen bir adam olarak, hakikatin dili ve bir yankısı haline geldi. Korku ve umudu tek bir kaynaÄa baÄladıktan sonra sevgiyi de yine o yüce kaynaÄa baÄladı. Sevgi, korku ve ümidi dengelemek zordur; çünkü bunlar, insanın içsel fırtınalarıdır. Ancak onda sevgi, korku ve ümit ile birleÅmiÅ, her üç duygu bir bütün olarak mükemmel bir dengeye ulaÅmıÅtı. Bu nedenle, zamanın çıldırtıcılıÄına karÅı meydan okuyan ve yalancı nefsin aldatmacaları karÅısında boyun eÄmeyen sarsılmaz bir daÄ haline geldi. Her zaman günahların acısını, azabın Åiddetini, insanın cezaya karÅı zaafını ve Allahâın kudretini hatırlayarak, gözyaÅları içinde ihlas arayıÅına ve nefsi törpülemeye yöneldi. O, her zaman sessiz hizmet etmeyi, kimseye görünmeden, Allahâın rızası için yaÅayıp gitmeyi arzulardı. Bizzat kendisi Åu ifadeleri kullanıyor: âHep kimsenin bilmediÄi meçhul bir yolda yürümeyi, günler sonra cesedimizi bulup bir garip vefat etmiÅ demelerini ve bizi garipler gibi defnetmelerini arzuladık. Hep bunun hayalini kurduk.â Yine Gülenâi gözyaÅları içinde âTefridâ veya âTevhidâ makamında “Allah’ım, bu hizmetlerin meyvelerini görmeden beni yanına al, çünkü nefsim bundan bir pay isteyebilir ve ben bunu istemiyorum.” ve âEy Rabbim, eÄer benim payıma Sen düÅmüÅsen, Sen bana yetersin, baÅka bir Åey istemem.â Ä°Åte bu, gerçek bir kahramanlıktır; tüm kalbiyle Allahâa yönelen bir insanın en içten duygularının tezahürüdür. Kalbin Zümrüt Tepelerinin Yazarı Veda Etti Kainatı güzel kokularla bezeyen, evrene aÅk kokuları yayan, sevginin türkülerini, hakikatin sesini ve Allah sevgisiyle dolu naÄmeleri dünyaya sunan biri olarak hayatını tamamladı. Artık aramızdan ayrılmıŠolan bu yüce ruh, koca bir anlam, düÅünce, cesaret ve merhamet alemi bıraktı ardında. Allahâın gücüyle, kainatın bu deÄerleri tek bir insanda toplanmıÅtı. Fethullah Gülen, bilgiyi farkındalıkla, Allahâa yolculuÄunu azimle, sevgisini ise Allahâa, peygambere, insanlara ve evrene duyduÄu baÄlılıkla zenginleÅtirdi. O, tebliÄ görevini insanlara hem müjde hem de uyarı olarak, açık ve net bir biçimde ulaÅtırmayı, aynı zamanda sufi terbiyesiyle içsel bir arınmayı birleÅtirdi. Bu yaklaÅımı, hem bilgiye hem de insanlıÄa katkıda bulunan bir kültür ve medeniyet hamlesine dönüÅtü. Zamanının ihtiyaçlarını bilerek, maddi geliÅim ve manevi arzular arasındaki kayıp dengeyi kurmanın önemini fark etti. Ä°nsanların kimlik ve varoluÅ sorularına artan bir ihtiyaç duyduÄunu hissederek, Ä°slamâın maneviyatını ve insanlık deÄerlerini dünyaya tanıttı. Onun düÅünce ve hizmet hareketi, dürüstlük ve sevgiyle dünyaya yayıldı. Bu durum, onun öne çıkan eseri Zümrüt Tepelerâin ikinci cildinde de anlatılmaktadır: âÃnce kavramları sunuyor, sonra bu kavramlar üzerine konuÅuyorum. Bugünlerde Ä°slamâın manevi boyutlarına karÅı Ä°slam dünyasında ve Batıâda giderek artan bir ilgi ve yakınlık gözlemlemeye baÅladım.