Nasıl başlayacağımı , neler söyleyeceğimi bilmiyorum Efendim. (Sav) Öksüzlerin, yetimlerin, uzak zamanlardan, uzak iklimlerden kardeşlerin olarak bugün temmuz ayının ortalarında üşüdük Efendim. Şairin
“Bir mevsim-i bahârına geldik ki âlemin
Bülbül hamûş havz tehî gülsitân harâb” dediği gibi bir zamanındayız alemin ve bülbüllerin sustuğu, havuzların kuruduğu, gülistanların harab olduğu bu dönemde senin ayinen, senin sesin, senin ikliminden bizlere adeta birer hediye misali, insanlar içinde bir insanı uğurladık bugün Efendim.
Gurbeti iliklerimize kadar öyle hissediyoruz ki. O kadar yalnız o kadar garibiz ki efendim. Duruşu , vefası, sıdkı ile senin ikliminden çok az insan vardı bu kurumuş dünyada ve Samsunlun da bugün gitti ve sana geldi Efendim.
Kabûl eyle civâr-ı izzetinde çekmeyem gurbet
Bilirsin kendi şehrimde garîbim yâ Resûlallâh
Sana geldi diyorum o da dilimin ve dılımın kifayetsizliği Efendim. Onlar senden hiç ayrılmadılar ki. Sen onlarla onlar seninleydiler. Ama bizler efendim. Bizler ki zamanın birer mengene misali ezdiği, bizler ki hadiselerin birer çığ gibi üzerine geldiği kardeşlerin… Bugün öyle yalnız hissettik ki ve hissediyoruz ki kendimizi.
Şâh-ı aşkın mülk-i dil üzre büyük bir cengi var
Allah imdâd eylesin gönlümde tûfân rengi var
Bir tufan var Efendim. Bir tufan var her birimiz… Bir tespihin birbirinden azade boncukları gibi savrulduk dört bir yana. Bir tufan rengi var Efendim ve Samsunlun gibi gönlü güzel, kalbi güzel , dili güzellerle teselli oluyor onlarla sana doyuyorduk efendim. Samsunlun ki dertli bülbülün yol arkadaşı. Samsunlun ki andelibimizin sadık kardeşi….Gönlümüzde tufan rengi var efendim. Öyle öksüz öyle yetimiz ki. Öyle yalnız ve öyle garip. Kupkuru çöllerde su su su diye inleyen bedevinin hali gibi çoğumuzun hali.
Gurbet-ender-gurbet içre olmuşum cânâ garîb
Şimdi âlemde benim ben bî-emel yektâ garîb
Andelib dedim de bülbül dedim de ondan da uzağız Efendim. Kulaklarımız başka seslerle kirleniyor ve gözlerimiz. Gözlerimiz ilmek ilmek senin köyünden,, senin ikliminden uzak senin getirdiğin değerlerden uzak hislerle örülüyor. Ve bu örgüler kalplerimizi öyle katı öyle hissiz hale getiriyor ki efendim. Ne anlayabiliyor ne de ağlayabiliyoruz. Bülbüllerimizden birini aldın yanına Efendim. Bülbülümüzden cüdayız şimdi.
Cüdâyım gülşen-i kûyundan ol gül kande ben kande
Bana hem-derd-i aşk olsun mu bülbül kande ben kande
Diyor şair Neyli. Ve uğurladık şimdi Samsunlunu…
Bülbül kande , ben kande
Samsunlunu çok sevdik Efendim.
Samsunlunu çok özleyeceğiz Efendim.
Hizmetten | Gökhan Bozkuş