CUMA HUTBESİ | Misafir Ağırlama ve İkramda Bulunma

Yazar Editör

DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG

 

هَلْ اَتٰيكَ حَديثُ ضَيْفِ اِبْرٰهيمَ الْمُكْرَمينَۘ ٢٤

اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَاماًؕ قَالَ سَلَامٌۚ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ ٢٥

فَرَاغَ اِلٰى اَهْلِه فَجَاءَ بِعِجْلٍ سَمينٍۙ ٢٦

فَقَرَّبَهُ اِلَيْهِمْ قَالَ اَلَا تَأْكُلُونَ٢٧

24 – Sahi! İbrâhim’in şerefli misafirlerinin gelişlerinden haberin oldu mu?

25 – Onlar yanına varınca: “Selam!” dediler. O da: “Size de Selam!” diye cevap verdi, ama içinden: “Bunlar tanımadığım kimseler, hayırdır inşaallah!” dedi.

26-27 – Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup “buyurmaz mısınız?” diye ikram etti.  (Zariyat 51/ 24…27)

Bugünkü Hutbemiz misafir ağırlamanın ve misafire ikramda bulunmanın dinimizdeki yeri ve önemi hakkında olacaktır.

Misafirperverlik günümüzde unutulmaya yüz tutmuş en önemli değerlerimizden biridir. Bir eve misafirin gelmesi bereket, misafir kabul etmek ve ağırlamak en büyük şeref, misafire izzet ve ikram ise sadakadır. Misafir kabul etmenin ise kendine göre bir azizliği vardır.

İkram, Ahlâk-ı Aliye’dendir. Her farz namazın bitişinde okuduğumuzAllahümme Entesselam Ve-minkesselam Tebarekte ya Zelcelali Vel-ikram” zikrinde geçtiği gibi Rabbimiz; Zü’l- Celal-i ve’l-İkram Celâl ve ikram sahibidir. Hem Celâli tecellilerle imtihan eder hem de ikramını eksik etmez, Celâli tecellilerinde bile ikramı vardır. Bu da ikram yapan insanın Esmâ-i Hüsnâ dan olan Zü’l- Celal-i ve’l-İkram ismi ile rezenonsa, manen irtibata geçmesi demektir.

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) gelen ilk vahyin ardından, üzerinin örtülmesini isteyip endişe izhar edince, Hazreti Hatice Validemizin O’nu teselli etme adına söylediği şu sözler çok manidardır: “Allah’a yemin olsun ki O Seni asla zayi etmeyecektir. Zira Sen, akrabalarını ziyaret eder, hep doğru söyler, başkalarının yüküne omuz verir, yardım eder, misafir ağırlar ve sıkıntıya dûçar olanlara yardımcı olursun.” [Buhârî, bedü’l-vahy 1; Müslim, iman 252.]

Efendimiz (sav);

مَنْ كَانَ يُؤمِنُ بِاللَّهِ والْيوْمِ الآخِرِ ، فَلْيُحسِنْ إلِى جارِهِ

ومنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ واليومِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفهُ

 “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin…!” (Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85) buyurmuştur.

Her zaman ikramı seven Efendimiz (sav) ümmetini de teşvik etmiştir.

Ey İnsanlar! … Sofranız herkese açık olsun, çokça ikram edin,… Böylece selametle Cennet’e girersiniz!” buyurmuşlardır. (İbn-i Mâce, Et’ime, 1; Dârimî, Salât, 156) 

Abdullah b. Selam der ki: Hz. Peygamber (s.a.s) Medine’ye varınca halk ona doğru koşuştu ve: “Resulullah geldi” denildi. Ben de halkla beraber ona bakmak için geldim. Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediğini işittiğim ilk şey şu sözüydü: “Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, akrabalarınızı gözetin ve insanlar uykudayken namaz kılın. Böyle yaparsanız cennete girersiniz.”[1]

Bir kimse Resûlullah aleyhissalatü vesselama: “Müslümanın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sordu. Hz. Peygamber de: “Tanıdık tanımadık herkese yemek yedirmen ve selam vermendir.” buyurdu.[2]

Resulullah (s.a.s): “Aç olanı doyurun, hasta olanı ziyaret edin ve esir olanı kurtarın” buyurdu.[3]

Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: “Herhangi birinizin sofrası önünde yayılı bulunup kaldırılıncaya kadar, melekler sevabı onun için olacak şekilde salâvat-ı şerife getirirler.[4]

 Efendimizin (sav) Kendisini ziyarete gelen elçilere ikramda bulunur, oturmaları için çok kere hırkasını serer, bazen de altındaki minderi misafire verir, üzerine oturması için işaret eder, kendisi açık yere otururdu. Bu, onlara verdiği değerin bir işaretiydi.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bazı misafirleri de bizzat kendi evine davet etmiş, evinde onlarla bizzat kendisi ilgilenmiştir.

