*Rahmetlik Turgut Özal özüyle, sözüyle dört başı mamur bir müslümandı. Yakından tanıma imkânı oldu. Ve çok vefalı davrandı. Kıtmir’in ne haddine Çankaya’ya davet edilmek ama defaatle davet etti; “Ben seni arka kapıdan içeri alırım!” diyordu, öyle bakıyordu meseleye. Fakat size zarar verir diye kabul etmedim, hiçbirini kabul etmedim. Yakında birisinin öyle bir teklifini de yine onun için kabul etmedim. Şimdi biri sizinle görüşünce, ona hemen bir nam takılıyor; o da o mülahazayla mahkûm ediliyor. Onu öyle bir duruma düşürmemek için kabul etmedim.
*1980’den 86 senesine kadar dolaştım sağda solda, kaçmadım… O dönemde askerlik yapan ne kadar arkadaşımız varsa, bazıları için iki üç defa, askeri kışlaya gidip hepsini ziyaret ettim. Billboardlarda resmim vardı, ismim de yazılıydı. Umursamadım onu. Belki de arkadaşlarıma “Boş verin, bu da geçer yahu!” demek için askerî kışlaların içine girdim, onlarla görüştüm. En son Burdur’daki arkadaşı ziyaret etmiştim. Demek o zaman deşifre olmuşuz, yakın takibe almışlar. Sonra ikinci kez, Hazreti Üstad’ın “Benim vekilim!” dediği o mübarek talebesi, yakın tarihte vefat eden merhum Mustafa Sungur’un oğlu Nur Sungur’u -ki o bir dönemde Kestanepazarı’nda Kıtmir’in talebesiydi- ziyarete gittim. Tespit etmişler, derdest ettiler; silah dayadılar karnıma, içeriye götürdüler.
Bu video 18/10/2015 tarihinde yayınlanan “EMÂNET” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel…