Mizan Mü’minin Gönül Dünyası | 16 Aralık 1976 Bornova Hizmetten08/10/20190240 Görüntüleme HUTBE-1 (17 Aralık 1976-BORNOVA) • PEYGAMBERİMİZİN DERDİ İNSANLARA İMANI ULAŞTIRMAKTI… • “NERDEYSE İNANMIYORLAR DİYE, KEDERİNDEN KENDİNİ TELEF EDECEKSİN!” AYETİ… • PEYGAMBERİMİZİN, AMCASI EBU TALİBİN MÜSLÜMAN OLMASI İÇİN GÖSTERDİĞİ ÇABA VE KEDERİ… • PEYGAMBERİMİZİN AYETLE, AMCASI HAKKINDA İSTİGFAR ETMEKTEN MENEDİLMESİ… • PEYGAMBERİMİZİN, AMCASINI DOĞRAYAN VAHŞİYE İMAN KAZANDIRMA ÇABALARI… • HZ.ÖMER’İN, YAŞLI PAPAZ İNANMAMIŞ DİYE AĞLAMASI… MUHTEREM MÜSLÜMANLAR! Müminin heyecanını, müminin duyduğu duygulandığı hususları bir seri arz etmek istiyorum. Tamamen sizi düşündürücü, düşünmekle ancak kavrayabileceğiniz şeylerle meşgul ve meşbu etmemek için, meselenin pratik yönünden bir iki tabloyu arz etmenin daha faydalı olacağı kanaatına vardım. Mümin Allah’a iman ettiği için, her şeyi o iman açısından ele aldığı için, her şeyi gibi heyecanları da dupdurudur. Onda insana teşviş verebilecek bir bulanıklık yoktur. Bir art fikir olabileceği intibaını uyaracak bir mana bir hava yoktur. Duygularıyla düşünceleriyle dupdurudur. Ve doğrudan doğruya verasında Allah’ı gösterir mümin. Mümin davranışlarıyla Allah’ı gösterir, Mümin sözleriyle Allah’ı gösterir. Mümin kalbî heyecanlarıyla Allah’ı gösterir. Müminin namazında, Allah’a ait manaları okursunuz. Yemesinde içmesinde Allah’a ait manaları okursunuz, sokakta gezerken de onu okursunuz. İlim irfan müesseselerinin başında davranışlarıyla Allah’ı ifade ettiğini görürsünüz. Mümin her şeyiyle hayatını Allah’a adamış insandır. Allah’a inanmış, O’na güvenmiş, itimat etmiş, emniyet dairesi içine girmiş, Allah adına bir bakıma yok olmuş, tasavvufî bir dille ifade edilecek olursa, fena fillah olmuştur… Allahın emirlerinde, isteklerinde kendinden geçmiştir; kendi arzularından sarf-ı nazar etmiştir. Bütün bir hayatı içiyle dışıyla, maddesiyle manasıyla, kevnî yönüyle, ledünnî yönüyle tamamen Allah’a adamış, Allah’a vakfetmiştir. Bu müminin her haldeki duygu ve düşüncelerine hâkim olan şey de, insanların elinden tutmak, insanları Allah’a götürmek olacaktır. Müminlerin en birincisi nebilerdir. Mümin çevresiyle alakadar olacak, mümin duyduğu bildiği şeyleri intikal ettirebilmek için, etrafına bütün imkânları araştıracak, bütün imkânları kullanmaya çalışacak. Şuradan şu yoldan şu gedikten insanlara nasıl Allah’ı anlatırım, nasıl Peygamberi anlatırım diye onun heyecanı ile dolup taşacak… Onun için mevizeye başlarken müminin heyecanı diye bir sözle başladım ve onun verasında şu cemaatin yarısı en azından sabah akşam gece gündüz insanlara hak ve hakikatı anlatmayı dert edinirlerse bu millet birdenbire doğrulacak, ayakları üzerine kıyam edecek ve bütün hayalet heykellerini yıkacak, kalbinde ve kafasında hayalet adına bir şey bırakmayacaktır…. Bu heyecanı duymak, bununla dolup taşmak… İnşallah hutbelerde her hafta mümin heyecanının bir yönünü arzetmek süretiyle oradaki nazarî ve ilmî meselelerin pratik yöndeki durumunu intikal ettirmeye çalışacağım. Allah sizi ve beni ihlası etemmi tahsile muvaffak kılsın, yolunda daim ve kaim eylesin… Hutbenin tam metni için tıklayınız.