Advocates of Silenced Turkey (AST), Pacific Foundation ve Anatolia Cultural Center işbirliğiyle düzenlenen Sosyal Soykırım Sergisi, farklı bölgelerde sergilenmeye devam ediyor. Bu kapsamda sergi, 21 Aralık’ta Seattle’da, 22 Aralık’ta San Francisco’da ve 26 Aralık’ta San Diego’da düzenlendi. Toplamda 1000’i aşkın ziyaretçiyle buluşan sergi, susturulan milyonlarca insanın sesi oldu. Şimdiye kadar 18 farklı şehirde gerçekleştirilen 28 program, büyük bir ilgiyle karşılandı. Serginin organizasyonunda 100’ü aşkın genç gönüllü görev aldı.
Öteki Çocuklar ve Yeni Belgesel Müjdesi
Programlarda “Öteki Çocuklar” belgeseli de izleyicilerle buluştu. Serginin koordinatörü Aslıhan Kaş, devam eden kadın belgeselinin müjdesini verdi. Yeni belgesel, çıplak arama, elektrik işkencesi, sahte infaz, etnik köken nedeniyle uygulanan işkence gibi ağır hak ihlallerini yaşayan kadınların hikayelerine odaklanacak. KHK’lı öğretmenler, yazarlar ve Kürt kadınların yaşadıkları bu belgeselde anlatılacak. Zulme uğramış yakınlarınızın hayat hikayelerinin belgesel, sergi veya kitap formatında kayıt altına alınmasını isterseniz, lütfen bizimle iletişime geçin.
Ziyaretçilerin Tanıklıkları
Sergi sırasında 50’den fazla ziyaretçi ile yapılan röportajlarda duygusal anlar yaşandı:
- Mesut İnci: “Sergide Murat Tekin’in hatırasını gördüm ve o gün yemek yiyemedim. Dört evladım var, onlara sarıldığımda evlatlarına sarılamayan babaları düşünüyorum. Çok büyük bir mücadele veriliyor; daha geniş kitlelere duyurmak için elimizden geleni yapmalıyız.”
- Mehmet Maza: “2,5 yıl cezaevinde kalmış biri olarak geride bıraktığım arkadaşlarım aklıma geldi. Onların mağduriyetini çok iyi anlıyorum. Haluk Savaş’ın gözlüğü ve zeytin çekirdeğinden yapılan tesbihler beni derinden etkiledi. Türkiye’deki kardeşlerimiz bilsin ki onları asla unutmadık ve unutmayacağız.”
- Jazgül Hanım: “Kırgızistanlıyım. Bağımsızlığımızı kazandıktan hemen sonra 1992’de üç okul açıldı. Kırgızistan’daki eğitim hizmetlerinin kurucularından Orhan İnandı bizim idolümüzdü. Sergide onun hatıralarını görünce çok duygulandım. Biz onlardan Türkçeyi, sevgiyi ve barışı öğrendik.”
- Musa Bey: “Demokrasinin olmadığı bir ülkede maalesef bunlar yaşandı. Hikayeleri okurken kendi evlatlarım aklıma geldi. Özellikle boğazı kesilerek katledilen askeri öğrencilerin yaşadıkları beni çok etkiledi. Türkiye’deki kardeşlerime dua ediyorum; bu hukuksuzluklar çözülecek.”
- Ezime Hanım: “Türkiye’deki kardeşlerimiz ümitlerini yitirmesinler; bu kötü günler geride kalacak.”
- Erdoğan Bey: “Türkiye’de hak ihlali yaşayan insanların acısını anlamaya çalışıyoruz ve onlar için gayret ediyoruz. Özellikle Türkiye’den gelen gençlerin, geride kalanlara sahip çıktığını görmek ümit verici.”
- Süeda: “Sergide masamdaki üç hatırayı anlatmakla görevliydim. Çok üzücü hikayeler var. Türkiye’den geleli on yıl olmasına rağmen birçok şeyi unuttuğumu fark ettim. Hatırlamak ve sahip çıkmak çok değerli. Türkiye’deki abi ve ablalarımızın dik duruşu bize örnek oluyor.”
- Mustafa Bey: “İnsan olarak yeterince onların yanında olamamaktan dolayı utanç duyuyorum. Onların yanında olamadığım ve yeterince yardımcı olamadığım için üzgünüm. Bir an önce bu sıkıntıların bitmesini umut ediyorum. Uluslararası arenada duyurmak için elimizden geleni yapmalıyız. Türkiye’deki kardeşlerimizden özür diliyorum; lütfen bizi affedin.”
İlk kez Sergilenen Hatıralar
- Orhan İnandı’nın Tıbbi Kol Askısı: Eğitimci Orhan İnandı’nın işkence sonrası kullandığı kol askısı ve cezaevinde yazdığı mektuplar, onun direnişini simgeliyor.
- 6 Yaşındaki Cevdet’in Blenderi: Serebral palsi hastası Cevdet’in tehlikeli yolculuğunda yanından ayırmadığı blender, onun yaşadığı zorlukların bir sembolü olarak sergilendi.
- Habip Akbaş’ın Kamuflaj Kıyafeti: Hizmet Hareketi gönüllüsü olduğu için tutuklanan ve serbest kaldıktan sonra şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybeden Akbaş’ın kamuflaj kıyafeti, trajik hikayesini hatırlatıyor.
- Özge Elif Hendekci’nin Avukatlık Cübbesi ve Bahar’ın Hatıraları: 15 Temmuz 2016’daki cadı avı sırasında tutuklanan avukat ve anne Özge Elif Hendekci, 3 aylık bebeğiyle cezaevinde 5 yıl geçirdi. Sergiye, avukatlık cübbesini ve cezaevinde kızı Bahar’a ait hatıraları hediye ederek, yaşadığı acıları ve adalet arayışını paylaşmaya devam ediyor.
Serginin bir sonraki durağı Utah olacak. Şubat ayında iki üniversite ve bir Türk kültür merkezi olmak üzere üç ayrı program planlanıyor. Zulme uğramış kişilerin sesini daha geniş kitlelere duyurmak için çalışmalar devam ediyor.