Kuzey Hollanda’nın başkenti Haarlem’de düzenlenen “Rumi ve Fransiscus Günü”, Doğu’nun bilgesi Mevlânâ Celaleddin Rumi ile Batı’nın sevgi insanı Aziz Fransiscus’u aynı çatı altında buluşturdu.
Sevgi, diyalog ve kardeşlik temalarının işlendiği etkinlik, sanat ve inancın buluştuğu anlamlı bir atmosferde gerçekleşti.
Kuzey Hollanda Eyaleti’nin başkenti Haarlem’deki Doopsgezinde Kilisesi, 26 Ekim Pazar günü farklı kültürleri ve inançları aynı salonda buluşturdu.
İlk kez düzenlenen “Rumi ve Fransiscus Günü”, Harmonie Haarlem Vakfı ve Birlikte Yaşama Sanatı inisiyatifi tarafından organize edildi.
Yaklaşık 70 kişinin katıldığı programda, Doğu ve Batı’nın iki büyük gönül insanı sevgi, hoşgörü ve birlikte yaşama sanatı çerçevesinde anıldı.
“Rumi ve Fransiscus Aynı İlahi Sevgide Buluştu”
Etkinlikte Fransiscus’u Daniel Serrano, Rumi’yi ise Basri Doğan anlattı.
Serrano, iki bilgenin aynı dönemde yaşamalarına rağmen yollarının kesişmemesine değinerek şunları söyledi:
“Rumi ve Fransiscus birbirlerini hiç tanımadılar ama aynı ilahi sevgide buluştular.
Bizler de bugün onların yolunun yolcuları olarak bir araya geldik. Amacımız diyaloğu güçlendirmek ve geleceğe umutla bakmak.”
“Allah Sevgisi” – Ortak Hakikatin Sesi
Rumi üzerine konuşan Basri Doğan, iki bilgenin farklı inançlardan gelseler de aynı hakikatin sesi olduklarını vurguladı:
“Rumi’ye, Konya’nın büyük mistik şairine baktığımda, onda bir kardeş görüyorum.
Farklı çağlar, farklı dünyalar… ama aynı hakikati söyleyen iki yürek: ‘Allah Sevgisi’ “
Doğan, 13. yüzyılda Konya’da Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin bir arada yaşadığını hatırlatarak, Rumi’nin bu çok kültürlü ortamda insanlığı birleştiren evrensel bir sevgi dili oluşturduğunu ifade etti.
“Rumi’nin cenazesinde herkes birdi.
Dualar farklı dillerde yükselmişti ama yürekler birdi.
Farklar kaybolmuş, sadece Işık kalmıştı.”
Rumi’nin Çağrısı Haarlem’de Yankılandı
Doğan, konuşmasının sonunda Rumi’nin meşhur çağrısını dile getirdi:
“Gel, kim olursan ol, yine gel.
İster putperest, ister mecusi, ister günahkâr…
Bu kapı, ümitsizlik kapısı değildir.”
Basri Doğan, bu çağrının bugün hâlâ insanları birleştiren bir ruh taşıdığını vurgulayarak,
“Belki de gerçek iman, yerinde durmak değil, Tanrı’ya ve insana doğru yürümektir.” dedi.
Sema, Ney ve Tilavetle Manevî Yolculuk
Etkinlikte, Sema ustası Abdülkadir Dikici, neyzen Ömer Faruk ve hafız Mehmet, dinleyicilere unutulmaz bir manevî yolculuk yaşattı. Sema gösterisi ve ney sesi, salonu derin bir huzurla doldurdu. Kur’an tilaveti ise Rumi ve Fransiscus’un ortak sevgisini simgeleyen bir sessizlikle dinlendi.
Sohbetler, İkramlar ve Yeni Dostluk Köprüleri
Programın sonunda düzenlenen soru-cevap bölümünün ardından, Harmonie Haarlem Vakfı tarafından hazırlanan çay ve ikramlar eşliğinde samimi sohbetler yapıldı.
Katılımcılar, etkinlik sayesinde farklı inançlardan yeni dostluklar kurduklarını belirtti.
Doopsgezinde Haarlem Koordinatörü Daniel Serrano, etkinliğin geleneksel hale getirilmesini önerdi. İkinci buluşmanın Ocak 2026’da yapılması planlanıyor.
Birlikte Yaşama Sanatı
Etkinlik, farklı kültürlerden insanların sevgi, hoşgörü ve barış ekseninde buluşmasına vesile oldu. Rumi’nin “Ne olursan ol, yine gel” çağrısı ve Fransiscus’un “Sevgi gördüğün yere sevgi götür” öğüdü, Haarlem’de aynı sahnede yankılandı.
Bu anlamlı buluşma, Doğu ve Batı’nın kalplerini birleştiren bir kardeşlik köprüsü olarak hafızalarda yer etti.
Rumi ve Fransiscus’un öğretileri, yüzyıllar boyunca farklı inançlara mensup insanlara sevgi merkezli bir yaşam felsefesi sundu. Haarlem’deki buluşma, bu iki büyük ismin öğretilerinin çağlar ötesi etkisini bir kez daha hatırlattı.
