Yıllardır mevsim kış, soğuk yakıyor,
Gökyüzü kapalı, ufuk kapalı.
Zaman su gibi de, durgun akıyor;
Suçlu biziz, kardan, adam yapalı…
Yıllar var, karanlık, ışıklar sönük,
Karayel esiyor çok can alıyor..
Bu adamın yüzü nereye dönük?
Sonsuzu bir paket çayla çalıyor…
Herkes bir yol tutmuş, çıkmaz sokakta,
Umutlar tükenmiş canlar gırtlakta,
Gökyüzü yarıldı, sır var çatlakta;
Son günlere geldi bu kardan adam…
Riyadan şalı var, yalandan burnu,
Hak-hukuk yemekten kocaman karnı,
Münafık diyorlar, mühürlü yarnı;
Ölümden korkuyor bu kardan adam…
Devletin başında bir diplomasız,
Etrafında sayısız omurgasız,
At bile biliyor, kim liyakatsız;
Ruhsuz, buz gibi, bu kardan adam…
Zemheri soğuğu tek sermayesi,
Saltanat sahibi olmak gayesi,
Düşlerini süsler ” Halife ” payesi;
Eriyor, bitiyor bu kardan adam…
Bakışlar buz gibi, nefesi ayaz,
Mevsimden dolayı suratı beyaz,
Eceli geliyor, belki, bu son yaz;
Güneşten korkuyor bu kardan adam…