â Ancak bu yol çiçeklerle bezenmiÅ yumuÅak bir yol deÄildi; dünyeviliÄin karanlıÄıyla savaÅtı, at ahırlarında ders verdi, hapishanelerde acılar çekti, oradan oraya göç etmek zorunda kaldı. Yine de o, ibadet ü taati tatlı bir lezzet olarak yudumladı, günahlardan ve nefsin isteklerinden uzak durarak kendini her yerde tohumlar ekmeye adadı. Bu durumu, düÅünür Ferid El-Ensari, Gülenâin hayatını ele aldıÄı âSüvarinin DönüÅüâ adlı romanında edebi bir üslupla Åöyle betimler: âOnun sözleri denize bırakılan balık yumurtaları gibiydi; mercan adalarına bırakır, ardından giderdi. Kısa bir süre sonra o yumurtalardan canlılar çıkar, büyür ve önceki sürülerine katılırdı. Fethullah Gülen ise baÅka sürgünlere, baÅka yolculuklara devam ederdi. Her köhnemiÅ mekan, onun davasına bir yurt olurdu.â Gülenâin Sufi YaklaÅımı Gülen, hizmet ve davetinde somutlaÅan tasavvufi metodu benimsedi; insanlara sevgiyi sevgiyle, sabrı sabırla, doÄruluÄu ise doÄrulukla öÄretti. Salt hizmet ve davet ile kazanılamayacak güzellikleri pratikteki örnek davranıÅı ile gerçekleÅtirdi. Ona baÄlı olan pek çok kurum, banka ve iÅ adamı dernekleri ondan gelecek en küçük iÅaretle harekete geçmeye hazırdı, fakat o, yalnızca sırtındaki giysilerle yaÅadı ve aynı Åekilde dünyadan ayrıldı; asla lükse yönelmedi. Hizmet Hareketiânin Yayılması Gülenâin rehberliÄinde kurulan Hizmet Hareketi, dünya genelinde yüz altmıŠülkeye yayıldı. Bu hareketin en belirgin özelliÄi, kendini feda etmek, amaç doÄrultusunda disiplinle çalıÅmak ve her ülkede geçerli yasalara saygılı olmaktı. O ve sevenleri Ä°nsanlara, insan oldukları için saygı gösterdiler. Hizmet Hareketiânin dünyanın her köÅesinde, en yoksul yerlerden en geliÅmiÅ toplumlara kadar hızla yayılmasını, bir kısım âriflerin nitelediÄi gibi Allahâın ona verdiÄi hususi bir izin ve kabul olarak görüyorum. (sav) âAllah onu sever ve gökte ve yerde ona kabul vazâ edilirâ hadisindeki özel izne mazhar olduÄu düÅüncesindeyim. Hizmet okulları, Avrupaânın fakir ve zengin bölgelerinde dikkat çekti ve insanlar tarafından büyük bir ilgi gördü. Ä°slamâı Batı toplumlarında nazik, bilinçli ve uyumlu bir biçimde tanıttılar. Herkesin özlem duyduÄu evrensel ahlaki deÄerleri, ideal düzeyde ve yaÅanabilir bir Åekilde sundular. Bu kurumları Avrupaâda Åahsen gözlemledim; baÅarılarının ve etkilerinin boyutlarını gördüm, ama burada ayrıntılara girmeye imkan yok. Türkiyeâdeki faaliyetlerinin ise ayrı bir büyüsü vardı. Sovyetler BirliÄiânin daÄılmasından sonra, Gülen, insanları bu bölgedeki Müslüman cumhuriyetlere gitmeye teÅvik etti. Rusyaâya kadar ulaÅıp yardım ellerini uzattılar. Almanya ve Amerikaâdaki güzellikleri, Avrupaânın doÄusunda, fakirliÄe ve cehalete karÅı verdikleri mücadeleyi ve Afrikaânın en ulaÅılmaz bölgelerinde verdikleri hizmetleri görmek mucize gibiydi. Mürebbi ve EÄitmen Olarak Gülen Fethullah Gülenâin benzersiz özelliklerinden biri, ruhunun enginliÄi ve yüksek maneviyatıyla insanları eÄitmesidir. Hizmet Hareketi’ne mensup herkesin dinine ve ahlakına sadık, kusursuz bir ahlaka sahip, fakat kendisini hiç