Başka yerlerde kalan elçileri ve misafirleri, kaldıkları yerlere uğrayarak ziyaret eder, hâl hatırlarını sorar, Mekke’de Kureyş’in kendisine ve arkadaşlarına yaptıklarını anlatırdı. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bu misafirlerin gündeme getirdiği her konuyla yakından ilgilenir, onlara cevaplar verirdi.

Rasûl-ü Ekrem (aleyhi ekmelüttehâyâ) kendisine gelen elçilere değişik hediyeler takdim ederdi. Onlar da Resûlullah’a hediyeler getirirdi. Onları kabul eder, dönüşlerinde yolda yiyecekleri değişik azıklar, farklı hediyeler vermeyi asla ihmal etmezdi. Buna o kadar önem verirdi ki, vefat etmeden önce de ashabına: “Elçilere benim verdiğim gibi sizler de çeşitli hediyeler verin!” buyurarak bunun takip edilmesi gereken bir sünnet olduğunu kıyamete kadar gelecek ümmetine de bildirmiştir. (Buhârî, Cihad 176-177)

Medine’ye gelen elçiler bazen Mescid’in avlusunda kurulan çadırlarda ya da ashabtan bazı kimselerin evlerinde misafir edilirlerdi. Ev sahipleri misafirlerine Müslümanlığın en sıcak ve samimi ilgisini gösterir, ikram ve hediyelerle ağırlarlardı.

Habeşistan’dan gelen heyete bizzat Peygamberimiz hizmet etmiş. Sahabîler, “Siz bırakın yâ Resulallah, misafirlerin hizmetini biz görürüz.” deyince, Efendimiz (sav); “Onlar daha önce bizim arkadaşlarımıza ikram etmişlerdi. Şimdi ben de bu hizmetlerinin karşılığını vermekten zevk duyuyorum.” demiştir.

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisine gelen misafir ve elçilerine böyle davrandığı gibi aile fertlerine de değer verir ve hep aziz tutardı. Kızı hz. Fatıma, hz. Ali ile evlendikten sonra bile yanına gelince hemen ayağa kalkar, onun elinden tutup getirir ve kendi oturduğu yere oturturdu. Hâlini-hatırını sorar, gönderirken de yine aynı iltifatlarla gönderirdi.

Zariyat suresi 26. Ve 27. ayetlerde Hz. İbrahim’in gelen misafirlerine, yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçtiği ve semiz bir dana kebabı getirdiği, önlerine koyup “buyurmaz mısınız?” diye ikram ettiği anlatılıyor. Bir kısım müfessirler bu âyetlerdeki anlatım tarzıyla, misafire hemen geliş sebebini sormayıp önce ikramda bulunma, ikram hazırlığını belli etmeden yapma, olabildiğince en iyi ikramda bulunma, nezaketle buyur etme gibi misafir ağırlama âdâbı ile ilgili bazı kurallara işaret edildiğini belirtmislerdir. (Zemahşerî, IV, 30; Râzî, XXVIII, 213-214).

İslam alimleri, Peygamber Efendimiz’in söz ve uygulamalarına bakarak özellikle beş hususta ağır ve yavaş davranmamak gerektiğini söylemiş; bu meselelerde “acele” denecek kadar seri hareket etmenin lüzumuna dikkat çekmişlerdir: bunlar birisi de  Misâfir gelir gelmez ona yemek ikram etme de  acele etmektir.

Hizmetin ilk yıllarında bir hocamız –mekânı Firdevs olsun– Bornova’daki caminin yakınında ev tutmuş,  İzmir dışından vaaz dinlemeye gelen insanları kendi evinde misafir etmiş, her Cuma günü namaz sonrası verdiği yemek vesilesiyle de orada bazı hakikatlerin anlatılmasına zemin hazırlamıştır.

Bir gün İmam Mâlik, kendisine misafir gelen ve kendisinden yaşça hayli küçük olan talebesi İmam Şafii’nin eline su dökmüş ve “Sakın ha! Benden gördüğün hareket seni utandırmasın ve de şaşırtmasın. Zira misafire hizmet etmek ev sahibinin görevidir.” demiştir.

Bazen İkramların evin çocukları tarafından yapılması faydalı olur. Çocuklar böylelikle hem hizmet etmeyi, hem ikram etmeyi hem de paylaşmayı öğrenmiş olurlar.

Efendimizin (sav) ümmetine âdeta üç basamaklı bir miraç yolu gösterdiği müjdesi ile hutbemizi bitirelim; “Müjdeler olsun nefsine hakim olana!.. Müjdeler olsun (misafir kabul etme hususunda) evini geniş ve müsait tutana!.. Müjdeler olsun hataları karşısında gözyaşı dökene!..”.

Hutbeyi PDF formatında görüntülemek ve indirmek için tıklayınız

CUMA HUTBESİ MİSAFIR AĞIRLAMA VE İKRAMDA BULUNMA

[1] Tirmizi 4/652 (2485) ve İbn Mace 1/423 (1334) Beyhaki, 3090-

[2] (Buhârî, Îmân 6, 20; Müslim, Îmân 63,

[3] Buhari, etime (195). Beyhaki, 3087-

[4] Taberânî, Evsat

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy