Maruz kaldığınız bütün densizliklere rağmen, Allah’a tevekkül edip mü’min karakterinin gereğini sergileyin!.. *Zamanın ürpertici, başımıza balyozlar gibi inici hadiselerini gördüğümüzde, Hazreti İbrahimvârî, رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ diyoruz. “Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız.” Sen bizimle berabersen, bütün âlem karşımızda olsa ne ifade eder!.. *Başkalarının başka şekildeki tavır ve davranışları, mü’minin tavrını değiştirmeye bâdî olmamalıdır.
Mü’min, nasıl inanıyorsa, nasıl düşünüyorsa, nasıl hareket ediyorsa, elli türlü hadiseyle ve gâileyle karşı karşıya kalsa da yine onu değiştirmemelidir. O, üslubunu bir karakteri koruma hassasiyeti içinde korumalıdır. *Başkaları, şirazeden çıkmış, eczâsı dağılmış bir kitap gibi veya bağı kopmuş, taneleri sağa sola saçılmış bir tesbih gibi olabilirler; ne dediklerini ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini bilmez şekilde densizlikler içinde bulunabilirler. Fakat siz, bin tane densizlikle karşı karşıya kaldığınız zaman bile onun onda biri ölçüsünde dahi densizliğe düşmemelisiniz. Aleyhinizde bin tane yalan atmış, bin tane iftirada bulunmuş ve bin türlü yolla efkârı size karşı ifsat etmeye çalışmış olsalar da, onlar ne yaparlarsa yapsınlar, siz bu şeytânî yolları denemeye kalkmamalı ve hep mü’mince davranmalısınız.