görmemiÅ, sohbetine katılmamıŠya da doÄrudan bir biat yapmamıŠolmasına raÄmen onun izinde yürüdüÄünü görmek hayret ve hayranlık uyandırmaktadır. Bu, ancak nebilerin mirasına sahip olup davet konusunda bilgelik yetkisi verilen kiÅilere nasip olan büyük bir güç ve enerjidir. Benim nazarımda o, dini özüne döndürmek için büyük bir gayret gösteren gerçek bir müceddittir. Gülen, tasavvuf dünyasında güçlü ve kıymetli bir diriliÅ hareketi kurdu. Gereksiz karmaÅayı ortadan kaldırarak bilgiyi eriÅilebilir kıldı, zor meseleleri anlaÅılır kıldı, tasavvufa katılmak için gereken Åekilci ve törenvari koÅulları azalttı. Ä°hsan temelli tasavvufu, manevi yolculukta ve mücahede halinde, Allahâın “Bizim uÄrumuzda cihat edenleri yollarımıza iletiriz, Allah elbette iyilik edenlerle beraberdir” (Ankebut: 69) vaadini gözeterek, ilahi bir ıÅıÄın rehberliÄinde yürümeye davet eden bir yaklaÅımla sadeleÅtirdi. Günümüzü geçmiÅle baÄlayarak, ulaÅmayı arzuladıÄı örneÄin, Peygamber Efendimiz (sav) olduÄunu ortaya koydu; Efendimiz’in “Ben daÄıtan ve paylaÅtıran bir aracıyım, veren ise Allahâtır” düsturunu rehber edindi. Sahabelere de derin bir baÄlılık gösterdi ve Velilerin misyonları ve inÅa ettikleri düÅünce ve davranıŠekolleri aracılıÄı ile hep insanlara Allahâın zikri ve Oânu anmayı anlattı. Tasavvuf alanında, tasavvufi tarikatların resmi yapılarla ÅekillendiÄi dönemden önceki tasavvuf anlayıÅına benzer bir model sundu. Ancak her biri ayrı bir güzellik taÅısa da Gülen, kendi zamanının ihtiyaçlarına göre yöntemler geliÅtirdi ve dönemin sorularına uygun cevaplar verdi. Gülen, davet ve ümmet sorumluluÄunu üstlendi. Onun ilgisi yalnızca Ä°slam ümmeti olarak bilinen (Ãmmet-i Ä°cabe) insanlarla sınırlı deÄildi; davet ümmeti olarak bilinen (Ãmmet-i Davet) tüm insanlıÄı da kucaklıyordu. Fethullah Gülen, büyük fedakarlıklara hazır bir nesil yetiÅtirdi ve insanlara âöÄrenciâ demektense, onları Allah yolunda âdost ve yol arkadaÅlarıâ olarak gördü. Bu unvanların derin bir anlamı vardır. O, ibadet eden, kendini yok sayan, sıfırlayan, seven, din ilimlerinde uzman, davet yöntemlerini iyi bilen ve yüksek bir Åairlik yeteneÄine sahip bir insandı. Hizmet ve davetini katı gelenekçilerden, hırslı eylemcilerden ve Åekilci tasavvufçulardan uzak tuttu. Allah’tan kendisine ve bizlere kabul ve rızaya mazhariyet diliyoruz. Onun biyografisini burada geniÅçe anlatmak mümkün deÄil; bu konuda çokça kitap yazılmıÅ, akademik tezler hazırlanmıÅ, dünya çapında en etkili insanlardan biri olarak anılmıŠve dünyanın birçok üniversitesinde araÅtırma merkezleri kurulmuÅtur. Allah ona rahmet eylesin, ilminden, nurundan faydalandırsın, gayretini mübarek kılsın, kendisini ve bizleri baÄıÅlasın. Hepimiz Allah’a aidiz ve O’na döneceÄiz. BaÅta Ä°slam ümmeti olmak üzere tüm insanlık için; ancak en çok da onunla birlikte yaÅayıp ıÅık meÅalelerini taÅıyanlara baÅsaÄlıÄı diliyorum. Büyük Kutub Muhammed Fethullah Gülenâi Allah’ın hıfz ve himayesine emanet ediyoruz.