Günümüzde topyekün dünya ve hususiyle de bizim coğrafyamızdaki milletler, şimdiye kadar olanlardan çok farklı ve öncekilerle kıyas edilemeyecek ölçüde tehlikeli bir dönemeçten geçmekte. Öyle ki, her an bütün dengelerin alt-üst …
Kürsü
-
-
Zevk u safâ düşkünlüğü, hafif meşreplik ve bunaklık da demek olan sefâhet, günümüzde çok yaygın ve âdeta teşvik görmekte. Ülkemiz dâhil hemen her yerde gırtlağına kadar sefâhete gömülmüş bir sürü …
-
Dünyanın karanlıklara yenik düştüğü bir dönemde ufkumuz hep renklerle tülleniyordu ve peşi peşineydi fecir şölenleri. Doludizgindi ışık süvarileri ellerinde pâr pâr meş’aleler, dirilişe çağırıyorlardı insanları uğradıkları her yörede.. diriliyordu semtlerine …
-
Milletlerin kaderine hükmeden/hükmetmek isteyen kaba kuvvet temsilcileri, öteden beri, ideolojileri adına veya yaptıkları kötülükleri meşru ve mâkul gösterme hesabına yığınlarda her zaman ürperti hâsıl edecek şeyleri kullanagelmişlerdir; yani, “ideoloji tehlikede”, …
-
Bir zamanlar bizim dünyamızda her şey çok renkli ve çok derindi; öyle ki, bu âlemde her zaman sağlam bir dünyevîliğin yanında engin bir uhrevîlik göze çarpardı. Onun atmosferine girenler, idrak …
-
Dünya, insanoğlu için şu sonsuz fezâda ahenkle yüzüp giden mükemmel bir seyahat gemisi; içinde varolduğumuz, varlığımızı duyduğumuz, Vareden’i bildiğimiz sımsıcak bir yuva; canlı-cansız aksesuarıyla cıvıl cıvıl ve rengârenk bir meşher; …
-
Böbürlenme, kendini beğenme ve çok defa bir fâikiyet mülâhazası içinde bulunma diyebileceğimiz kibir, kişinin, bir kısım farklı özellikleri varmış gibi davranması, oturuşu-kalkışı, nefes alıp verişi, el-ayak hareketleri ve mimikleriyle hep …
-
Bizler dünkü kültür ortamında yetişen nesilleriz; yarınki kuşaklar da, şimdilerde bizim oluşturduğumuz/oluşturacağımız irfan atmosferinin çocukları olacaklardır. Bugünkü nesiller, bağrında neş’et edip geliştikleri dinî, millî ve içtimaî atmosferden renk ve çizgiler …
-
Bugün hem biz hem de bizimle aynı kaderi paylaşan milletler, tarihin en bunalımlı dönemlerinden biriyle yüz yüzeyiz. Öyle ki tabakat-ı beşer çapındaki sarsıntıların biri atlatılamadan ufukta bir ikincisi beliriyor. Her …
-
Bir zamanlar “din” denince ilk defa akla bizim dinimiz geliyordu ve her akla gelişinde de vicdanlar saygıyla ürperiyordu. Her şeyden evvel onun sâlim vicdanlarda bıraktığı iz çok derindi ve her …